Aziz Yıldırım herşeyi canlı yayında anlattı
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, bir spor programına konuk olarak katılarak açıklamalarda bulundu.
Şike davasında 6 yıl 3 ay hapis cezası alan ve tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliye edilen Aziz Yıldırım, Ntvspor’da yayınlanan bir spor programına katıldı. Yıldırım, sözlerine son dönemlerde yaşanan terör olaylarında şehit düşen Mehmetçiklere Allah’tan rahmet, ailelerine de baş sağlığı dileyerek başladı.
“ALEX DE SOUZA BU KULÜBÜN OYUNCUSUDUR”
Yıldırım, Alex ile ilgili son dönemlerde medyada çeşitli haberler çıktığını hatırlatarak, “Basınımız bazı şeyleri abartıyor. Ülkemiz son dönemlerde kötü bir takım olaylar yaşıyor ve karalama politikaları var. Fenerbahçe’de yönetim kurulu vardır. Bir spor kulübüdür. 10 yılda bu anlayışı oturttuğumuzu düşünüyorum. Yine de bütün lokomotifi futbol takımına bağlamak yanlış. Alex bundan 4-5 yıl önce taraftar protesto etti ama ben kalktım alkışladım. Gitmek de istiyordu ama bırakmadık. Belli süreçlerden sonra kendilerindeki egolar öne çıkabilir. Alex bir değerdir. Dostça atılan bir twetti kamuoyuna yansıtmak yanlış. Ben de kızıyorum ama bunu sosyal mecrada paylaşmıyorum. Aykut Kocaman bu takımın patronudur ve başarılıdır. İstediği oyuncuyu getiriyoruz ama yine rahat bırakmıyorlar. Ama kamuoyuna aktarılan şeyler gerçekten çok farklı ve abartılı. 1 ya da 2 maç oynamadı diye kulüplerin içişlerine müdahale doğru değil. Alex bu kulübün oyuncudur. Sözleşmesi yine uzar ya da uzamaz, teknik ekibin raporu doğrultusundadır. Zamanında da Oğuz Çetin ve Ortega arasında oldu ve oynamadığı için Ortega gitti. Birtakım insanlar dışarıdan yorum yapıyorlar. Şartlara göre ne yapılaması gerekiyorsa o yapılır. Bu yapılırsa bunu tenkit etmemek gerekir. Alex’i silip atamayız, bizim oyuncumuz. Kaptanımızdır. Alex bir değerdir ve kıymetini bileceğiz. Heykeli konusunda ise, şunu söyleyeyim. Bana bir taraftar grubundan yapılması için bir takım bilgiler geldi ve yapılmasını isterim dedim ve buna karşı çıkmam mümkün değil. Taraftar heykel yapmak istiyorsa buna saygı duyarım. Atatürk’ten başka kimsenin heykelinin yapılmasına öncülük yapmam, ama saygı gösteririm. Alex ile konuştum. Ancak Aykut Kocaman şunu söylüyor; “belli başlı oyuncular aldım ve zaman zaman yedek kalabilir, takıma öncülük edeceksin” dedi. Zamanında da Roberto Carlos da gitmek istedi, ailevi sebeplerinden dolayı ve bir şartla gidebileceğini söyledik. Karşılıklı anlaştık ve gitti. Ama biz 3 senedir paramızı alamadık. UEFA ile parasal yönde kulüpleri sıkıştırması doğrudur. Aynı şeyi TFF de yapmalıdır. Fenerbahçe ile ilgili bir şey olduğunda hep manşete taşınıyor yaşananlar. Bizim dışımızda da kulüpler var. Ama bizim yaşadıklarımız manşetlik oluyor. Bugün borcu olmayan kulüp yok. Özetle şunu söylemeliyim; yol gösterici olalım. Kavgaları bırakıp, önümüze bakmalıyız. Kimse kenara atılamaz. Aykut Kocaman, zor durumda bırakacak operasyonlar yapmaz. Bir kişiye yetki veriyorsanız, sonuna kadar güveneceksiniz” dedi.
