4. DAY
Yahu bu adam durmadan yazıyor, kurtulamadık bir türlü diyenler var mı bilmem ama bazılarına hafakanlar basma (sıkıntılı terleme halidir) ihtimali yüksek olabilir. Bunlar kim midirler, ben hepsini biliyorum. Bir ara size de anlatacağım. Ama önce 5’ten önceki dördüncü yazıyı da paylaşayım da eksik kalmasın.
Güne neyle mi başladık?
Kahvaltıyla tabi de, bizim anlatacağımız başka.. İlk maçtan bahsediyoruz, herhalde di mi..
Yarı final ilk maçında dün bizi çaktırmadan, usul usul finalin dışında bırakan, “Little big Man” in takımı Imoco beklendiği gibi hiiiç zorlanmadan net bir skorla maçı üç tire sıfır alıp finale çıkıverdi.. Aaaa ne kolay di mi..
Kolay tabi. Dün Ferhat beyin hediyesini (en azından gümüş madalya şeklindeki çikolatayı) gece otelde baş uçlarına koyup, öpüp okşayıp yatmışlardır. Hatta otelde aralarında şöyle bir geyik bile dönmüş olabilir..” ne çocukmuş cnm yaa bizi düşünüp, takımını dinlendirdi..”
Panterler işi her zamanki gibi ciddiye almışlardı. Nasıl başladılarsa öyle bitirdiler..
Finali de böyle kutladılar.. “grazie farmacistaa” (Teşekkürler Eczacııııı…)
Saat 20.00
Yoksun.. (Orijinali Zülfü Livanelinin efsane parçasıdır.. Dinleteyim mi?..) https://www.youtube.com/watch?v=JAoTVJQ0Br8
Parçanın kime gittiğini herhalde anlamışsınızdır. Ama “.. Yauu bu nedir maç yazısı mı, radyo programı mı, nasıl yanii..!” diyenler olur diye (ki genelde olurlar) anlatayım..
Şöyle
Gözleri çakmak çakmaktı, inançlıydı, gençti, son gülen iyi güler diyordu, bir planı vardı. Çıktı sahaya bir Kaplan gibi rakibinin üstüne atladı. Maçı alacağına çoook ama çokk inanmıştı.
Alamadı.
Bir gün önce ne yaptığını kendisi de anlamayan “Men in Black” bugün de ne olduğunu yine anlamadan maçı bitiriverdi. “ aaa yeter ama tek tek gelin yani, bizi mi buldunuzzz yanii” demişler midir bilmem ama iki günde hem Dünya şampiyonasının son finalisti ile arkasından da son dünya şampiyonu ile cenk etmek Eczacıbaşı’na biraz fazla geldi…Ancak şunu da demeden geçmek olmazzzzz..
“Bir yanlış altı, bin musibet tir…” dimi yani.. Anladın sen..
Bize bronz madalya da iyidir diyelim de fazla moral bozmadan bugünü kapatıp, yarın ki Gerdau Minas ile oynayacağı 3. Lük maçında başarılar dileyelim. Maçlar bitince de“pandora’nın kutusunun açılacağını” şimdiden beyan edip lafın bu bölümünü kazasız belasız atlatalım.
Sana geçmiş olsun Peluş Tiger’ım. Yine almadılar di mi seni salona, terbiyesizler.. Yazıklar olsun sana efayvibbiiiii…
Haa bu arada unutmadan, benim bir önerim var.Yarın ki maçı kenardan Peluş Tiger’ım yönetsin. Bak bakalım sahaya nasıl giriliyormuş görsünler ;-))
Volleybank
Maçtan önce salona giren ilk kişi kim biliyor musunuz?
GiGu..
Peki maç sırasında en iyi yüksekten ve en hızlı smacı vuran kim biliyor musunuz?
Ülkemizin dünyadaki gururunun lakabı ne biliyor musunuz?
Kupa koleksiyoncusu
Valla onu bilir onu söylerim, tecrübe böyle bir şey işte.. Kendini şişirip, maçı oynamadan kazandım havalarında dolaşırsan, attan düşmüşten beter olursun. Vakıfbank bu işi ne kadar istediğini, ne derece de iyi hazırlandığını ve sakatlık falan filan dinlemeden, bahane üretmeden .” tek sayı oyununu” ne kadar konsantre oynadığını gösterdi.
Dünya şampiyonası finalinde başarılar
Hadi bakim, erken yatın öğlen Eczacıbaşı’nın 3. Lük maçı var. (Saat 13.00) Sonrada erken final var (16.00)
Bu günü Türk derbisi ile kapattık, yarın da “ Türk kupaları “ günü olsun.
Hepinize sevgilerimle
Eski Voleybolcu
Not: Maçtan önce başkan Mehmet Akif Üstündağ Trt’de eski voleybolcu kardeşimiz Özlem Özçelik’e