Hiçbir başarı cezasız kalmaz !
Başlıktaki kelime oyunu ve tezatlığa dikkat etmişinizdir. Ne yazık ki ülkemizde başarılı olmak çoğu zaman pek işe yaramıyor hatta cezalandırılmanıza bile neden oluyor. Bunun son örneği, Kasımpaşa’da yaşandı.
Ülke olarak Cuma günü İzmir’de meydana gelen depremi konuştuğumuz bir dönemde, bir deprem de Türk futbolunda yaşandı. Merkez üssü Kasımpaşa olan bu depremin şiddeti bazılarına göre 4,3’ken benim için 8 olarak ölçüldü…Fazlasıyla hasarlı bir depremdi; ancak futboldaki depremlerin etkisi, gerçek depremlerdeki gibi hemen görülmüyor…
Vefasızlık örnekleri çoğalıyor
Kasımpaşa’daki deprem, takımın başarılı teknik direktörü Mehmet Altıparmak ile yolların ayrılmasıydı. Trabzon galibiyetinden hemen sonra gelen bu ayrılık kararını anlamak, kabul etmek pek mümkün değil. Deplasmanda Trabzonspor’u 3-1 geriden gelip 4-3 deviren bir takımın teknik direktörü neden kapının önüne konulur ?
Sezon başında Kasımpaşa’da göreve başlayan 51 yaşındaki Mehmet Altıparmak, son yıllarda TFF 1.Ligi takımlarından görev yapıp, çalıştırdığı takımları Super Lig’e taşımasıyla tanınıyordu. Son olarak Hatay’ı Super Lig’e çıkarmıştı. Ancak Altıparmak, bu başarısının karşılığını kapının önüne konularak aldı ! Elde ettiği başarı, cezasız kalmadı !
Başarının getirdiği ceza !
İlk 7hafta sonunda Altıparmak’ın Kasımpaşa’sı 7 maçta 11 puan topladı ve 6.basamakta yer alıyordu… Bu süre zarfında Kasımpaşa, G.Saray ve Trabzon’u mağlup ederek flaş galibiyetlere imzasızı attı. Son Trabzon galibiyeti muhteşemdi. Bir ara 3-1 geriye düştüğü maçı son 5 dakikada bulduğu gollerle 4-3 kazanmıştı.
Kasımpaşa mağlubiyeti, beklenildiği üzere Bordo Mavililerin teknik direktörü Eddie Newton’un kovulmasına neden oldu. Ne var ki, Newton gibi Ankara doğumlu Altıparmak’ın da görevine son verildi. İngiliz başarısızlıktan dolayı gönderilirken, Altıparmak başarısından dolayı gönderildi. Hatay’da olduğu gibi Kasımpaşa’da da Mehmet Hoca’nın başarısı cezasız kalmadı.
Medyanın sorumsuzluğu
Kasımpaşa’da yaşanan bu şok gelişme, ne yazık ki, Türk spor basınında çok fazla yankı uyandırmadı. Halbuki manşetlere çıkartılması gereken bir gelişme yaşanmıştı… Başarılı bir teknik direktör, spektaküler bir galibiyet sonrası kapının önüne konmuştu… Bu tür gelişmeleri, spor medyası kamuoyu oluşturacak bir şekilde işlemediği takdirde, her açıdan son derece kötü günler Türk futbolunun düzlüğe çıkma şansı maalesef bulunmuyor !
Bitirirken soruyorum herkese; “İyilerin cezalandırıldığı, kötülerin ve başarısızların baş tacı edildiği bir sistem başarılı olabilir mi ?”… Cevaplarınızı duyar gibi oluyorum. Ancak karar verici mekanizmaların başındakilerin seslerini ben duymak istiyorum. Çünkü onlar bu sistemi işletiyorlar ve sürekli kaybediyorlar… Acaba neden kaybettiklerinin farkındalar mıdır ? Hiç zannetmiyorum. Bunun için de en büyük kaybeden Türk futbolu oluyor !