Tek devre harika, gerisi palavra
22 gün futboldan uzak kalan Beşiktaş, belli ki yeşil çimdeki mücadeleyi özlemiş. Ne var ki Kartal’ın özlemi 50 dakika ile sınırlı kaldı. Bu sürede 3 gol bulan Atiba ve arkadaşları, yakaladıkları skor avantajını son 20 dakikada kaybedebilirlerdi.
Denizlispor maçının zor geçeceğini düşünüyordum. Ancak yeni görüntüsüyle Kartal, harika bir ilk yarı oynadı. İlk 45 dakika boyunca Beşiktaşlı futbolcular, forvetten başlattıkları presle rakibi kendi yarı alanından çıkartmadılar ve etkili futbollarını 2 golle süslemesini bildiler.İlk 45 dakika itibariyle, bu sezon seyrettiğim en iyi Beşiktaş vardı sahada. Doğrusunu söylemem gerekirse; böyle şapka çıkartılacak bir performans beklemiyordum Sergen Hoca’nın talebelerinden…İtiraf etmem gerekirse, beni fazlasıyla şaşırttılar…
Yeniler alkışı hak etti
Beşiktaş’taki değişimin nedeni, ihtiyaç duyulan pozisyonlara yeni isimlerin katılmalarıydı. İlk kez resmi bir maçta forma giyen sağ bek ValentinRosier, Beşiktaş savunmasına nefes aldırdı. Transferin son gününde geldiği için Rosier’ye şüpheyle yaklaşıyordum ama ilk maç itibariyle ihtiyaca cevap verecek bir sağ bek olacağını gösterdi sanki !İkinci yarının hemen başında üçüncü golde Larin’e yaptığı asist, alkışı fazlasıyla hak etti. Diğer yeni isim Ghezzal’di. Lyon alt yapısının bir ürünü olan Cezayirli’ninfutbol kumaşının iyi olduğunu bir gerçek ama tam kapasiteyle oynaması için zamana ihtiyacı var.
İlk 45 dakikadaki Beşiktaş’ın oyunu, gelecek için fazlasıyla umut vadeden özellikteydi. Forvet hattında Abubakar’ı, geçmiş yıllara göre daha olgunlaşmış olarak gördüm. Bu olgunluğuyla Kamerunlu oyuncu, bu Beşiktaş’ın liderliğini yapabilir;ilk golde Atiba’yaasisti harikaydı. Ancak cevap bekleyen soru, Abubakar’ın bu başarılı görüntüsünü sürekli kılıp kılamayacağı…Denizli maçında Kamerunlu o kadar çalıştı ki, sol kanatta oynayan Larin bile sırıtmadı ! Josef de ön libero de harika bir maç çıkarttı. Böyle oynarsa Elneny’yi aratmaz…
Sergen’in hatalı tercihleri
İlk yarıda harika oynayan Beşiktaş, ikinci yarıda oyunu kendi yarı sahasında kabul edince, inisiyatif Denizlispor’a geçti. İlk yarıda kendi yarı sahasında çıkmakta zorlanan ev sahibi, Beşiktaş’ın rızasıyla ikinci yarıda daha atak bir oyun oynamaya başladı. Oyunun bu bölümlerinde Denizlispor lehine gol “Geliyorum” diyordu. Golden 10 dakika önce, Beşiktaş’ta günün başarılı isimlerinden Josef kırmızı kart gördü. Maçın hakemi VAR uyarısıyla bu kartı gösterdi. Karar çok ağırdı; evet Josef’in rakip oyuncuya bir teması vardı ama bu pozisyon gereği olan bir temastı ve hakem çıplak gözle her hangi bir kart çıkarmamıştı. VAR uyarısıyla belki bir sarı kart gösterilebilirdi ancak kırmızı kartlık bir pozisyon asla değildi.
Josef’in atılmasıyla 10 kişi kalan Beşiktaş, ilk yarıdaki Denizlispor’un durumuna düştü. Topu rakip yarı sahaya taşıyamayan bir Kartal vardı sahada. Josef atılmış, maç eksiği olan Ghezzal de tükenmiş bir durumdaydı. Sol kanatta Larin var mı yok mu belli değildi. Aslında Beşiktaş 10 değil 8 kişiydi sahada !! Ve Denizli’nin golü 76’da geldi. Ev sahibinin ilk golü geç bulması, Beşiktaş’ın şansıydı. Bu ilk gol daha önce gelseydi, maçın gidişatı daha farklı olurdu kesinlikle.
Denizli’nin golünde sonra Sergen Hoca’nın ilk sahaya sürdüğü isim, Dorukhan’ın yerine Necip oldu. Evet yanlış okumadınız, Necip oyuna girdi. Acaba Sergen Hoca, hangi akla hizmet Necip’i sahaya sürdü ? Hangi beklentisini karşılaması için Necip’i tercih etti ? Bu soruların hiçbir mantıklı cevabı yok çünkü oyunun o dakikasında oyuna girmesi gereken isim asla Necip olmamalıydı.Necip’in yerine Gökhan Töre tercih edilmeliydi. Ayrıca Dorukhan’ın yerine de Ghezzal çıkartılmalıydı. Bu değişikliği Sergen Hoca maçın ancak 86.dakikasında görebildi !
Ne yazık ki, Sergen Hoca’nın oyuna yaptığı yanlış müdahaleler, Beşiktaş’ın çok rahat kazanacağı bir maçı zora sokmasına neden oldu. Ev sahibi biraz şanslı olsaydı, Sergen Yalçın’ın ikramlarıyla kendi sahsındaki bu maçı kaybetmeyebilirdi. Dileğim, Sergen Hoca’nın hatalarını iyi görüp, oyunu okuma konusunda kendini geliştirmesi. Bu olumsuzluğun temelinde, Beşiktaş kenar yönetiminin yetersizliği de yatıyor. Mutlaka Beşiktaş yönetiminin Sergen Hoca’ya destek verecek bir ismi teknik kadroya dahil etmesi gerekiyor. Her maçta Sergen Hoca, Denizli sınavındaki kadar şanslı olmayabilir ve “Kazandım” dediği maçları trajik bir şekilde kaybedebilir. Bizden hatırlatması…