HİKAYE…
Futbol sadece futbol değildir, sanattır, ülke sevgisi, ülke bütünlüğüdür.
Hepimiz takım tuttuk, ama her şeyden önemlisi adaletin tarafını tuttuk.
Çirkinlikleri meziyet zannedenlerin karşısında saf tuttuk.
Ama şunu unutmayalım ki, Artık yazlar erken bitmiyor. Futbolumuz kaç zamandır’’ parasal’’ iklime girdiğinden beridir ki kalite olarak, her mevsim ‘’kurak ‘’ geçiyor.
Sahada vıcık vıcık itirazlar, hükümsüz hakemler ve karikatürize futbol! Bunlara öyle alıştırdılar ki artık yadırgamıyoruz bile…’’
Nasıl olsa her şey sezon sonlarında ‘’oldu bitti ye’’ getirilecek. Futbolumuzun yabancı bataklığında olması bir yana. Hakemlerin tarafsızlığa ’’yabancı’’ kalması da devam ediyor.
Büyük takımlara verilen kararlar Anadolu takımlarına başka türlü veriliyor. Büyük kulüplerin futbolcularına tahammül sınırları zorlanırken, diğer kulüplerin oyuncuları sahadan kolayca atılıyor hale geldi.
Ama bizde büyüklük tasladığımız yabancı hastalığı son sistem .Ama unutulmasın ki bu yollar futbolumuzu harcatan yollar. Bu yollar yabancılara altın raylar döşenen yollar.
Bu yollarda yürüyen yabancı futbolcular sanki futbolumuzun kalitesizliğinden hiç sorumlu değiller.
Onlar harika bir Pazar bulmuşlar, rüyalarında göremeyecekleri bir ortamda paranın peşine takılmış o yollarda yürüyorlar.
Meselenin kaypak tarafına yaslanan başkanlar ve teknik direktörler onlara gözleri gibi bakarken, onlar ise kendi yollarına bakıyorlar.
Aslında bunlar bütün kulüplerin okuması gereken ders kitabı gibi.
Baksanıza teknik direktörler kulüp başkanlarının kıyma makinesi olmuşlar. İşlerine gelince köfte yapıyorlar, olmuyorsa da çöpe atıyorlar.
İşte kulüp başkanlarının en büyük eğlence kaynakları bu.
Yoksa futbola hizmet falan HİKAYE…
Saygılarımla.