“FENERBAHÇE’NİN KAPISI SONUNA KADAR EMRE’YE AÇIKTIR”
Aziz Yıldırım, Atletico Madrid’e transfer olan Emre Belözoğlu için de şu ifadeleri kullandı:
“Aynı şekilde Emre geldiğinde de yaşadık. Emre’nin yaşadıkları hep basına yansıdı ve sürekli kötülendi. Ama belli bir süre sonra bu kulübe yansıdı. Emre’ye yurt dışına gitmesi gerektiğini ve biraz olsun rahatlaması gerektiğini söyledim. Kendisini dinlendirme anlamında gitmesi uygundu. Fenerbahçe’nin kapısı Emre’ye sonuna kadar açıktır.”
“11 TRANSFERİN 9’U MİLLİ TAKIMLARDA OYNUYOR”
Yeni sezon öncesi yapılan transferlere de değinen Yıldırım, “Kuyt bir dünya yıldızı ve Liverpool’dan geldi. Mehmet Topal Valencia’dan, Egemen Korkmaz’ı Beşiktaş’tan transfer ettik. Hasan Ali Kaldırım da Milli takımda forma giyen bir oyuncumuz. Krasic için söylenmesi gereken pek bir şey yok, Avrupa’nın yıldızlarından biri. Meireles de aynı şekilde. Takımımıza katılan her oyuncu kalitelidir. 11 oyuncudan, 9’u Milli takımlarında görev alan isimler. Bir transfer yapıyoruz, ama kötüleme için hemen bir propaganda yapılıyor. Türkiye’de Aziz Yıldırım yokken kim ne alıyordu. 2000’den öncesine bakın lütfen, yıldızları Türkiye’ye kazandırdık. Biz vizyonu ve hedefi olan bir kulübüz. Ama herkes yazı yazıyor. Bilip bilmeden yazıp çiziyorlar” şeklinde konuştu.
“FENERBAHÇE TARAFTARINA KIZMAM, ONLARA TEŞEKKÜR EDERİM”
Gaziantepspor maçında tribünlerden yapılan yıpratıcı tezahüratlar için de Yıldırım, “Takıma ve hocaya karşı bir olumsuz tezahürat vardı. Ben de müdahale ettim. Olumsuz bir hadise gördüm ve müdahale ettim. Fenerbahçe-Manisaspor maçına gelen bayanlarımız 3 Temmuz tarihini değiştirmiştir. Ben oyuncularımıza sahip çıkması gerektiğini söyledim. Sert konuştuğumu söylediler ama benim tarzım bu. Oyuncularımız sahadaki değerlerimizdir. Orada organize olunmuş bir davranış vardır. Aksi halde bütün stadın aynı şeyi söylemesi olamaz. Ben hiçbir zaman Fenerbahçe taraftarına kızmam, hepsine içinde bulunduğumuz süreçte destek oldukları için bir kez daha tüm kamuoyu önünde teşekkür ederim. Bir hedef varsa ve yapma istediğiniz bir şey varsa uygulamak gerekir” açıklamasında bulundu.
“YARGI SÜRECİ DEVAM ETTİĞİ İÇİN HUKUKÇULAR PEK KONUŞMAMAM GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ”
3 Temmuz sürecini ve yargı süreci ile ilgili de konuşan Aziz Yıldırım, “Yargı süreci devam ettiği için hukukçular pek konuşmamam gerektiğini söyledi. Türkiye bu süreci yaşadı. Başka hiçbir camia Fenerbahçe’nin dışında bu sürecin altından kalkamazdı. Her kurma ve her kanada saygılı olacağımı söyledim. Bazı şeyler anlatmak isterim. Biz şikeden dinlenmedik, biz silahlı örgütten dinlendik. Eğer siz 25 milyon taraftarı olan. Başkanını, her gün ortada olan bir insanı belge ve bilgi yokken, dinlerseniz bu yanlıştır. Neden dinleme kararı aldılar ve kimler silahlı örgütten dinleniyordu. Olgun Peker’i de bizi bu davaya monte etmek için dahil ettiler. Türkiye’nin her yerinde olan olaylardan dolayı silahlı suç örgütünde yargılanır olduk. Ben silahlı örgütten dinleniyorum peki arkasından bir kirlilik yansıtıldı. Bizim kaçacağımız ile ilgili bir takım şeyler bile söylendi. Zamanı gelince belge, bilgi ve görüntülerle konuşacağım. Sonuçta