Fatih Terim Gelmemek Üzere Gitmeli

Galatasaray Süper Lig’in 19. haftasında evinde Antalyaspor karşısında kazandı. Aldığı beş maçlık ceza bu maçla biten Fatih Terim bu maçta da takımı farklı oynatmadı. 5 sezondur başarısızlık söz konusu olduğunda devre arasını işaret eden ve takımı değiştirerek eyleme geçen Terim nedense kendisini geliştirmeyi hiç düşünmedi. Kimsenin anlamadığı set oyunu nasıl bir şey ise Galatasaray en kolay gol yiyen bir takım hüviyetinde…

Abdurrahman Pala – Sentez

2000 yılındaki başarılı ve UEFA kupası alan Galatasaray takımının ardından Fatih Terim, Faruk Süren ve Mehmet Cansun’un arasında olduğu yönetim tarafından gönderilmişti.

Şaşırmıştık.

İtalya’ya gitti.

Kendisini geliştirdi diye düşündük.

Fiorentina’da başlayan serüveni Milan’da son buldu.

İnzaghı dahil İtalyan futbolcular Fatih Terim’e tahammül edemememişlerdi.

Bundan sonra Fatih Terim iki defa daha Galatasaray’a teknik direktör oldu.

Çok iyi hatırlıyorum,

Kaybedilen bir maçtan sonra Atatürk Olimpiyat Stadı kenarında “Ben artık Galatasaray’da teknik direktörlük kaftanını duvara astım. Bundan sonra Teknik direktör olarak burada olmayacağım” demişti.

Sonra Ünal Aysal zamanındaki teknik direktörlük geldi. 

Ardından Yıldırım Demirören ile bir sabah kahvaltısında buluşacak ve “Türkiye Futbol Direktörü” terimini literatürümüze sokacaktı.

Milli takımdan “İstifa edeyim mi?” sorusuna o zamanki sorumlu Ali Dürüst’ten “Hayır” cevabını alan Terim, nihayet üç gün sonra kovuldu. O da tazminatını çatır çatır aldı ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışladı.

Bunlar da alkışladığımız hareketleri.

Bir devre arası yeniden Galatasaray’a geldi. Kendine göre transferler yaparak sezonu kapattı.

Ne var ki; 

Ne zaman başarısızlık söz konusu olsa devre arasını işaret eder oldu. Her devre arasında takımı yeniledi. 

Olmadı baştan… Olmadı yeni baştan…

Galatasaray’a maliyeti 350 bin lira olan Yunus Akgün’ü “yetersiz” diye Adana Demirspor’a kiralık gönderen Fatih Terim, onun yerine 3.5 milyon Euro takımı borca sokarak Morutan’ı transfer etti.

3.5 milyonluk Morutan hiçbir varlık gösteremezken, 350 bin liralık Galatasaray çocuğu attığı iki golle Galatasaray’ı Adana’dan mağlubiyetle geri gönderdi.

O maçtan sonra yardımcı antrenör  Selçuk İnan çıktı ekranlarda “çalışarak başaramıyorsak değişerek değiştirerek başarırız” deyip hocası gibi o da devre arası transfer dönemine pas attı.

5 dönemdir Galatasaray’da değişime giden Fatih Terim 59 tane futbolcu almış veya göndermiş. 

Kurtarıcı diye alınan ve 3 devredir satılmaya çalışılan Babel bunlardan biri 

Başarı bunun neresinde?

4 yıl önce “Galatasaray’ın çaresi kendi özüne dönmektir. Gerekirse bir yıl yarışma dışı kalıp genç Galatasaraylılardan bir takım kurulabilir.” yazmışım.

Aynı yazıyı bugün bu saat yayınlasam kimseye abes gelmez.

Geçen yıl bir gol ile şampiyonluğu Beşiktaş’a kaptıran Fatih Terim beni inandıramaz.

Eğer isteseydi geçen yıl averajla şampiyon olurdu.

Ama;

Kavgalı olduğu Mustafa Cengiz’in hanesine bir şampiyonluk yazılmasın diye o bir gol fazlanın çaresine bakmadı.

O da “gidiyorum” diye onu görevden almadı.

Bu nasıl Galatasaraylılık?

5 sezondur başarısızlık söz konusu olduğunda devre arasını işaret eden ve takımı değiştirerek eyleme geçen Terim, nedense kendisini geliştirmeyi hiç düşünmedi. Kimsenin anlamadığı set oyunu nasıl bir şey ise Galatasaray en kolay gol yiyen bir takım hüviyetinde…

O takım da Fatih Terim’in eseri.

Şimdi 6. defa devre arasında takımı değiştirecek ve çok sevdiğimiz Galatasaray’ı yeniden borca mı sokacağız?

Elinizi vicdanınıza koyun. Bu maç galibiyetle bitti diye bu gerçekleri gözardı etmeyin.

68 yaşına gelmiş Fatih Terim bir daha gelmemek üzere gitmeli emekliliğini yaşamalı, hatıratını yazmalı. Veya canı ne isterse onu yapmalı.

Ama;

Galatasaray’a zarar vermemeli.

Maç ile ilgili bir şey okuyamayan izleyicimlerimden özür dilerim. Maç ile ilgili çok anlatılacak farklı bir şey yok.

7 maçtır kazanamayan Galatasaray Feghouli ve Kerem’in golleriyle kazandı.

Maçın en güzel tarafı Kerem’in ceza alanı dışından attığı goldü.  

Hakemin konuşulmasına imkan vermeyen Ali Şansalan’ı da tebrik ederim.