Vurguncular İşbaşında
Ramazan ayı yaklaştıkça, etiketlerdeki belirgin fiyat artışları gözden kaçmıyor. 250 gram sade pide 15 lira. Yumurtalı ve bol susamlı olsun isterseniz, 20 liradan aşağı çıkmaz. Böylece ekmeğin kilosu 60-80 lirayı bulur. Her yıl olduğu gibi pide fiyatları ilden ile, hatta semtten semte bile fark edebilir. Ramazan ayının gözdesi hurmanın, irili ufaklı her çeşidi el yakıyor.
Tezgahlarda yumurta büyüklüğünde hurmalar var. Fakat fiyatları da yumruk büyüklüğünde. Çorbalık buğdaydan tutun da pilavlık bulgur ve pirinç, bakliyat türünden ne varsa hepsinin etiketleri yenilenmiş durumda. Et ve et ürünleri her Ramazan ayında olduğu gibi, bu yıl da geleneksel artıştan nasibini almış görünüyor.
Sebze meyvenin fiyat konusu, hava şartlarına göre değişkenlik gösteriyor. Seraları su bastı zam, yolları kar kapattı zam, nasılsa elindeki malı kaça aldın diye kimse sormuyor. Kurban bayramı arifesinde domatesin, biberin kilosu hiçbir olumsuzluk olmasa bile iki katına çıkıyor. Geçen hafta pazarda 240 lira istedikleri sarımsağı, aynı gün bir marketten160 liraya aldık. Pazarcının savunması hazır “marketler bir ürünü çok fazla aldıkları için bizden çok daha ucuza mal ediyorlar.” Ramazan boyunca pazar tezgahları, her sene olduğu gibi bu yılda tüketiciyi sömürmek için kurulacak.
Farkındaysanız büyük marketler mağazalarını büyüttüler. Bazı marketler iki katlı oldu. Tüm marketler fiyatları artırmak için sebep arıyor. Eskisi gibi marketler arasında fiyat farkı göremiyorsunuz. Bu durum, satış sorumlularının birbirinden haberdar olduğunu akla getiriyor. Maaş zammı açıklanmadan etiketler yenilenmiş oluyor. Akaryakıt zamları bir başka sebep, petrol istasyonları ile birlikte fiyat artışına gidiyorlar. İndirim olunca etiketler sabit kalıyor. “Almazsan bir daha bu fiyata bulamazsın.” gibi afişlerle müşterinin aklını çeliyorlar.
Öte yandan restoranların iftar yemeği fiyatları kişi başına 500 liradan başlayıp, 5000 liraya kadar çıkıyor. Açıklanan bu fiyatlar fırsatçılık değil de nedir? Ancak bu fiyatlardan yüzlerce kişiye iftar yemeği verecek insanlar var. Bu haliyle verilen iftar yemeği, hayır yerine geçer mi yoksa gösteriş mi olur siz karar verin. Böyle bir iftar yemeği yerine, yüzlerce ihtiyaç sahibi aileye gıda yardımında bulunulabilir. Ama maksat hayır yapmak olmayınca, para da vurguncunun cebine giriyor.
Ülkemizde yüksek enflasyon yaşandığı inkar edilmez bir gerçek. Ancak piyasalarda yaşanan enflasyonun psikolojik boyutu olduğu da başka bir gerçek. Fiyat artışı endişesiyle yapılan gereğinden fazla tüketim, fiyatları yükseltmek için iyi bir fırsat oluyor. Enflasyonun bir de ahlaki boyutu var ki esas çözüm bekleyen konu da bu olsa gerek. Piyasaya yeterince mal sürmeyip, stok yapmak. Satıcıların kendi aralarında anlaşarak aynı fiyattan mal satması, ticari ahlakla bağdaşacak bir davranış değil. Caydırıcı cezai tedbirler ve sıkı denetim olmadığı sürece, bu vurgun böyle devam eder gider.
Sağlık ve huzurla kalın.