Rusya’nın Cezası Yugoslavya’nınki Kadar Kötü Olmadı!
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonu kabul etmeyen Batı, Putin’in ülkesini uluslararası spor karşılaşmalarından men ederek cezalandırıyor. Ruslara verilen cezalar, 1990’lı yılların başında Yugoslavya’nın yaşadığı süreci hatırlatıyor.
Cem Çetin
Bu yazıyı okuyan 1995 sonrası doğanlar, “Yugoslavya diye bir ülke mi varmış?” diye bir soru akıllarından geçirebilir. Geçirmeleri de normal! Günümüz coğrafyasında artık böyle bir ülke yok; tıpkı Sovyetler Birliği ya da Çekoslavakya gibi… Bu arada yeri gelmişken belirtmek isterim, günümüz gençlerinin coğrafya bilgileri çok ama çok yetersiz!
Batı, sporu Ruslara yasakladı!
Rusya’nın Ukrayna yönelik başlattığı askeri operasyona cevap olarak Batılılar, Putin’in ülkesini her alanda cezalandırıyorlar. Ekonomik ağırlıklı yaptırımlar dışında Batı, sporda da Ruslara acı bir reçete sundu! Her türlü spor organizasyonundan Ruslar men edildiler. Batılıların sporla ilgili bu kararı, açık bir şekilde gösteriyor ki spor ve siyaset aslında iç içe… Bir başka ifadeyle spor, siyasetin güdümünde! Yaklaşık 6 ay önce piyasaya çıkan Sporun Jeopolitiği kitabım, spor ile siyasetin nasıl iç içe geçtiğini ayrıntılarıyla anlatır.
Şu sıralar pek çok uluslararası spor federasyonu, birbirleriyle yarışırcasına Rusya’yı her türlü spor etkinliklerinden men eden kararlarını açıklıyor. Zaten son yıllarda Batı, doping bahanesinin arkasına sığınıp Ruslara karşı düşmanca tavırlar sergilerken, patlak veren Ukrayna operasyonu Batılılara, Ruslardan tamamen kurtulmak için önemli bir fırsat sunmuş olabilir. FIFA; Rusya’yı 2022 Dünya Kupası elemelerinden men etti, Euroleague Yönetimi Rus takımlarının maçlarını askıya aldı, UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna devam eden S.Moskova’yı ihraç etti…
Yugoslavya örneği
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, aklıma 1992 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine hazırlanan Yugoslavya örneği geldi. O zamanki Savicevic’li, Prosineceki’li, Pançev’li Yugoslavya, Avrupa Şampiyonası’nın 1 numaralı favorisiydi. Finaller İsveç’te oynanacaktı. Finallerin başlamasına 5 gün kala UEFA, Yugoslavya’daki iç savaşın sorumlusu olarak Sırp Miloseviç’i gösterip, İsveç’te son hazırlıklarını yapan Yugoslavya’yı EURO 1992’den men etti. Düşünün o Yugoslav Milli Takımı’ndaki futbolcuların yaşadıkları hayal kırıklığını…
Spor ruhuyla örtüşmeyen UEFA’nın Yugoslavya kararı, aslında uluslararası ilişkilerde lobi gücü yüksek devletlerin, UEFA üstündeki gücünü yansıtıyordu. Günümüzde de devam eden bu durum, uluslararası federasyonların kararlarının ne kadar çok uluslararası ilişkilerdeki gelişmelere bağlı olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Yugoların EURO 1992’den men kararını bir Sırp antropolog, Ortodoks Sırpları düşman olarak gören Alman ve Vatikan lobilerinin rolüne bağlar. Tam 30 yıl önce yaşananlar şimdi yeniden tekrarlanıyor…
Ruslara verilen cezaların şimdilik çok can yaktığını düşünmüyorum; futbolda ne kulüp ne de milli takımlar düzeyinde çok iyiler. 2022 Dünya Kupası baraj maçlarından ihraç edilmeleri kendilerini üzmüş olabilir ama elenerek de üzülebilirlerdi!!! Belki içlerinden, “İyi ki, doğrudan katılma hakkı elde etmemişiz” diye geçiriyorlardır. Anlayacağınız; FIFA’nın Rusya’ya verdiği men cezası, 30 yıl önce Yugolara verilen cezadan daha ağır bir özellik taşımıyor. Bu örnekler, Batı’nın sporu kendisine ait bir değer olarak görüp, gerektiğinde sporu bir silah olarak kullandıklarını gözler önüne seriyor! Bitirirken, Orwell’in çok sevdiğim bir sözünü kullanmak isterim: “Spor, ateşli silahlar kullanılmadan yapılan bir savaştır” Ne kadar doğru değil mi?