Tigers
Bu güzel derbiyi bizlere yaşatan her iki takımımızı da kutlayalım, Avrupa’da başarılarının devamını dileyelim. Şüphesiz Türkiye’mizin en başarılı takım sporu olan kadın voleybolumuza da bir uğur boncuğu takalım…
Haaauuurrr… Hoaaarrrrrr…
Böyle harlama falan tamam da az kaldı kaplanın boynunu ısırıp, yolun ortasına bırakıyorlardı. Karşıda da ne de olsa Aslanlar vardı tabii..Önce onlardan başlayalım;
Rere re ra ra raaa
Galatasaray, Galatasaray..cim bom bom…
Bu son takıların hikayesini gençler pek bilmezler. Anlatalım da milletin dimağı açılsın, beyinlere biraz oksijen gitsin.
Efendim yıl 1924. Aylardan Teşrini -Sani (Kasım ayı demek oluyor) muhterem Sabit Cinol bey eğitim için gittiği İsviçre’de aynı zamanda ayak topu ile de haşır neşir olmaktadır. Servette kulübünün müdafii hattında oynayan Sabit bey, maçlarda taraftarların “ jimmm bomm bomm” şeklindeki bağırışlarından etkilenerek bu tezahüratı Türkiye’ye taşımıştır. Kısa zamanda bu tekerleme, halk tarafından pek benimsenmiş ve günümüze kadar geli gelivermiştir. Öyle balık gibi takım tutmak olmaz, tarihini bileceksin di mi..! Diyelim ve geçelim.
Hafta içinde Cev kupasını pek seven (abonedir kendisi ) sigortalı aslan Galatasaray HDI Sigorta, son 4 ‘e girme yani yarı final olma hakkını da kazanmıştı. Tebriiiikkklleerrr ve de alkışşşşlarrr.
Bugün de Eczacıbaşı VİTRA’ya soğuk terler döktürüp, akıllarını alıyorlardı az kaldı, yani.
Tie-break setinin (5. Setin)skoru 15-13 daha ne diyeyim ki ben size. Güneyligil Atanan( Ataman )bey ve değerli zevcesi Nilhan hn. takımı hafta içinde gayet güzel hazırlamışlar belli ki.. Tabi Avrupa’dan alınan moral ve motivasyon da cabası.
Duvarda resmim var
Valla bende yalan yok.. Ben Eczacıbaşı’lıyım arkadaş. Çoook güzel paraya transfer oldum, lojmanında kaldım, (Hem de Levent’in göbeğinde)evimi barkımı taşıdılar, kaç tane Türkiye şampiyonluğu yaşadım, Avrupa kupası oynadım. Bu yüzden taraf tutar yazarım, elaleme duyururum.
Ayazağa’da, kapıdan tribünlere kadar giden yolun duvarındaki çerçeveli fotolarda, ben de varım. Gerçi o zaman rengimiz Mavi -Beyaz idi ama olsun, şimdi de Turuncu – Beyaz ne olacak ki? Hiç unutmam, Levent’te ki fabrikanın ( Kanyon var ya, orası işte) Rahmetli Şakir (Eczacıbaşı) bey, arada sırada ofisten kaçıp gelip, takım yerinde mi, iyi çalışıyor mu diye 🙂 antremanlara bile bakıp giderdi. Hey gidi günler işte.
Şimdi ise kadın takımı ile Avrupa’da, dünya’da ve Türkiye’de muhteşem başarılara imza atmış olan bir kulüp var. Gurur duyuyoruz..
Da bu maçta 2-0 geri düştükten sonra “ … yahu ayıp oluyor galiba, bak bizim salondayız, başkan da tribünde galiba, (ben göremedim ama herhalde oradaydı) hadi kızlarrr caannlannıııınn….” diyerekten geriden gelip, maçı aldılar. Yatıp kalkıp dua edip, adlarının sonu aynı biten 2 kişinin ellerine yumruk tutsunlar. Boşko (toplam 40sayı) ve Mirko ( pasör) “Viç”ler, maçı aldı götürdü, yani.Pastacı Motta ’ya (Marco) baktım bir ara suratında kocaman bir soru işareti vardı.. Allah kolaylık versin, bu takım bazen zor çamaşır..
Eveeett şimdilik bu kadar. Kısa keselim de, millete ev ortamında daha fazla sıkıntı vermeyelim…Zaten herkesin canı burnunda.
Nazardan saklansın
Tahtaya vurun.. Bu güzel derbiyi bizlere yaşatan her iki takımımızı da kutlayalım, Avrupa’da başarılarının devamını dileyelim. Şüphesiz Türkiye’mizin en başarılı takım sporu olan kadın voleybolumuza da bir uğur boncuğu takalım..
Bu arada, hep TMM (*) yapın emi, sakın unutmayın!
Herkese sevgilerimle
Not:(*) TEMİZLİK, MASKE, MESAFE.. Bu Çinlileri de Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın… :-//