Umduğumuzu bulamadığımız 2012 OLİMPİYAT OYUNLARI…
Küresel güç gösterisine dönen olimpiyat oyunları, elde edilen neticelere bakıldığında, küresel aktörlerin üstünlüklerini ifade eden bir gösterge niteliği taşımaktadır.
Özellikle son yapılan olimpiyat oyunlarında, Çin’in küresel ekonomi, küresel siyasette elde ettiği gelişme ve ivmelenmeyi, olimpiyat oyunlarında sergilediği görülmektedir. ABD ve İngiltere’nin de başarılarını sürdürmeleri, gelişmenin “birleşik kaplar prensibine” göre olduğu hususunda hüküm vermeyi gerektirebilir.
Zira sportif gelişmişlik, sosyal ve ekonomik gelişmişlikle paralel olduğu tezi bu sayede kuvvet bulmuştur.
Olimpiyat başarı klasmanını önümüze aldığımızda, başarılı ülkelerin grafiklerini sosyal ve ekonomik gelişmişliklerinin göstergesi olduğunu anlayabiliyoruz.
Ülkemiz bu konuda nasıl bir gelişim içinde olduğu önem arz etmektedir. Zira elde ettiğimiz yüz on dört katılım sayısı, Cumhuriyet Tarihinin en fazla sayı ile katıldığımız olimpiyat oyunları olmuştur. Ancak elde ettiğimiz başarı ise ne yazık ki, başarısızlıkla geçen ilk olimpiyat şeklinde ifade etmemiz verilerle de doğrulanabilmektedir.
Ülkemiz güçlü bir propaganda ile sosyal ekonomik ve siyasal meselelerimizde olduğu gibi abartılı bir şekilde lanse edilmesine rağmen, neticesi itibariyle hep akamete uğramıştır.
Yaz Olimpiyat oyunları, 1896’dan bu güne, 1. ve 2. Dünya savaşlarına denk gelen tarihler dışında hep coşkuyla yapıldı.
İlk organizasyonlara daha çok gayrı Müslim vatandaşlarımız ile katıldık. Giderek uluslararası bir önem kazanan ve ülke tanıtımında önemli katkı sağlamasından ötürü ülkemizde olimpiyat organizasyonlarını duyarlılıkla takip etti ve katılabilme şartlarını yerine getirdiğimiz özellikle güreş bizim dünyaca kabul edilmemizi sağlayan bir branş olarak olimpiyat tarihi kayıtlarına geçmiştir. 2012 Londra yaz olimpiyat oyunları bizim spor politikamızı yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koydu. Son iki olimpiyat oyunlarında sporumuz politik endişelerle sadece iktidar partisine yakın olanların egemen olduğu federasyonların nasıl kullanıldığını da ortaya çıkarmıştır. Birkaç federasyonu bunun dışında tutarsak, federasyonlar ehil ellerde olmadığı görülmektedir. Elbette müstesna branşlar ve federasyonların varlığını da ifade edebiliriz. Bunlardan en önemlisi, şüphesiz ki Badminton Federasyonu ve onun ekibidir. Zira olağan üstü gayretle, yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerinde üstün bir performansla haklı bir takdirinde sahibi olmuştur.
Spor; fonksiyonel canlılığın anlamı olan hareketin biçimlendirilmiş şeklidir. Bilimsel temeli vardır. Onun için, sporun gelişimi tesadüflere bırakılmayacak kadar önemlidir. Olimpiyat oyunlarına talip bir ülke, kendi içinde mastır planlar yapmak ve uygulamaları titizlikle takip edeceği yeni bir organizasyon başlatmalıdır. Yönetimin ilke ve süreçlerini tavizsiz takip ederek, 2020 olimpiyatlarında haklı bir çıkışı göstermelidir.