DOLAR 33,0950
EURO 36,3048
ALTIN 2.624,76
BIST 11.134,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 33°C
Açık
İstanbul
33°C
Açık
Cum 33°C
Cts 32°C
Paz 32°C
Pts 31°C

Çetin Yılmaz’dan gençlere tavsiyeler

Çetin Yılmaz’dan gençlere tavsiyeler
15.02.2016
A+
A-

 

Potanın efsane ismi Çetin Yılmaz, dev adamlara nasıl koçluk yaptığının ve kazandığı sayısız kupanın sırrını gençlerle paylaştı.

 Türkiye’de en çok şampiyonluk, kupa ve maç kazanan basketbol koçları arasında yer alan, Basketbol A Milli Takım Baş Antrenörlüğü yapan ve aynı zamanda ODTÜ Sosyoloji Bölümü mezunu olan Çetin Yılmaz, kariyer yolculuğunu Üsküdar Amerikan Lisesi (ÜAL) öğrencileriyle paylaştı. Üsküdar Amerikan Lisesi’nde düzenlenen Kariyer Günü etkinliğinin açılış konuşmasını yapan Çetin Yılmaz, “Nasıl iki metrelik adamların dünyasında yer buldum?” diyerek, başarısının öyküsünü anlattı ve öğrencilere kariyer tavsiyelerinde bulundu:

İLAN GÖRDÜM SEÇMELERE GİTTİM: Henüz lise öğrencisiyken ODTÜ’de basketbolda altyapı için oyuncu seçmeleri yapılacağını duyuran bir ilan gördüm. ‘Dur, gideyim ben şu takımda oynayayım’ dedim. Seçmelere bir gittim, ‘yanlış yere geldim herhalde’ dedim. Metre metre, Avatar gibi adamlar sahada dolaşıyordu. ‘Abi kaç yaşlarındasınız’ dedim. Meğer benden iki yaş küçüklermiş.

YETENEĞİM YOKTU AMA KARARLIYDIM: Bende fizik, boy, çabukluk, kuvvet yoktu. Yani bende basketbol için aradıkları, kariyerimde basketbolcu olabilmek için gerekli hiçbir özellik yoktu. Ama bir tek şey vardı bende; o sahada olmayı istiyordum!

SEÇİLMEDİM AMA HER GÜN GİTTİM: Sonuçlar açıklandı ve tabi ki doğal olarak ismim seçilenler arasında yoktu. Ertesi gün antrenman vardı. Ben de gittim. Koç beni görünce, ‘Evladım burası basketbol takımı, bunlar yıllardır çalışıyor’ dedi, kalbimi kırmadan beni oturttu. Antrenmanı izledim hayran kaldım ve ‘ben bu takımda olacağım’ dedim. Ertesi gün yine gittim. Koç ‘bana oğlum sen yine mi geldin, geç yerine’ dedi.

BACADAN ATTILAR PENCEREDEN GİRDİM: Ben bu şekilde üç ay boyunca gittim. Bacadan atıyorlar pencereden giriyordum. Ben yılmadım ve takıma nüfuz ettim. Artık lisanslardan, sahanın temizliğinden, formalarından, toplardan sorumluyum. Her gün antrenmanlara gidiyordum; antrenörüm, takım arkadaşlarım hatta formam bile var. Ama bir eksiğim var; basketbol oynayamıyorum ve bir türlü o sahaya giremiyorum!

KAR YAĞDI VE SAHAYA GİRDİM: Bir müddet daha böyle devam etti. Sonra bir gün kar yağdı. Çoğu oyuncu antrenmana gelemedi. Ben bu işe çok sevindim. Çünkü takım eksikti. Koç mecburen beni de antrenmana kattı, bana şöyle bir baktı ve “Çetin ısınmaya başla’ dedi.

20 YIL SONRA A MİLLİ TAKIMINDAYDIM: Benim de beklediğim buydu zaten. İşte o gün, altı ay sonra o sahaya girdim. Ondan sonra beni o sahadan kimse çıkaramadı. Yirmi sene sonra da Basketbol A Milli Takımının Baş Antrenörü olmuştum.

