Mahalle Yanarken
Dünyada savaş ve açlık tehlikesi her geçen gün artarken, birileri bir yerine bor fitili sokmakla meşgul. Tedavi amaçlı değil cinsel hazzı artırmak amacıyla kullanıyorlarmış. Bir başka grup perine bölgesini güneşlendiriyor, video çekip sosyal medyada paylaşıyor. Başka bir grup doktor kontrolünde cinsel organını beyazlatmak için çaba sarf ediyor. Bel altı estetiği de ağız burun estetiği kadar yaygın bir hale gelmiş. Daha radikal olanlar ise cinsiyet değiştirme derdine düşmüşler. Binlerce kadın ve erkek cinsiyet değişikliği için sıra bekliyor. Yine binlercesi randevu almak için uğraşıyor. Maalesef bunlar ülkemizin konuşmaya çekindiğimiz gerçekleri. Hani mahalle yanarken kahpe saçını tararmış ya bunlarınki de öyle bir şey.
Küresel güç dedikleri birkaç zengin paralarıyla, kurdukları vakıflarla bu tür sapkınlıkları meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Son zamanlarda bir de eşcinsel imam türedi. Adam gerçekten imam mı yoksa bir projenin parçası mı sorgulamak gerekiyor. Adam on yedi yaşındayken eşcinsel kimliğini açıklamış, kendisi o tarihte Budist’miş. Proje gereği daha sonra İslam’a dönmüş olmalı. Müslüman olduğu da şüpheli olan bu şahıs, aynı zamanda bir AİDS hastası. LGBT oluşumunun İslam toplumlarında kabul görmesi için çabalayan, bir gönüllü mü yoksa görevli mi belli değil.
Kendini dünyanın sahibi zanneden Bill Gates, “dünya nüfusu mutlaka azaltılmalı” diyor. Zaten tüm bu cinsel sapkınlıklar nüfusu azaltma projesinin bir parçası. Salgın hastalıklar, iklim değişiklikleri, savaşlar ve genetiği değiştirilmiş gıdalar bu projenin bilinen diğer parçaları. Uçakların yerleşim merkezleri üzerine zehirli gazlar püskürttüklerini iddia edenler var. Deprem oluşturan, iklim değiştiren silahların olduğunu hepiniz bir yerlerde okumuşsunuzdur. Hepsi bir tür kitle imha silahı. Belki bu çabalar sonucunda, geçtiğimiz yıl ilk kez dünya nüfusu azalma gösterdi. Uzmanlar dünya nüfusundaki bu azalmanın önümüzdeki yıllarda artarak devam edeceğini düşünüyorlar.
Ancak proje sahipleri oldukça sabırsız, bir an önce sonuca varmak istiyorlar. Bu sebeple yakın zamanda büyük savaşların olabileceği telaffuz edilmeye başlandı. Sırbistan Cumhurbaşkanı, bir iki ay içerisinde ikinci dünya savaşı gibi büyük bir savaş çıkacağını söylüyor. Amerika Başkanı, Çin’in yasal olmayan yollardan çok sayıda nükleer başlık ürettiğini söylüyor. Rusya her zamanki gibi batılı ülkeleri nükleer savaşla tehdit ediyor. Rus ordusu üç yüz bin yedek askeri silah altına almaya çalışıyor. Bu sayı bir milyona çıkacak diyenler de var. Bu sefer hangi ülkeyi işgal edecekler yoksa savunma durumuna mı geçecekler belli değil. Amerika hedefindeki ülkeleri kuşatmakla meşgul. Her ne kadar dost ve müttefik olduğumuzu söylese bile biz de bu kuşatmadan fazlasıyla nasibimizi alıyoruz. Son olarak Ermenistan’da da Amerikan bayrakları boy göstermeye başladı.
Bir başka tehlike, bu yılsonu itibariyle Amerikan ekonomisinin resesyona gireceği düşüncesi. Tüm dünyayı etkisi altına alacak yeni bir global kriz kapıda. Ekonomi, politika, askeri strateji, sosyal değişim, iklim değişiklikleri hemen hepsi insan türünü tehdit ediyor. Birçok canlı türünün yok olmasında büyük katkıları bulunan insanlar, bu kez kendi türüne savaş ilan etmiş görünüyor. Bu şartlar altında sekiz milyar olan dünya nüfusunu beş yüz bin seviyesine çekmek için uğraşan küresel güçlerin, hedeflerine büyük ölçüde ulaşacaklarına inanıyorum.
Bugün orasının burasının derdine düşmüş olan insanların yakın bir gelecekte, boğaz derdine hatta can derdine düşecekleri kesin. Hepimiz yaşanması muhtemel savaşlardan, kıtlıklardan az çok nasibimizi alacağız. Ancak onların canı daha tatlı, aç kalmamak ve hedef olmamak için her yolu deneyeceklerdir. Olası bir savaş halinde gidecekleri ülkeden tutun da kullanacakları banka hesaplarına kadar her şey şimdiden hazırdır.
Bu tür insanlar için “cehenneme kadar yolları var” demekten başka söz bulamıyorum. Nitekim Rusya’nın ilan ettiği seferberlik sonrası, ülkeden kaçış başladı. Astronomik bilet fiyatlarına rağmen, uçaklarda tek bir boş koltuk bulmak mümkün değil. Lüks araçlar sınır kapılarına hücum ediyor. Yurtdışına çıkma imkânı olmayan Ruslar, silah altına alınıyor. Olan yine kefen parası biriktiren garibanlara olacak gibi görünüyor.