Hakkımı Helal Etmiyorum
Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, sessizliğini bozdu… Tecrübeli teknik adam, Galatasaray’dan ayrılışının ardından ilk kez bu konu hakkında açıklamalarda bulundu.
The Grand Tarabya Otel’de düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulunan Terim, divan kurulunda konuşmayı planlamasına rağmen kulüp başkanı Ünal Aysal’ın GSTV’de gazeteci Ali Kırca ile yaptığı programın ardından basın toplantısı yapmaya mecbur kaldığını belirtti.
“Bu toplantıyı organize ederken, artılarını ve eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı” diyen Terim, şöyle devam etti.
“Kimileri için susmam ve konuşmamam, kimileri için ise artık konuşup benim cephemde yaşananları anlatmam gerektiği yönünde görüşler olduğunu biliyorum. Doğal olarak ben, Galatasaray’ı düşünmek ve zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, gündemin değişmediğini gördüm. Gördükçe de daha fazla üzüldüğümü ve yaralandığımı fark ettim. Benim de değerlerim ve kıymet verdiğim bir ailem var. Unutulmasın ki sevinen, üzülen, kızan ve kırılan bir insanım. Ben, ‘Kişilere değil, Galatasaray’a ve markasına zarar verir miyim?’ diye endişe ettim. Görüyorum ki sistematik bir şekilde sürdürülen itibarsızlaştırma çalışmasından ‘Fatih Terim’e zarar veriliyor mu?’ diyen kimse yok. Şu an konuşarak yanlış yapıyorsam da başkasının yerine bana bir kere de kendi dilimden zarar gelsin diye böyle bir konuşma yapmaya karar verdim. Divan kurulunda konuşmayı planlamıştım ama Sayın Aysal’ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı beni beklememeye mecbur kıldı.”
“Galatasaray Ali Sami Yen’dir, Metin Oktay’dır”
Sarı-kırmızılı kulüpten ayrılması için gerekçe gösterilen “Galatasaray değerlerine aykırı davrandı” eleştirilerine karşı çıkan Fatih Terim, şunları kaydetti:
“Profesyonellikle, kurumsallıkta bir karar alınır, uygulanır ve biter. Ancak bizde öyle olmadı. Bittikten sonra herkes yoluna gider. Kurumsallık bunu gerektirir. 1,5 aydır alınan bu kararı meşru kılacak, kararın doğruluğunu kabul ettirecek onlarca söylemde, iddiada, hatta serviste bulunuldu. Halen kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Galatasaraylılara buradan sesleniyorum; lütfen bir haklı haksız, suçlu suçsuz arayışına girmeyin. Beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir kez olsun yüzyüze gelmeden bile tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici bir şey. Zor bir insan olabilirim. Kolayım demedim. Egolarım pekçok insandan fazla da olabilir. ‘Değişmem, yerimden kımıldamam’ demedim hiçbir zaman.
Yaşamını toplumsal ve ailevi değerler üzerine kurmuş, kendisini geliştirmek için hala eğitim alan, Galatasaray kültürünü ve geleneklerini pekçok kişiden daha fazla özümsemiş birine ‘Galatasaray değerlerine aykırı davrandın’ diyemezsiniz. Eğer insanlarınn bağlılığını gösteren bir terazi olsa, benim kefem pekçok kişiden daha ağır basar. Orada yüreğimin ve Galatasaray’da yaşadıklarımın ağırlığı vardır. Onun için ağır basar. Galatasaraylı büyüklerimden, üyelerin hür iradesiyle seçtiği başkan ve yönetimi hedef gösterecek, suçlayacak ve arkasından konuşacak bir eylem içinde bulunmamayı öğrendim. Hak etmediğim ve yaşamadığım halde, yaşanmış gibi, yaşamadığım, yapmadığım veya olmayan şeyleri doğruymuş gibi gösteren olaylara açıkçası cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Galatasaray Kulübü’nün bir divan üyesi olarak söylüyorum; Galatasaraylılık başarılı olmak için ve galip gelmek için her yola başvurmak değildir. Galatasaray Ali Sami Yen’dir, Metin Oktay’dır.”
(Eleman) meselesi, yönetim değişikliği…
Albayrak ve Dürüst’ün ayrılışı, Mersin İdmanyurdu maçı sonrası TFF ziyaretimde konuşulanlar, aylar öncesinden başlayan yeni hoca isimleri, maç öncesi primin futbolcularla görüşülmesi, sadece futbolcuların kutlanması, emeği geçen hiçbir insanın kutlanmaması ve daha neler neler… Bunları düşünüp alt alta yazsam liste çok uzar. Bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa ederdi. Tam aksine ben, ‘dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğim’ dedikçe her şeyin şiddeti arttı. Geriye bakınca bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Aysal’ın televizyon programında dile getirdiği Medical Park Antalyaspor maçı sonrasındaki açıklamaların birkez daha izlenmesinde yarar var. O açıklamada, ‘Görevimin başında, Galatasaray’ın içindeyim. Gönderilmeye çalışılsam bile direneceğimden şüphe duyulmasın’ demiştim. Her zor durumda, bana ihtiyaç duyulan ve çağrıldığım her anda koşulsuz, hiç sorunsuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadığım Galatasaray Kulübü’nde bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum. Bugüne kadar yapılanları Galatasaraylılar içine sığdırıp affediyorlarsa ben de ediyorum. Beni tanıyan ve her türlü platformda destekleyen herkese teşekkür ediyorum.”