KARİYERİ SİZ HAZIRLIYORSUNUZ: Kariyeri siz kendiniz hazırlıyorsunuz, başkaları size hazırlamıyor. Başkaları imkanları sunuyor. Anneniz, babanız size imkanlar sunuyor. Okulda öğretmenleriniz bilgileriyle, tecrübeleriyle, davranışlarıyla, hareketleriyle, mimikleriyle sizin kişiliğinizi oluşturmaya çalışıyorlar. Ama sonuçta kariyerinizi bu aldığınız bilgilerle sizler belirliyorsunuz. 

“NE OKUDUĞUNUZ DEĞİL

NASIL OKUDUĞUNUZ ÖNEMLİ”

Ne okursanız okuyun; tıp, sosyal bilimler, mühendislik, aklınıza ne gelirse. Ne okuduğunuz değil, nasıl okuduğunuz önemli. Ne notlar aldığınız değil, kendinizi nasıl yetiştirdiğiniz önemli. Hepiniz iyi okullarda okuyabilirsiniz, çok yüksek notlar da alabilirsiniz. Ama kendinizi nasıl eğittiğiniz önemli. Fark yaratmanız lazım. İleriki hayatta başarılı olmanız için fark yaratmanız lazım.

Ben bugün bir ilan versem ve ‘işletmeci arıyorum, 100 bin dolar maaş vereceğim’ desem, 100 bin kişi başvurur. ‘İngilizce bilen olsun’ dedim mi bu sayı 10 bine, ‘keman da bilsin’ dersem 500’e düşer. Yanında bir de ‘resim yapan, sergi açmış işletmeci’ arıyorum dersem sayı 10’u bulmaz. Ondan sonra işim kolay. Aralarında paylaşmayı, yardımlaşmayı, özeleştiri yapmayı bilen, eleştiriye açık olan işletmeciyi şirketimin başına koyarım. 

“ÜNİVERSİTEYİ OKURKEN

KEMAN DA ÖĞREN BASKET DE”

Üniversite okurken, okulunuza devam ederken mutlaka spor ve sanat etkinliklerine devam edin. Sanat ve spor hayatta sana bambaşka artılar kazandıracaktır. Basket oynayan biri, sahada topu beş kişiyle paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım kurmayı öğrenir. Sahada faul yaptığında, elini kaldırır ve masa hakemi forma numarasını yazar. Böylece hata yapınca özür dilemeyi o sahada öğrenmiş olur. Yani o sahada paylaşmayı, yardımlaşmayı, özür dilemeyi öğrenirsiniz. Bundan sonra onun yolu açıktır! İster bankada, ister bir genetik laboratuvarında çalışsın; paylaşmayı ve yardımlaşmayı bilen herkes başarılı bir kariyer yapabilir.

“CEP TELEFONUNUZA PAYLAŞMAYI

VE PARDON DEMEYİ YÜKLEYİN!”

           

Hepimizin bir cep telefonu, bir android olduğunu düşünün. İnsan gibi hafızası var. MB, çabukluk, zeka, işlemci hızı var. Ancak telefonun MB’si, GB’si ne kadar yüksek olursa olsun, siz gerekli aplikasyonları (hava durumu, trafik durumu vb) yüklemedikçe ondan yeterince yararlanamazsınız.

Birer android olduğunuzu düşünün. Mümkün olduğu kadar kendinize aplikasyon yükleyin. Her konuda; sanat, spor, müzik resim, genel kültür… Hard diskinize paylaşmayı, yardımlaşmayı, özür dilemeyi, pardon demeyi yükleyin. Bazı insanların hayatta neden daha başarılı olduklarının anahtarı bana göre bu aplikasyonlardır. 

“DİPLOMAMI EN SON

YİRMİ YIL ÖNCE GÖRDÜM”

Okulda diplomayı aldıktan, cebine koyduktan sonra üç kere amcana, dedene, babana gösteriyorsun. Sonra lazım olmuyor. Diplomamı en son yirmi yıl önce gördüm. Diploma değil; özel yetenekleriniz, okuduğunuz kitaplar, sosyal katkılarınız, hayatta başka insanların, engelli bireylerin, sadece oturduğunuz semtin, okulunuzun olmadığını fark edin. Bunları fark edenler, ileriki hayatlarında, diğer fark edemeyenlere göre fark yaratırlar.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.