DOLAR 32,5633
EURO 34,9936
ALTIN 2.449,25
BIST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 18°C

Bak Sen Şu Virüsün Ettiklerine

Sporun bir beden eğitimi olduğu düşüncesi temelde doğru olsa da, artık spor; bireysel bir faaliyet olmaktan çok, bir ekmek kapısı, birçok iş kolunu da besleyen devasa bir sektördür.

Gıda, turizm, ulaşım, tekstil sektörleri, yazılı ve görsel basın bu sektörden azami fayda sağlamaktadırlar. Seyirci hasılatı, reklam gelirleri, yayın haklarından ve şans oyunlarından elde edilen gelirler, sektörü ayakta tutmaktadır. Birkaç ay öncesine kadar, dünya genelinde şirketleşmiş milyar dolarlık kulüpler; müsabakaların düzenlendiği muazzam tesisleri,  kalabalık seyircisi ve taraftarların coşkusu ile rüya çağını yaşıyordu adeta. Ta ki, corona  virüsü ortaya çıkışına kadar…

Bildiğiniz gibi, virüs ortaya çıktığı yerde durmadı, kısa sürede küresel bir salgına dönüştü. Okullar, müsabakalar tatil edildi, yurtlar, oteller kapandı. Seyahat ve sokağa çıkma yasakları derken hayat durdu neredeyse. Alınan sıkı tedbirlerin bir miktar gevşetildiği bu günlerde, müsabakaların seyircisiz oynanması var gündemde. İnsan sağlığı açısından alınan her türlü tedbiri destelemek ve alınan tedbirlere uymak vatandaşlık görevimiz elbette. Nasıl gerekiyorsa, öyle yapılacaktır. Ama esas soru; bu durumun yani müsabakaların seyircisiz oynanması ne kadar sürecektir?

Bana göre seyirci, müsabakaların kıvılcımı, dinamiği, rüzgârı, ruhu, sesi, rengi, canı her şeyi işte. Seyircisiz oynanan bir karşılaşmayı, televizyondan canlı olarak seyrettiniz mi hiç? Tatsız, tuzsuz, ruhsuz, sessiz, renksiz… İnsanı sıkıyor, yoruyor adeta. Reklamları seyret daha iyi…

Ya sporcular?  Onların durumu daha da kötü. Saha avantajı diye bir şeyden söz etmenin, bir esprisi kalmadı. Tek destekleri var o da yedek kulübesi. Onlar da fazla ses çıkarsalar, hakem müdahale edecek, kart gösterecek, belki dışarı atacak diye tedirgin olacaklar sürekli. Sporcuların motivasyonu düşecek, bu durum oynanan oyuna, belki skora bile yansıyacaktır.

Sporun evrensel bir dil olduğunu, kitleleri bir araya getirdiğini, bir kültür olduğunu da düşünürsek, seyircinin önemi daha net olarak ortaya çıkar. Umarım bu salgın bir an önce biter, bizler de normal hayatımıza, eski günlerimize geri döneriz, seyirci de tribündeki yerini alır. Spora renk gelir, ses gelir.

Tez zamanda tamamen virüsten temizlenmiş günler için biraz daha sabır, kurallara uymaya devam.

Sağlıcakla kalın…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.