DOLAR 32,5622
EURO 34,9871
ALTIN 2.430,07
BIST 9.753,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C

“Teknoloji iyidir ama futbolda ‘VAR’ olmamalı”

“Teknoloji iyidir ama futbolda ‘VAR’ olmamalı”
27.01.2021
A+
A-

Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası ve Dünya Kupası grup eleme maçları dahil olmak üzere 19 uluslararası mücadelede görev alan ve 2000, 2001, 2002 yıllarında FIFA kokartlı yardımcı hakem olarak görev yapan Binali Kartal, Türk hakemliğinin güncel sorunlarından, Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulamasına kadar birçok konuda söyleşide bulunduk.

 Röportaj: Savaş Özalp

Bugünkü Röportaj konuğumuz ulusal ve uluslararası düzeyde üstün hizmetlerde bulunmuş olan, ülke futbolumuzun beyefendilerinden, eski Fifa kokartlı yardımcı hakemlerimizden sayın Binali Kartal. Röportaj teklifimizi kabul edip bizleri kırmadığı için değerli hocamıza teşekkür ediyor, sizleri değerli hocamız ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızla baş başa bırakıyoruz.

Binalı Kartal kimdir?
1963 Sivas iline bağlı Kangal ilçesinin Eymir köyünde doğdum. 1972 Yılında köyden kente göç eden 5’i kız, 2’si erkek çocuğundan biri olup, evli ve 2 çocuk babasıyım. 1976 Yılında çocuk işçi olarak iş hayatına atıldım ve bu süreç yarım gün iş, yarım gün de okul hayatı olarak geçti. 1985 Yılında askerlik görevimi tamamladım ve ardından yine 1985 yılında hakemliğe başladım.

Hakemliğe nasıl başladınız ve ilk maçınız hangisiydi?
Hakemliğe bir gazetenin spor sayfasında küçük bir haber gördüm müracaat ettim Taksim’de bir aylık kurs gördüm. 1985 Yılında hakem camiasında bir tek tanıdığım kimse yoktu ama şimdi ise Ardahan’dan Edirne’ye binlerce dostum arkadaşım kardeşim var.

Beğendiğiniz veya kendinize idol olarak gördüğünüz hakemler kimlerdi?
Beğenmediğim ve daha iyisini yapmak için hakem oldum. Şaka şaka. Tabiki çok değerli hakem ağabeylerimiz vardı. 1974 Dünya kupası maçını daha 12 yaşında iken Tv’de izledim. Şili-Almanya maçını rahmetli Doğan Babacan idare etmişti. Sonra Ertuğrul Dilek, Özcan Oal, Ahmet Çakar, Sabri Çelik, Serdar Çakman, Orhan Erdemir iyi hakemlerdi. Sahada bir başka duruşları vardı. Tabiri caizse şiir gibi maç yönetirlerdi. Onlardan aldığım feyizle çok maç idare ettim. Birde kendime has bir tarzım vardı. Hakemlikte kendin olmak güzel, taklitçilikle bir yere varılmaz çünkü.

TFF’nin elemelerde kadrolu olarak seçtiği 5 hakemden biriydiniz. Peki bu süreç nasıl geçti, bizimle paylaşır mısınız?
1992 Yılında Süper Lig yardımcı hakem kadrosu oluşturuldu. Ben milli hakemdim. C Klasmanı hakemi iken B-A klasmanında çok büyük ağabeylerimiz vardı. Kısacası önümüz kapalıydı. Bende yardımcı hakemliği tercih ettim. O sezon Türkiye genelinden 28 kişi Abant’taki kursa çağrıldı. Ben Türkiye birincisiydim. Bir kişi alsalar beni alırlar diye beklerken 8 kişi aldılar ama beni almadılar. Ertesi yıl 1993 yılında Süper lig yardımcı hakemi oldum. 2000-2001-2002’de üç yıl FİFA kokartı taktım. Dünya kupası eleme maçı, Şampiyonlar ligi, UEFA kupası olmak üzere 19 yurt dışı maçında görev aldım. İlk Süper lig maçım 1989 Gençlerbirliği-Samsunspor maçı, son maçım ise 2004’teki  Gençlerbirliği-Trabzonspor maçıyla son bulan 20 yıllık hakemlik hayatı.

