Bulut’tan yapamıyorum feryadı!
Ligin son sırasında yer alan Gençlerbirliği’ni konuk eden Erol Bulut yönetimindeki Fenerbahçe, rakibine 1-2 mağlup olarak bir kez daha hayal kırıklığı yarattı. Sezon başında beri oynattığı futbol, tercih ettiği kadro ve oyuna telaşlı ve hatalı müdaheleriyle “FENERBAHÇE BANA BİR DEĞİL 10 BEDEN BÜYÜK GELİYOR VE BEN YAPAMIYORUM” diye feryat ediyor adeta!.
Sezon başında ve devre arasında yapılan transferlerle kurulan ve başarı dolu üç tane 11’in çok rahat kurulabileceği kadro zenginliği karşısında doğru düzgün bir kadroyu oluşturmayan ve belli bir sistemde Takımını oynatamayarak kendi kafasında ki karışıklığı Takımına yansıttı deyim yerindeyse!.
Skorsal olarak neticeye gidemediği ve buna bağlı sık sık kaybedilen puanlara rağmen, kadroda revizyona gidememesi, oynattığı kontrolsüz futbol ve kaleye cepheden gidecek oyun sisteminde ısrarcı oyun ve durmadan topu kanat oyuncuları vasıtasıyla ceza alana gönderme arzusu ve özellikle maçların son bölümlerinde tamamen doldur boşalta dönüşen orta yağmurları ise, genelge rakip kalecilerin toplayabildiği veya rakip savunma oyuncularının ilk müdaheleriyle son bulduğuna tanık olduk hep.
Bırakın rakip gözetmeyi, gerek içerde gerekse dışarı da aynı oyun biçimini tercih etmesi ve tek forvetle saha çıkmasından kaynaklı pozisyona az girilen maçların tümünde Fenerbahçe’nin maçlarda zorlandığına tanık olduk. Duvar paslarının az olduğu, derin paslar ile ceza alanına oyuncu sızdırılmalarının olmadığı, net olarak ifade edilen pozisyonlara girilmesi nedeniyle sezon başından bu yana Fenerbahçe’nin sonuca gitmekte zorlandığına şahit olduk hep.
Fenerbahçe’nin Yönetiminin Erol Bulut’u kendi evladı olarak görmesinden olacak ki, alınan bunca başarısız sonuçlara rağmen, ve özellikle Kadıköy’ün yolgeçenhan köyü’ne dönmesine rağmen belki de bu güne dek hiç bir Teknik Direktöre gösterilmeyen bir hoşgörü ve desteğin sağlanmasına neden oldu. Fenerbahçe Yönetiminin bu eşsiz desteğine ise, Erol Bulut’un ihaneti andıran bir hayalkırıklığı ile cevap verdiğini söylemek yerinde olacaktır.
Artık Fenerbahçeliler, Fenerbahçe Yönetiminin artık duygusal davranmaktan vazgeçmesini ve Erol’a tanıdığı tolerans, şans ve desteğe son vermesini ve bir an önce biletini kesmesini beklediğini ifade etmekte fayda olacaktır. Evet belki puantaja baktığımızda Fenerbahçe’nin zirve yarışında ki rakipleriyle arasında farkın az olduğunu söyleyebilir belki ama, bu da Fenerbahçe’nin başarından ziyade, rakiplerin de beklenmedik kayıplarına bağlamak yerinde olacaktır. Zira Fenerbahçe onca yapılan transferden istifade edebilseydi, Fenerbahçe’nin şuan zirvede en yakın rakibine en az 5 puan farkı ile zirvede olması gerekirdi.
Yine de, rakiplerle mevcut puan farkına ve kalan maç sayısına göz attığımızda, Fenerbahçe’ye oynattığı futbol ve aldığı başarısı sonuçlarla adeta “YAPAMIYORUM” diye feryat eden Erol Bulut’un bu feryadını duyup, bir an önce yollarını ayırması ve yeni bir Teknik Direktörü Takımın başına getirmesi için yeterli sebeplerinin olduğuna inanıyor, siz değerli okurlarımızı saygı ile selamlıyorum.