YALVARIŞ
Dürüst olabilmek için; farkında olmamız, kendine güvenmemiz, cesaretli olmamız gerekir, çünkü pek çok defa toplum bize; duygularımız konusunda umursamaz olmayı, bastırmayı, inkâr etmeyi öğretmiştir. Çevre sürekli olarak, çocukların gerçek duygularına uymayan tarzda hareket etmeleri için baskı yapar. Çocuk üzgün olduğu zaman, Pişmanlık duymadığı durumlarda, özür dilemesi istenir. Çevremiz bizi gerçek kişiliğimiz ile tanısa onlara göstermemiz gerektiğini düşündüğümüz sahte kimliğimiz ile değil de gerçek halimizle kabul görsek çok güçlü bir özgüven duygusu hissederiz. Ancak bu durumda, insanlara karşı daha dürüst olabiliriz. Varlığımızın amacı mutluluğu aramaktır. Bu, genel bir düşünce gibi gözükmektedir ve Aristoteles’ten William James’e Batılı düşünürler bu fikri kabul etmişlerdir. Fakat, kişisel mutluluğu aramaya dayanan bir hayatın doğasında ben merkezcilik, kendi isteklerine düşkünlük yok mudur? Şart değil. Aslında, art arda yapılan araştırmalar, kendi üzerinde yoğunlaşma ve genellikle sosyal anlamda geri planda kalıp, düşünceli ve karşıt olma eğilimi gösteren kişilerin mutsuz insanlar olduklarını göstermiştir. Bunun tersi olarak, mutlu insanlar daha sosyal, esnek, yaratıcı olmakta ve hayatta yaşadıkları hayal kırıklıklarına, mutsuz insanlara göre daha fazla tahammül göstermektedirler. Ve en önemlisi, mutsuz insanlardan daha fazla sevgi dolu ve bağışlayıcı oldukları görülmüştür. Mutluluk, aşk, sevgi göreceli olaylardır Ve kişiden kişiye değişir benim olaylara vereceğim tepkiyle sizin veya diğerlerinin vereceği tepkiler tamamen ayrıdır. Anlayacağınız gece uykularınızın kaçması pekte hayra alamet değil. Bende olduğu gibi kafanız konudan konuya atlar ne düşündüğünüzü sizde tam olarak bilemesiniz. Sevgili dostlar bazen insana böyle şeyler olur. Mühim olan insanın kafasının içi kötülükle, şeytanlıkla, kıskançlıkla dolu olması n. Sevgiyle kalın.