DOLAR 32,4736
EURO 34,7873
ALTIN 2.440,57
BIST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 17°C

Ölüm Bazen Şifadır

Ölüm Bazen Şifadır

Lezzet denince aklımıza özel yemekler, nimet denince nedense hep para geliyor. Oysa Hazreti Ali “Bütün lezzetlerin tadına baktım, en lezzetlisi can sağlığıdır.” demiş. En büyük nimet de yine para değil sağlıktır.  Çoğu zaman parayla sağlık veya mutluluk elde edilmez. Ama sağlıklı bir beden her zaman para kazanmanın ve mutlu olmanın ilk şartıdır. Vücudunuzdaki en küçük sağlık sorunu bile yaşam kalitenizi düşürür. Daha büyük sağlık sorunlarınız varsa, çuvalla paranız olsa bile sefil bir hayat yaşarsınız. Lezzetli olduğunu düşündüğünüz birçok yemek size yasaklanır. En çok sevdiğiniz bir yemek bile tat değil,  dert olur vücudunuza.

Osman Duman

Bazen bozulan sağlınızın tedaviyle, ilaçla eski haline döndürülmesi mümkün olmayabilir. Hatta hastanın aldığı tedavi ve kullandığı ilaçlara rağmen sağlığı giderek doktorları çaresiz bırakabilir. Bazı uzuvlarını gerektiği biçimde kullanamaz. Hasta yeri gelir adını bile hatırlamaz, en yakınını tanımaz hale gelir. Yemeyi içmeyi, nefes almayı bile unutabilir. Yatağa mahkûm ve bakıma muhtaç bir şekilde hayatını sürdürmek zorunda kalır.  Ağızdan besleme yapılamadığı için hasta yoğun bakıma alınarak damardan beslenir, solunum desteği verilir. Bu hastalardan bazıları mideden hortumla beslenir. Aslında sefalet insanın beş parasız kalması değil, böyle bir hayat yaşamak zorunda kalmasıdır.

Demans olarak tanımlanan bu hastalığın tedavisi yok, tek şifası ölüm

Yaşamak denirse, annem bu hastalıkla en az beş yıl yaşadı. Üç kez yoğun bakıma girdi, iki kez yoğun bakımdan alınarak serviste tedavi edilmeye çalışıldı. Tedavinin faydası olmayınca uzun bir süre evde bakımına devam edildi. Bayramın son günü üçüncü kez yoğun bakıma alındı. Bu kez çıkamadı yoğun bakımdan. Vasiyeti üzerine annesinin yanına defnettik annemi. Cenazeyi yıkama işi bitince gittim son kez gördüm. Yüzünde huzurlu bir ifadeyle uyuyordu, sanki dokunsan uyanacak gibi. Sanki yaşadığı hastalık son nefesiyle birlikte vücudunu terk etmişti. Hiç kimse annesinin böyle bir hastalıkla yaşamasına razı olmaz ama ölmesini de istemez.

Bütün acıları yaşadım, en acısı başkalarına muhtaç olmaktır

Ancak şunu kabullenmek gerekiyor ki ölüm sağlıklı veya hasta tüm canlılar için kaçınılmaz bir son. Önemli olan yaşadığı süre içerisinde sağlıklı kalabilmek. Ölmek için hasta olmaya da gerek yok. Her canlının bir yaşama süresi var. Canlı dünyaya geldiği anda kum saati akmaya başlıyor. Saatin üst bölümünde ne kadar kum olduğunu kimse bilmiyor. Kimin az, kimin çok. Ömür dedikleri an saatin üst bölümündeki kumun bitmesiyle son buluyor. Çoğumuz ecel gerçeğini göz ardı ediyoruz. Hastalıkları veya bir kazayı ölüme sebep olarak görüyoruz. Hastanın ölümü için doktoru suçlayan şuursuzlar bile var.

Yine Hazreti Ali diyor ki “Bütün acıları yaşadım, en acısı başkalarına muhtaç olmaktır.”  Bu muhtaçlığı yalnız parasal anlamda düşünmeyin. Bakıma muhtaç olmak en acısı olsa gerek. Hasta olmamak için bilinçlenin, sizi hasta edecek lezzetlerden vazgeçin. En lezzetli nimetin sağlık olduğunu unutmayın.

Sağlık ve huzurla kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.