Hakemlik kariyerinizin büyük bir bölümü yardımcı hakem olarak geçti. Birlikte çalışmaktan keyif aldığınız orta hakemler kimlerdi?
Özcan Oal, Ahmet Çakar, Sabri Çelik, Orhan Erdemir ve Erol Ersoy. Aslında tüm hakem ve yardımcılarımla keyifli maçlar idare ettim ama yukarıda saydığım isimler bende çok daha fazla anı bıraktı.

Uluslararası bir çok karşılaşmada görev aldınız. En çok hangi maç sizi heyecanlandırdı?
Her maçımın bir büyük anısı var. Celtic – Zenit UEFA maçı. Ama en önemlisi Danimarka – Bulgaristan Dünya Kupası grup eleme maçı. Danimarka 2002’de Japonya’daki Dünya Kupasına gitti. Her şeye rağmen her maçım bir başka keyifti benim için.

Süper lig kariyeriniz boyunca en çok hangi stadlarda maç yönetmekte zorlandınız?
En çok Atatürk stadyumları hoşuma gidiyordu. Hiç bir stadyumda zorlanmadım ama Fenerbahçe ve Bandırma statlarında seyircinin attığı taşlardan iki defa kafam kırıldı. Kanlar aktı ama kendimi yere atmadım. Elimdeki kanı dönüp seyirciye gösterdim ve bir daha yabancı madde atmadılar.

Gitmiş olduğunuz en misaferperver iller ve ülkeler hangileriydi?
Her ilin çok iyi misafirperverliği var ama Vanspor Süper ligde iken bir müsabakada farklı öne geçtiğinde tüm tribün enişte enişte diye tezahürat yaptı onu unutamam. Gittiğim tüm illerin, ülkelerin tarihi ve doğal güzelliklerini gezerdik. Batman’da TPAO’da konakladığımız zaman Hasankeyf’i gezmek görmek çok güzeldi. Siirt Jetpa – Gaziantepspor Süper lig maçına gitmiştim. Siirt’te maçtan önce ısınmaya saha çıktığımızda tribünde köfte ekmek yiyen seyirci, hocam gidip sanada alayım diyip sahanın diğer tarafına gidip geldiğimde elindeki köfte ekmek paketini uzattı almadım tabi ama top toplayıcı çocuğa vermesini söyleyip teşekkür ettim. Döndüğümde top toplayıcı çocuk yiyordu. Beni çok mutlu etmişti bu misafirperverlik.

Sizce performans olarak en iyi ve en kötü maçlarınız hangileriydi?
Kimse ayranım ekşi demez ama gerçekten kötü maçım olmadı. Bir tek 3. lig maçında bir futbolcuya rakibin sarı kartını yanlış yazmışım ikinci sarı karttan attım. Attıktan sonra fark ettim ama maalesef o zaman geri dönüş için çok geçti. En başarılı maçlarım Pendikspor – Fenerbahçe Türkiye Kupası maçı. 1999 -1989 Yılındaki Yahya Diker hocamla ilk Süper lig maçım.

En çok hangi MHK yönetimi ile çalışmaktan memnundunuz?
– En çok rahmetli Doğan Babacan, Hilmi Ok, Ertuğrul Dilek. Allah uzun ömürler versin bunlar hakemlerin tabiri caizse babaları idi.

Size herhangi bir şike teklifi geldi mi veya şahit oldunuz mu?
Benim adım BİNALİ KARTAL. Hep kamuoyunun önünde olduğum için buna kimse cesaret edemedi, edemezdi de. Bir de kamuoyunda yanlış bir olgu var. Hakem şike yapar diye. İşin aslı hakemle kesinlikle şike yapılmaz. 35 Yıldır ne duydum nede gördüm. O yüzden bu işlerin hakemle olmayacağını herkes biliyor.

Futbola sirayet etmiş olan teknoloji için neler düşünüyoruz. Özellikle ‘VAR’ protokolü için düşünceleriniz nelerdir ve keşke bizim dönemimizde de olsaydı diye hayıflanıyor musunuz?
Teknoloji iyidir ama futbolda olmamalı. Bizim zamanımızda yoktu. Çok güzel maçlar idare ettik.  Şimdi ise VAR sistemi var. Bu sisteme Türkiye’de ilk karşı çıkan bendim. Tarih beni haklı çıkardı. Teknoloji yerine iyi hakem yetiştirelim. Bu ülkenin her ilinde çok kaliteli hakemler var.

