Pandemi sonrası sakatlıklara dikkat!
Koronavirüs yüzünden tüm spor branşlarında müsabakalara iki ay ara verildi. Bazı kulüpler ve Federasyonlar bu dönemi mevcut teknoloji ile iyi değerlendirmesini bildiler. Online antrenman oturumları ile sporcularına evlerinde doğru sporu yaptırabilmek için adeta bir yarışın içerisine girdiler.
Pandemi’nin etkisi yavaş yavaş azalmaya başlarken, sporcular da yeniden sevdikleri sporlara kavuşabilmenin hayalini kurmaya başladılar. Bazı branşlar ligleri bitirme kararı aldı. Ligler oynanamıyorsa, keşke en azından mevcut şekliyle kabul edilip bir şampiyon ilan edilseydi.
Mevcut şartlar, eldeki imkanlar, sporcu sözleşmeleri, antrenman eksikliği, yabancı oyuncuların durumu vb. bir çok etkenin yer aldığı bir durumda karar vermek hiç de kolay değil elbette.
Ancak bence asıl önemli olan, üst düzey antrenman temposu ile çalışan sporcuların iki aylık durağan kişisel antrenman programlarından sonra, eski sisteme kolay adapte olamayacakları yönünde.
Basketbol, Voleybol, Yüzme, Boks, Tenis, Masa Tenisi gibi özellikle omuz ekleminin sıkça kullanıldığı sporlarda sporcuların kariyerinin bile sonlanmasına neden olabilecek ciddi sporcu yaralanmaları yaşanabilir.
İki ay gibi elit sporcular için uzun sayılabilecek bir süre spora ara verdikten sonra mutlaka iyi bir kişisel antrenman programı eşliğinde, gerekli ısınma hareketleri ihmal edilmeden omuz kası çalıştırılarak spora tekrar başlanmalı. Normale dönüş takviminin belirlenmesinden sonra uzun süre ara verilen spor aktiviteleri için hazırlıklar tekrar başladığında kesinlikle uzman bir fizyoterapist eşliğinde bol kas egzersizleri yaptırılmalı. Ben de dünyadaki bir çok antrenör gibi antrenman öncesi düz koşu yapılmasına karşı olanlardım. Düz koşu yerine, her sporcu için kişisel egzersizler yaptırılmalı, koşu için harcanacak zaman bol kas egzersizleri ile doldurulmalı. Çünkü antrenmanda sadece bacak kaslarımızı kullanmıyoruz.
Bireysel sporlarda sporcular kendi antrenman programlarının belirlenmesinde daha şanslılar. Antrenör ve fizyoterapistleri ile karşılıklı görüşerek antrenman programlarını belirleyebilirler. Ancak takım sporları ve bireysel de olsa Masa Tenisi gibi takım sporu mantığı ile çalışılan bazı branşlarda sporcuları ciddi bir tehlike bekliyor. Omuzda oluşabilecek travmanın iki çeşidi vardır. Bunları yüksek enerji travmaları ve daha düşük enerjili ancak tekrarlayan travmalar olarak ayırabiliriz. Basketbol, Voleybol, Masa Tenisi, Tenis gibi sporlarda oluşan omuz travmalarının birçoğu düşük enerjili, Boks, Güreş, Karate, Tekvando, Judo gibi kontak sporlarda ise yüksek enerjili travmalar görülür.
Sporcularda en sık görülen omuz yaralanmaları içinde pazu dediğimiz biseps kasının uzun başındaki yaralanmalar, omuz çıkıkları, omuz eklemi sıkışması ve kas yırtılmasını sayabiliriz. Omuz eklemi 360 derece hareket yapmayı sağlarken, ekleme maksimum hareketi sağlar ve eklemi de travmalardan fazla etkilenir hale getirir. Sporcularda ne yazık ki bundan olumsuz olarak etkilenirler. Ben basketbol antrenörlüğü yaptığım yıllarda ısınma ve egzersizlere dikkat etmemize rağmen çok sık omuz sakatlanmalarıyla karşılaşırdık. Masa Tenisi’ne geçtikten sonra da benzer şekilde antrenman temposunu arttırdığımızda, yeterli kasa egzersizi yapılmamışsa, omuz sakatlıklarının yaşandığını gördüm.
Bu nedenle özellikle uzun süre spora ara verildiyse mutlaka iyi bir antrenman programı eşliğinde, gerekli ısınma hareketlerini ihmal etmeden omuz kasımızı çalıştırarak spora tekrar başlamamız gerekir.