Bak Şu Virüsün Ettiklerine-2
Spor dünyası ve spor sektörünün en büyük krizini ancak mikroskop marifetiyle görülebilen bir virüs yaşatıyor. Dünya genelinde yapılan büyük spor organizasyonları ve uluslararası müsabakalar iptal edildi ya da ertelendi. Bir yıllık bir ertelemenin maliyeti bile sektöre milyarlarca dolar zarar yazmış durumda. Üstelik bir yıl sonra salgının seyri olimpiyatların ve benzeri organizasyonların yapılmasına müsaade eder mi, bilinmiyor.
Bu sektörde hizmet veren firmalar ve sektör çalışanı bir çok kişi bugünlerde ya işsiz ya da ciddi gelir kaybı yaşıyor. Salgının daha uzun süre devam etmesi halinde, spor kulüpleri de dahil olmak üzere sektöre destek sağlayan bir çok firmanın iflas etmesi kaçınılmaz olacaktır. Aynı sıkıntıları diğer tüm sektörlerle birlikte ülke ekonomileri de yaşamaktadır. Ancak spor ve spor sektörünün toparlanma süreci diğer sektörlerden daha sancılı olacaktır. Virüsün yol açtığı korku sebebiyle, tribünlerde salgın öncesi seviyede seyirci toplamak belki yıllar alacaktır. Bazı spor dallarında sporcu yetiştirme süreci sekteye uğrayacak, yeterli sayıda sporcu yetişmeyecektir.
Virüsün sebep olduğu korku ve endişe yalnız insan sağlığı ile sınırlı kalmıyor. Salgın sebebiyle hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı, insan hayatında köklü değişikler yaşanacağı yönünde sayısız komplo teorisi üretiliyor ve propaganda yapılıyor. Öyle ki yapılan propaganda ülkelerin birbirini suçlaması boyutuna kadar çıkmıştı.
Propaganda sözlükte; çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan, önceden planlanmış bir mesajlar bütünü olarak tanımlanıyor. Bu yöntem siyasiler ve toplum mühendislerinin en etkin silahı olarak biliniyor. Bir yıldır tüm dünyada etkisini gösteren Korona Salgını için de her türlü propaganda yapıldı ve komplo teorileri üretildi. Salgın hakkında bilgi veren uzmanlar bile çelişkili ve birbirinden farklı görüşler ortaya attılar. Bazı doktorlar da bu propagandalara katılarak salgının, küresel güçlerin insanları evlerine kapatmak için kurguladığı bir senaryodan ibaret olduğunu söylediler. Bu amaçla toplumun gereğinden fazla korkutulduğunu ve bu yüzden, insanların bir çoğunun psikolojik travma yaşadığına dikkat çektiler.
Virüsün laboratuvar ortamında üretildiğini iddia edenler olduğu gibi, 5G teknoloji ile salgın arasında bağ kuranlar da oldu. Virüsten koruma vaadiyle tüm insanlara mikroçip takılacağı varsayımları, dünya genelinde tedirginlik yaşanmasına sebep oluyor. Tüm bu varsayımların bir an için doğru olduğunu kabul edersek, böylesine büyük bir oyunun en büyük getirisinin kontrol altına alınmış kitleler olacağını söylemek yanlış olmaz. Kimlik ve banka kartlarında, telefonlarında bulunan çipler sayesinde zaten takip ediliyoruz. Ancak mikroçiplerle insanları yönlendirmenin de mümkün olacağı söyleniyor.
Virüsün bir aldatmaca olduğunu savunanlar olsa bile, dünya genelinde vaka ve hasta sayılarında son haftalarda endişe verici boyutlarda artış var. Virüsün laboratuvar ortamında üretildiği varsayımları, virüsün her gün binlerce insanın ölümüne sebep olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu tür komplo teorilerini ve propagandaları fazla ciddiye almamak, tedbirleri elden bırakmamak gerekiyor. Virüsün en ufak bir gevşemeyi bile insanlara ağır bir şekilde fatura ettiğine şahit olduk. Sağlığımızı ve endişe verici gidişatı değiştirmek için alınan tedbirlerine uymak herkes için bir vatandaşlık ve insanlık görevidir.
Sağlık ve huzurla kalın.