Hareketliliği ile size en çok yoran savunma oyuncuları kimlerdi?
Beşiktaş’tan Ali Eren Beşerler, Fenerbahçe’den Ümit Özat, forvette ise Ümit Karan zor futbolculardı. Şimdi hepsi çok iyi dostlarım.

Zorluk derece olarak Türkiye liginde mi yoksa uluslararası turnuvalarda mı maç yönetmek zordur?
Dünyada en zor lig Türkiye ligleridir. Ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranırsınız. Oysa biz hakemler direkt yaradana bağlıydık, o yüzden içimiz rahattı. Avrupa’da maç idare etmek en kolaydı, adeta leblebi çekirdek gibi.

Eskiden stadlarda saha zeminleri çok kötüydü. Hatta çoğu zaman çamurlu ve balçık olarak tanımlanan sahalarda görev yaptınız. Peki şimdiki yeni modern stadyumları ve özenle cimlenmiş olan sahalara bakıp iç geçiriyor musunuz?
Ben biraz eski kafalıyımdır. Eski sahalar çok iyi değildi belki ama futbolun ana unsuru olan insanlar iyiydi. Şimdi ise saha şartları çok iyi olabilir ama o güzel zeminlerde futbol yok, futbolun ruhu da yok oluyor. Kimse işin o tarafına bakmıyor.

Hakemlerin klasman atlamalarında ülkemizdeki çeşitli bölgelerden eşit sayıda hakemlerin adil olarak seçildiğine inanıyor musunuz? Özellikle Doğu ve Güneydoğu hakemleri bu konuda çok ama çok muzdaripler. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Maalesef kanayan yara. Geçmişte bir çok ilde Süper lig hakemi vardı. Ama şimdi profesyonel hakemlik diye ucube bir sistem geldi. Sadece bir tarafa bakıyor başka da bir yeri görmüyorlar. Son yıllarda Anadolu’da bir çok değerli hakem yok oldu. Gelecekte de bunun farklı olacağını sanmıyorum. Şu bölgelerdeki hakemler hak edildikleri gibi yönetiliyorlar çözümleri biliyorum ama fırsat vermiyorlar. Tunceli’de bir hakem keşfetmiştim Cem Balo isminde. Yıllarca takip ettim yetiştirdim. Cüneyt Çakır ayarındaydı ama bölgesinden dolayı klasmana almadılar. Öyle olunca o da hakemliği bıraktı. Hakkari’de bir hakem kardeşimiz beni aradı ‘gel beni izle’ diye. Ta Hakkari’ye gittim, izledim adam hakem ama kimse görmedi. Denizli’den, Eskişehir’den, Giresun’dan Süper lige hakem taşıdım.

Size göre kariyerinizden bugüne dek en başarılı MHK hangisiydi ve mevcut MHK’yi başarılı buluyor musunuz?
On beş yıl önceki MHK daha başarılıydılar. Şimdiki MHK’yi başarılı bulmuyorum, çünkü hep aynı kişilerden oluşuyor. Şöyle bir bakın bir önceki dönemlerde görev alıp başaramayanlar bir sonraki MHK’de varlar. Oysa ben şu öneriyi kamuoyuna sunmuştum. MHK’yi belirleyecek bir üst kurul olsun. Bu işten anlayan üst kurul MHK’yi kursun ve denetlesin. O noktaya yavaş yavaş geliyoruz yoksa bu tür atamalarla hem hakemlik kurumunu bitirirsiniz, hemde Türk futbolunu. İyi hakemliğin olmadığı bir yerde iyi futbol olmaz.

Sporcuların hakemleri aldatma girişimlerine, özellikle penaltı alma ve göğse veya omuza gelmiş olan temaslarda yüzlerini tutarak yerlerde kıvranmalarına neler diyeceksiniz?
Futbolcu sana inanmaz güvenmez. Futbolcu ile iyi iletişim kurmazsan seni kandırır. Ne zaman ki, kazanmanın her türlüsünün mübah olmadığı bir gün gelirse işte o zaman iyi spor adamları da ülkemizde sık sık ortaya çıkar.

