Başlayalım mı?
Neye olacak?
Milli takımları seyretmeye… Hadi bakiimmm… Kadınlar ligi şöyle oluyor; oyna oyna bitmiyorrr.
Ladies first
½ İtalya ile son derece kolay bir o kadar da rahat bir karşılaşmadan sonra A Milli Kadın Takımımız Milletler Ligi karşılaşmalarına 3-0 gibi net bir skorla başladı. İtalya son Avrupa Şampiyonuydu. Egonu denen başa bela siyahi de takımda yoktu. Dublörü sahadaydı ama aslı gibi olmadı… Başka as yıldızları da Antalya’ya, Çeşme’ye falan günde 20 Avroya Kraliçeler gibi yaşamaya, her şey dahil 7 yıldızlı otellerimizde tatile gitmişlerdi. Bakın instagram sayfalarına bunların… “Türkiye çoook güzelll, deniz harikaaaa…” gibi paylaşımlar görürsünüz. Güzel tabii. Bu lükse bu kadar ucuzluğu ancak rüyanızda görürsünüz. Ama Hayaldi, gerçek oldu… Neyse sinirimi fazla bozmayayım da spora devam edeyim. Ağır konuşacağım yoksa…! İyi tatiller yine de.
A Milli Erkek takım ne mi yaptı?
İki de 2
Önce Slovenya’yı yendiler, sonra da Portekiz’e Gerlflor’u dar ettiler. Altın lig gerçi biraz eften püften takımların ligidir (2. lig gibisinden yani) ama olsun. Kazandık ya, helal olsun. Durmak yok yola devam. Her şey güzel olacak. Nedim abi de işini bilir yani. Önlerindeki maçlarına bakacağız.
Kadınlara dönersek,
Çan Çin Çon dediğiniz anda olay çıkar o yüzden söylemiyoruz.
2. maçında, ilk seti otel odasından oynayan milli takım, baktı ki maç başlamış, “Dur bakalım sahaya çıkalım artık” telaşı içinde apar topar otobüse bindi salona geldi ama maç çoktan başlamıştı. Çinliler güle oynaya ilk seti aldı. 25 dakika. Skor 25 -16 nasıl yani mi?
Anlatayım.
Instagram’da yılın stil sahibi Zegna modelleri, yok onun nişanlısı dişli, yok bunun ki saçsız falan, bi havalar ki hepsinde sorma gitsin. Pembe kafa saç şampuanı reklamları, “Aşk kadın “ klipleri, yok efendim şu ojeyi rengarenk süreriz, Trendyollarında bir oraya bir buraya koşuşturmalar gibisinden çok reklamlı hareketler… Sonunda n’oldu?
Çekik gözlüler diyarından, dağların ardından sarı tenliler geldi, reklam yapmadan Ankara’yı bize dar etti.
Bu Çinlilerle oynamak çoook ama çok zordur. Ne hissettiklerini pek anlamazsın. Sürekli gülerler. Kazanır gülerler, kaybederler gülerler. Adamı sinir ederler.
Ülkedeki 1, 5 milyar kişi arasında 18 kişilik takıma seçilince böyle sürekli sırıtmak doğal tabii. Milli takımda oynamak için sırada 100 bin kişi falan olabilir yani…
Neyse 2. sette otobüsten inip sahaya çıkan takım biraz silkinir gibi oldu. Baktılar ki maçı TRT falan yayınlıyor. Dur bakalım karizmayı çizdirmeyelim, reklam kaybetmeyelim, rating yapalım tadında bir gayretlendiler.
Çinliler de molalarda “vayyoo…, muhamuğğ.. şşiiyuee“ filan gibi bağırmalara başladılar. (ne demekse artık ..!) Baktık ki seti alıyor gibiyiz… Aldık da 25-20.
Eee sonra..
Şöyle oldu; 3 sette senaryo yine başa sardı. Uçtuk kaçtık, o toptu bu bloktu derken yine 25 dk. skor 25-16 oldu. Oldu mu sana 2-1 geri vites.
Ardından 4. set başladı tabii. Kural böyledir. 2-1 den sonra 4 set hep başlar… Ekrandaki sunucu “Biz normal oyunumuzu oynarsak yenemeyeceğimiz takım yok” demeye başladı. Biliyor adam tabii. Neredeen biliyorsa!
Çinliler, vuruyorlarda vuruyorlar. Sayı kaybedince bile ağız doldu gülen bir takıma ne yapacaksın ki? Bir de nereye baktıkları anlaşılmıyor yani…
Teknik molaya 12-9 geride girdik. Set sonunda da yine aynısı 25 -22. Aşk kadın maçı bitirdi… Servis kaçırdı. Redbull bandı yaramadı bence.
Kıssadan hisse; Avrupa şampiyonunu yendik ama dünya 3 numarasına yenildik.
Milletler liginde gençliğimizin deyişiyle “Papuç pahalı”. Gerçi günümüzde daha fahiş fiyatlı. Neyse…
Pek yakında görüşmek üzere…
Hepinize sevgilerimle,
Eski Voleybolcu
Not: Ankara’daki salonda ortam yıkılıyor bu arada. Sanırsın Olimpiyat Stadı.. Seyirciye alkışşşşş. Organizasyona da. Hangi şirkete verdilerse artık. Bilen varsa yazsın da öğrenelim. Ben biliyorum da bir ara konuşuruz.