biz bu davadan dinlenildik. Şubat ortası gibi, Nisan’da da yasa çıktı ama aynı dinleme devam etti. Sonunda bu operasyon yapıldıktan sonra, biz Metris’e giderken, 6222’nin bir maddesinde, şike suçundan diye yazıyordu. Halbuki ben silahlı örgütten suçlu görülüyordum. Mahkemeler başladı ve bizi şikeden suçlu sayamayacakları için suç örgütü ve haksız kazanç üstünden yargıladılar. Dediler ki, ben İbrahim Akın’a 100 bin Euro vermişim, peki bu paraları nereden çıkardım. Hesaplarım incelendi ve her hangi bir olumsuz şeye rastlamadılar. Yapmadığımız konuşmalar hakkında düzenlemeler yaptılar. Orada Kenan Bey’e para verildiğimle ilgili bir ibare vardı ve ben de gerekli yardımı yaptığımı söyledim, sadece bu. Fenerbahçe şike yapmış deniyorsa, Türkiye’de şike yapmayan kulüp yoktur. Kimse yapmadım diyemez. Başbakan’a bir şey olduğu zaman gereği yapılıyor ama burada bu böyle olmuyor. Bu bir şike davası değildir. Yargının sonunda görecek her şey. Şike davasıysa savcının oyuncuları çağırıp, ifadelerini almalıdır. Oyuncuları çağırıp, konuşmalarını istedik. Diğer taraftan 50 bin verdiğimizi söylüyorlar, nasıl verdik biz bunları. Bunların açıklanması, ortaya çıkılması gerekirdi. Herkese Aziz Yıldırım ile ilgili bilgi verin ve çıkın gidin dendi. Bu şike davası değildir. Herkes gelip ifade veriyor, ama o bahsi geçen için para dolu çanta olayı açığa çıkmıyor. Gecenin bir vakti milyonlarla dolu para çantasıyla gezmek anlamsız. Biz küseriz de kavga da ederiz ama biz Fenerbahçeyiz. Bu dava içinde anlatılanların hepsinden sorumlu benim. Eğer ben bu işleri yapsaydım, iki defa kılpayı şampiyonluğu kaçırmazdık. İftira atıyorlar. Şu an için 7 maçla suçlanıyoruz, bu en başta 19 maçtı. Suçlanan sadece biz de değiliz, Sivasspor ve Beşiktaş gibi takımlar da var. Benim örgüt lideri olmam mümkün değil, olamaz, Eğer kurmak isteseydim 2006’da da kurardım. Bu bir şike davası değildir. Fenerbahçe’nin ne bir yöneticisi ne de bu camiadan bir isim hiçbir şekilde yenilin ifadelerini kullanmadı. Doğrusunu da açıklamıyorlar. Bizim kullanmadığımız halde söylediğimizi varsayanlar var. 105 yıllık bir kulübü varsayımlarla kirletmeyin. Bunu başlatan yapanlar da üzülüyordur. Sayın Mehmet Berkiki konuda bazı şeyler söyledi. Bunlardan birincisi; “2-3 ayda bu dava unutulur sandık”. Bu söz bu davanın şike davası olmadığının kanıtıdır. İkincisi de “basında yazılanların %90’ı yalandır’ dedi. Bu açıklamaların ikisi de çok vahimdir. Bu davanın ne olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verdi.
“CAS DAVASINDAN TÜRKİYE’NİN VE FENERBAHÇE’NİN MENFAATLERİ İÇİN VAZGEÇİLDİ”
CAS davasından Türkiye’nin menfaatleri için vazgeçtiklerini kaydeden Azzi Yıldırım, “Hem kendi hem de Türkiye Cumhuriyeti menfaatlerini düşünerek çektiler davayı. Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaati, neyse Fenerbahçe’nin ki de odur. Mali kayıplar kalkar ama lekeler kalkmaz. Fenerbahçe’yi bu şekilde kimse suçlayamaz. Ömrüm yettiğince bunu savunmaya, bu yalan iddialarla, iftiralarla mücadele etmeye devam edeceğim. Yalnız bize yapılan bir operasyon gibi yapılan bu olaylar yanlıştır. Türk sporunun lokomotifine karşı yürütülen bu dava çok yanlış bir harekettir” şeklinde konuştu.