Tesadüf golü gelmeyince havlu attık

İtalya maçından sonra Galler karşısında bir varlık gösteremedik. Şenol Güneş’in yanlış oyuncu tercihleri ve ilkel taktik anlayışı mağlubiyeti kaçınılmaz kıldı. Eğer rakip oyuncular girdikleri müsait pozisyonları gole çevirebilseydi, ortaya İtalya mağlubiyetinden daha kötü bir tablo çıkabilirdi.

Sistem yok, yanlış oyuncu tercihleri

Galler maçında Şenol Güneş’in ilk 11’inde sürpriz isimler vardı. Savunmanın göbeğinde Merih’in yerine Kaan sahadaydı. Ayrıca Cengiz de sağ kanat oyuncusu olarak maça başlayanlardandı. İtalya maçında ilk 11’de şans bulan Yusuf Yazıcı ise Galler maçının yedekleri arasındaydı. En dikkat çekici değişiklik, Merih’in yerine oynayan Kaan’dı. Bu değişiklik sonuç verdi mi? Kesinlikle HAYIR… Uyumsuz savunmamız ilk 45 dakikada öyle açıklar verdi ki, ilk yarıyı 1-0 önde bitiren Galler, pek ala 3-0 ya da 4-0’lık skorlarla da soyunma odasına dönebilirdi.  Maçın ilk golünü atan Ramsey, 2 net pozisyondan da faydalanamadı. Neyse ki ikinci yarı Şenol Hoca, yanlışlarını görüp düzeltti!!!

İkinci 45 dakikaya Millerimiz Merih ve Yusuf’lu bir 11’le başladı.  Çıkan oyuncular Okay ve Ozan’dı. Aslında Okay ve Ozan’ın bu maça ilk 11’de çıkmaması gerekirdi. Bu gerçeği göremeyen ya da görmek istemeyen Şenol Güneş, ilk yarıda Ramsey’i sürekli kaçıran Okay’a bu defa 45 dakika dayanabildi. Aslında ilk 30 dakika sonunda da pek ala Okay’ı çıkartabilirdi. İkinci yarıya Merih’i savunmanın merkezine çekip, Kaan’ı ön libero da kullandı. Ozan’ın yerine oyuna giren Yusuf, orta sahada takıma bir hareketlilik getirdi ama yetmedi. Futbolcularımız arasında bir uyum sorunu olduğu bütün çıplaklığıyla görünüyordu. Bu olumsuzluğun kaynağını oyun anlayışımız oluşturuyordu.

Tek oyun planımız, topları rakip sahada Burak’la buluşturup, onun fileleri havalandırmasını beklemekti. Böyle ilkel bir oyun anlayışıyla Galler karşısında sonuca gitmemiz mümkün olmadı, olamazdı zaten… Ancak tesadüfler bize golü getirebilirdi. Zaten 90 dakika boyunca da, bundan önceki maçlardaki gibi, bu tesadüf golünü kovaladık. Kornerlerden kafa, karambollerden fırsat golü aradık ama bulamadık. Bakü’de şans faktörü de yanımızda değildi;  galiba şans kontenjanımızı fazlasıyla Hollanda, Norveç ve Letonya maçlarında kullanmıştık!

Bale’ın etkisi

Futbolun bütün doğrularını yapan Galler, 90 dakika boyunca bizim zaaflarımızdan çok iyi faydalandı. Bale’in savunma arkasına kaçan takım arkadaşlarını topla buluşturma taktiği sonuç verdi. İlk 45 dakikada 31 yaşındaki Galli yıldızın böyle iki servisinden biri golle sonuçlandı. Tabii Bale bu pasları atarken, acaba Şenol Güneş, Galli oyuncuyu tutmakla hangi futbolcusunu görevlendirmişti ? Ben kimseyi göremedim! Maç boyunca Bale, aslında kendisini o kadar güzel saklayarak oynadı ki, her halde Bizim Çocuklar, “Bu Bale’i tutmasak da olur” diye düşündüler!!!  Kim bilir?..

Son derece akıllı oynayıp, doğru yerlerde doğru hamleler yaparak bu akşamki 90 dakikaya damgasını vuran  Bale’in tek şanssızlığı kaçırdığı penaltıydı. Penaltıya neden olan pozisyonun kahramanı olarak Galli yıldız, son derece kötü bir penaltı kullanıp, topu farklı bir şekilde kalenin üstünden auta gönderdi. Kaçan penaltıyla umutlandık bir parça! Ancak Bale, Galler’in ikinci golünün de hazırlayıcısı olarak kendisini affettirdi. İkinci golü yeme biçimimiz gerçekten tam bir faciaydı. Korner organizasyonunda aynı denemeyi iki kere yapıp, ilkinde golü kaçıran Bale, ikinci hamlesinde gol pasını arkadaşına verip, Galler’i zafere taşıdı.

Bitirirken, son bir ilave daha yapmak gerekiyor. Bugünkü maçta Galler’in teknik direktörü Page, İsviçre maçının tek golünü atan Moore’u bir kere daha santrfor olarak kullandı. Ancak Galler ataklarında Moore, kalecimiz Uğurcan’ı tehdit eden pozisyonlara girmedi. Toplu oyunda pek ön plana çıkmayan pivot santrfor Moore, esas katkıyı topsuz oyunda yaptı. Galler ataklarında bizim savunmamızın dengesini 90 dakika boyunca sahte koşularla bozan Moore, bu şekilde takım arkadaşlarına boş alanlar açtı. Bu boş alanları da başta Ramsey olmak üzere en iyi şekilde değerlendirdiler. Bu akşamki 90 dakikada Galler, bize,  takım nasıl olunurun dersini verdi. Adamları tebrik etmek gerekiyor…