Öyle Bir Geçer ki Zaman
Zamanı öğrenmek için kolumuza, kıymetli saatler takıyoruz. Evimizin duvarlarını göz alıcı saatlerle süslüyoruz. Ancak o saatlerin gösterdiği zamanın kıymetini hiç bilmiyoruz. Kolumuzdaki pahalı saatlere, akıp giden zamandan daha çok değer veriyoruz. Oysa saat, satın alınabilen bir meta. Ama zamanı satın almanın imkânı yok. Zamanı öğrenmek için çok pahalı saatlere de gerek yok, en ucuzu bile işimizi görüyor. Ancak zamanın kıymetini öğrenmek için farkında olmadan, çok büyük bedeller ödüyoruz. Bozulan veya kaybolan saatin yenisi alınabiliyor ama kaybedilen ve değerlendirilmeyen zaman, bir daha geri gelmiyor.
Gençler okulun veya askerliğin bir an önce bitmesini istiyor. Oysa askerlik ve öğrencilik dönemleri insanın iler ki hayatında en çok özleyeceği günlerdir. Yetişkinler kış çabuk geçsin, bir an önce yaz gelsin istiyorlar. Fakat geçen kış, biten okul veya askerlik ömrümüzden gidiyor. Geçen zaman için seviniyoruz çoğu kez, tükenen ömrümüzün farkında değiliz. Herkes birbirine nasıl vakit geçirdiğini soruyor. Vakit zaten inanılmaz bir hızla geçiyor. Doğrusu vaktimizi nasıl değerlendirdiğimiz olmalı. Vakit geçirmek için insanlar kahvehaneleri, eğlence mekanlarını dolduruyorlar. Eğlence de bir ihtiyaç belki ama tüm zamanını bu mekanlarda geçirenler var. Vakit geçirmek için uğraşan insan, yaşlanınca bu sefer de ne çabuk geçti diye, zamana sitem ediyor.
Sevinçli ve mutlu zamanlar ne kadar uzun olursa olsun, çoğu kez bir şimşek gibi çakar geçer. Ama sıkıntılı zamanlar çok kısa bile olsa bir türlü geçmek bilmez. Sağlıklı ve mutlu günlerimizi farkında varmadan yaşıyoruz. Sahip olduğumuz sağlık ve mutluluk nimetini fark etmiyoruz. Geçmişe takılı kalıyoruz veya geleceğimiz için endişeleniyoruz. Beynimizde geçmiş zamanı veya gelecek zamanı yaşadığımız için, şimdiki zamanı gerektiği gibi yaşayamıyoruz.
Zaman, kıymetini bilmeyen insanlara karşı çok acımasızdır. Kıymetini bilenleri de mükafatsız bırakmaz. Elbette çalışan kazanır ama gençken gelecek için, fırsat varken kazanmak için çalışmak gerekir. Genç veya yaşlı herkesin geleceği, yaşadığı zaman dilimi içerisindeki bilincine ve gayretine göre şekillenir. Yarın, okul bitince, evlenince gibi ertelemelerle zamanımızı harcıyoruz. O kadar uzun vadeli planlar yapıyoruz ki oysa yarına çıkmaya bile garantimiz yok. İçinde bulunduğumuz anı yaşamalıyız, anılarımızı veya hayallerimizi değil.
Sağlık ve huzurla kalın.