Hakemlikten emekli olduktan sonra ne gibi işlerle meşgul oldunuz? TFF’de herhangi bir görevde bulundunuz mu?
Hakemlikte emeklilik yoktur, bıraktığınızda demek daha doğru olurdu. Bıraktıktan sonra basının içindeyim. Aslında bırakmadan öncede yorum yapıyordum iyi ve doğrudan yana gözlemcilik hakkımı kullanıyordum ama ben gözlemci olacağım, bir kaç maça gideceğim diye de kimsenin önünde önümü düğmeleyemezdim. Ben hakem yetiştirmek istiyordum. Kimsesizlerin ağabeyi olmak istedim. Fahri olarak 17 yıldır gözlemcilik ve mentörlük yapıyorum. Görev bekledim her dönem adım geçti ama olmadı. Görev alınmıyor, veriliyor ve vermiyorlar iyi işler yapacağım için.

Futboldan kopmadığınızı ve maçları yakından izlemeye devam ettiğinizi görüyoruz. TFF’de aktif olarak herhangi bir çalışmanız var mı?
Fahri olarak gözlemcilik, mentörlük yapıyorum. Her şeyi gözlemliyorum, sahada alandayım. Bu işi yapanlardan daha iyi yapacağımı da  iddiaa ediyorum. Yine bir gün Karabük’te bir hakem kardeşimiz aradı. ‘Hocam Karabük – Gaziantep PAF maçını idare edeceğim gelip beni izler misin’ dedi. Ben de arabama atlayıp habersiz Karabük’e gittim. Sabah Petrol Ofisi’ne girdim yakıt alacağım. O arada lavaboya gittim, döndüğümde çöp kamyonu arabamın üstünde, ama ona rağmen gidip o hakemi izledim.

Ülkemizdeki hakem eğitimlerinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Maalesef hiçde yeterli değil. Hele hele hakemlerimize Avrupa’nın üçüncü sınıf eğitimcilerinin eğitmeni ders veriyor. Bu büyük bir garabet. Oysa 12. kural faul ve fena hareketlerini Avrupa’da öğreten hocalarımızı kenara itip şu anki alınan yetersiz eğitimden dolayı geldiğimiz nokta bu. Oysa benim bir tek hakemim Dünya’ya bedeldir.

Genç ve özellikle hakem adaylarına ne gibi öneri ve tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Elbette beni örnek alsınlar diyeceğim. Ben hakemliğe başlarken hiç bir tanıdığım yoktu. Şimdi herkesin tanıdığı, bildiği bir hakemim. Çok çalışsınlar, inansınlar. Doğru hamleler yapsınlar, mutlaka hak ettikleri yere geleceklerdir. Hakemlik hiç bir zaman kaybettirmeyen manevi olarakta bir insana çok şey kazandıran bir uğraş. Örneğin ben hakem olmasaydım Batmanlı bir gazeteci kardeşim benimle röportaj yapar mıydı?

Batman’a hiç gittiniz mi ve Batman futbolunu takip ediyor musunuz?
Batman’a gitmek mi? En az 10 kez gittim. TPAO’da, Hotel Zeki’de, Öğretmenler Evi’nde kaldım. Hele hele Cumhuriyet caddesinde kürsüde oturup içtiğim çayın tadı halen damağımda. Hemen hemen tüm ilçelerini de gördüm. Futbolu hak ettiği yerde değil, bence Süper ligde olmalı Batman’a yakışır. Geçmişte 2. lig olan şimdilerin TFF 1. ligini gördü ama bence Süper ligde olmalı. Batman 3. ligde değil, Süper ligde olmalı. Neden olmadığını da, aslında inanın iyice bilmiyor ve anlam veremiyorum.

Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Her maçım birer anı. En ilginçi ise oğlum şimdi 35 yaşında. 12 yaşındayken Galatasaray – Monaco maçına götürdüm. Maçın yardımcı hakemiyim, şeref tribüne oturtum. Tam karşımda gözümde üstünde. Maçta bir pozisyon oldu bayrak kaldırdım, seyirci beğenmedi verdiğim kararı ve hep beraber ine hakem diye tezahüratınnda bulundular. Bir baktım benim oğlumda i.ne hakem diye bağırıyor.

Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Sizden röportaj teklifi geldiğinde mutlu oldum. Değer verip böyle bir teklifi getirdiğinizde ise, değer veren değerlidir düsturu ile yetiştik. Okurlarınızı en derin saygı ve sevgilerimle hürmetle selamlıyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.