Galatasaray, deplasmanda Fenerbahçe’yi 3-1 mağlup ederek, 22 Aralık 1999’dan bu yana 20 yıl iki ay sonra Kadıköy’de galip geldi.
Fatih Terim “Benim için önemli olan lig sonunda şampiyon olmaktır. Yenmek yenilmek çok da önemli değil” dese de 99 yılındaki 2-1 galibiyeti nasıl tarih yazdıysa, nasıl 6 Kasım 2002’deki 6-0 maç istatistik olarak tarihte yerini aldıysa, bu galibiyet de tarihte yerini alacak.
Galatasaray bu galibiyetle üst üste 7. Maçını kazandı ve Şampiyonluğun en önemli adaylarından biri oldu.
Zaten “Bu kritik üç Haftayı hasarsız geçen iddialı olur” demiştim. Bu galibiyetle en hasarsız bu üç haftayı Galatasaray geçti.
Hala gizli lider Trabzonspor belki ama; Trabzonspor İstanbul’a Galatasaray’a gelecek.
Maç ile ilgili söylenecek çok şeyler yok.
Fenerbahçe çok dağınık. Oyun lideri yok. Gustavo ve Emre’nin olmadığı haftada Ozan Tolga ve Tolgay ile kurduğu orta saha çok kırılgan ve üretemeyen görüntüdeydi.
Maçın başından itibaren oyuna hükmeden Galatasaray’dı. Oyun aklı da vardı. Onyekuru biraz daha becerikli olsa tarihi farkı tek başına Onyekuru yapardı.
Maçtan sonra “Biz bu sene lig şampiyonuyuz. Diğer takımlar kendi aralarında sıralamayı belirlesinler” diye işe başlayan Ersun Yanal nihayet istifa etti.
Sivasspor maçından sonra başkanın açıklamalarıyla taciz edildiğini söyleyen Ersun, kazandığı bir sonraki maçta da “Bu takım teknik direktörsüz de kazandı” dedi.
Zaten zoraki nikah sona erdi.
Ersun Yanal taraftarın kendisini istemesine, başkan Ali Koç’un da “madem istiyorsunuz buyrun görün” mealinde onu işbaşına getirdi.
Ersun işe başlarken hata yaptı. Elindeki oyuncu grubuna bakmadan “Biz sezon sonunda şampiyonuz. Diğer takımlar kendi arasında klasmanı belirlesin” dedi.
“Fenerbahçe defans yapmaz yaptırır”
gibi gereksiz sözlerle kendi kuyusunu kendisi kazdı.
Sezon başında büyük hatalara rağmen Comolli ile devam eden, taraftar istiyor diye Ersun Yanal’ı işbaşına getiren başkan Ali Koç, bundan sonraki hedeftir.