Ayağınızı Yerden Kesmeyin – 2
Bir zamanlar gideceği yere ulaşmak için yürümekten başka çaresi olmayan insanın, bu günlerde sağlıklı yaşamak için yürümekten başka çaresi yoktur.
Ancak, plansız büyüyen şehirler, insanlara sağlıklı yürüyüş alanları bırakmadı. Şehir planlarında yer alan bir çok park, bahçe ve yeşil alan bile, rant beklentisi ile heba edildi. Şehirlerin havasını temizleyecek, insanlara nefes aldıracak alanlar yok edildi. Yürüyüş yapmak için her şeyden önce gerekli olan, temiz hava şehir merkezlerinde neredeyse yok gibi. Yoğun araç trafiği sebebiyle, bir çok şehirde hava kirliliği alarm veriyor.
Sağlıklı bir yürüyüş için, şehir trafiğinden uzak parklar ve yürüyüş parkurları tercih edilmelidir. Kesinlikle dolu bir mide ile yürüyüş yapılmamalı, yürüyüş öncesi ve sonrasında bol miktarda su içilmelidir. Sıcak havalarda açık alanlarda yürünmemeli, vücutta herhangi bir sıkıntı hissedildiğinde yürüyüş bırakılmalıdır. Bunlar uzmanların tavsiyeleri.
Yürüyüş parkurlarında, daha çok kilolu insanları görüyoruz. Ancak kilo vermek için, yürüyüş yapmanın tek başına yeterli olmadığını bilmeliyiz. Bu durumda beslemenin de düzene sokulması gerekir. Sağlık sorunları sebebiyle yürünecek ise, öncesinde mutlaka doktor kontrolünden geçmek gerekir.
Yürüyüşe başlarken adım sayısını veya mesafeyi, kademeli bir şekilde artırmak gerekiyor. Günde 25 dakika veya haftada 150 dakika tempolu yürüyüş öneriyor uzmanlar. Yürüyüş öncelikle, metabolizmanın hızlanmasını sağlıyor. Sindirim kolaylaşıyor bu sayede. Kan basıncının düzenlenmesi, tansiyonu dengeliyor. Solunum kapasitesini artırıyor, böylelikle hücrelere ve beyine daha fazla oksijen gidiyor. Eklemlerde ve kaslarda esnekliği artırıyor. Böylece bel, boyun ve sırt ağrılarını azaltıyor. Kötü kolesterolü azaltırken, iyi kolesterolü yükselterek kalp sağlığını koruyor. Kemikler güçleniyor ve sertleşiyor. Bağışıklığı güçlendiriyor, vücut kendisini hastalıklardan koruyor. Hepsi bu kadar mı, elbette değil bunlar yürüyüşün bilinen en önemli faydaları.
Yürüyüşün bu kadar çok faydası varken, ayağınızı fazla yerden kesmeyin. Yürüme mesafesindeki işinize, arabanızla gitmeyin. Hem yakıt, hem de sağlık giderlerinizi azaltın böylelikle. Olası hastalıklardan koruyun kendinizi. Son yıllarda bu konuda oluşan farkındalığa, siz de katılın.
Şehirlerdeki park ve yürüyüş alanları dışında, dağlarda ve ormanlardaki patikalarda, hafta sonlarında yürüyen binlerce insanı görmek ayrıca sevindirici. Tüm şehir ve kasabalarda, hafta sonlarını bu şekilde değerlendiren onlarca grup var. Bu grupların, temiz çevre için de farkındalık oluşturduğunu bilmek, çevre adına umut verici. Ancak bu tür yürüyüş, bilgi ve malzeme gerektiriyor.
Son olarak yürüyüş için en uygun zaman, diliminin sabah saatleri olduğu biliniyor. Sizin için akşam saatleri uygunsa, yemekten önce veya yemekten iki saat sonra yürümeniz uygun olacaktır. Bir başka konu maske ile tempolu bir şekilde yürümenin, belki de zararlı olacağı görüşü var. Uzmanlar kalp hastalarının ve solunum sıkıntısı çekenlerin dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Ama yürüyüş yaparken, uygun mesafeyi mutlaka korunmalı.
Farkındalık oluşturmak adına yazdığım, bu ikinci yazının da faydalı olması umuduyla, sağlık ve mutluluklar diliyorum herkese. Unutmadan, yürüyüş vücutta doğal keyif verici hormonların (Endorfin) salınımı sağlar, sizi mutlu eder. Mutlu olmak, sizin de hakkınız.
Bol yürüyüş ile geçen sağlıklı bir hafta diliyorum, herkese.