SPORCULAR DA BESİNDEN ZEHİRLENEBİLİR!
Saygıdeğer Spor Meydanı okurları, bu ay ki yazımda günde en az 3 kez yapmakta olduğumuz bir aktiviteden söz etmek istiyorum. Yani, yemek yemekten, beslenmekten. Cinsiyetimiz, yaşımız mesleğimi, mevkimiz ne olursa olsun, sporcu olalım veya olmayalım hepimiz yaşamı mızı sürdürebilmek amacıyla besin almak zorundayız. Büyümemiz, efor sarfetmemiz hep bu aktivitemiz ile büyük ölçüde ilişkilidir. Bu nedenledir ki, insan yaşamında yemek yeme konusu önemli bir olgudur. Bu olgunun sağlığımıza zarar vermesi ise büyük önem arz etmektedir. Daha açık söylemek gerekirse yediğimiz besinlerin hijyenik ve metabolizmamıza zarar vermeyecek nitelikte olması gerekmektedir. Tüm bu bilgilere sahip olmamıza rağmen bazen yediğimiz gıdalardan alerji olmakta, hatta zehirlenebilmekteyiz. Bu nedenle bu ay ki yazını dikkat etmediğimiz takdirde hayatımıza mal olabilecek besin zehirlenmeleri ile ilgili birçok bilmemiz gerekli bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle ki; Yaşantımız esnasında bazı kez sindirim sistemimizle ilgili olan, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, kramp gibi birçok hastalığın belirtisi olabilecek yakınmalar ortaya çıkmaktadır.. Şayet bu yaknmalar, son 3 gün içinde bir mikroorganizma ya da bunun zehir bulaşmış bir besinin yenmesi sonucu ortaya çıkıyorsa, bu durum besin zehirlenmesi diye bilnmektedir.
Besin zehirlenmesi belirli bir alanda bir çok kişiyi etkileyebilir ya da salgınlar şeklinde görülür. Bazı durumlarda ise tek bir kişinin yediği besin sonucu zehirlenmesiyle meydana gelebilmektedir.. Dünyada oldukça sık karşılaşı lan ve önemli bir sorundur. Hastalığın şiddeti zehirlenmeye neden olan mikroorganizmanın cinsine göre değişmektedir ancak sıklıkla hafif seyreden bir hastalıktır. Eğer besin zehirlenmesi bebeklerde ya da yaşlılarda ortaya çıkıyorsa daha ciddi sorunlar ortaya çıkmakta ve ölümlere yol açabilmektedir. Nedeni ise, bu kişilerin vücutlarındaki sıvı miktarının yetişkin kişilere göre daha az olmasıdır..
Besin zehirlenmesi yapan mikroorganizmalar özellikle bakterilerdir. Bu bakteriler en iyi oda ısısında çoğalırlar ve yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu nedenledir ki yiyecekler hazırlanırken bunların yüksek derecede ve homojen bir şekilde pişirilmesi gerekmektedir. Homojen bir şekilde pişirme sağlamak için kızartma yerine fırınlar ve düdüklü tencerelerin kullanılması daha önemlidir. Bu bakteriler yüksek sıcaklarda ölebileceği gibi düşük sıcaklıklarda da çoğalmalarını gerçekleştiremezler ve besin zehirlenmesine neden olmazlar. Bu nedenle +4 derecenin altındaki sıcaklıklarda besinleri saklayarak ve gerekirse derin dondurucu kullanılarak bakteri üremesi engellenmiş olur. Bu şekilde besinler saklanır fakat mutlaka son kullanma tarihinden önce tüketilmesi gerekir.Ayrıca asitli gıdalar ya da ortamlar, nem miktarının düşük olması bakterilerin üremesini engeller. Bu yüzden çay, kahve, pastorize süt, yoğurt, iyi pişirilmiş yiyecekler tüketilmesi oldukça güvenilir gıdalardı r.Besin zehirlenmeleri içinde en sık görüleni stafilokok bakterilerinin yol açtığı zehirlenmelerdir. Et, süt ve süt ürünleri, salatalarda ortaya çıkar. Besinler alındıktan 2-3 saat sonra meydana gelir. Ortaya çıktıktan hemen sonra kusma görülür. Vücut zehiri çabuk bir şekilde atmaya çalı şır. Ağır seyreden bir zehirlenme türü değildir. Bir kaç gün içinde hasta normale döner. Hastaların az bir kısmında ishal görülür.Bir başka besin zehirlenmesi ise shigella bakterilerinin yol açtığı, et, süt, salata gibi besinlerin tüketilmesi ile ortaya çıkan zehirlenmedir. Ortaya çıkma süresi bir-iki gündür. Bulantı, kusma, ateş, kramp şeklinde karın ağrılarının yanında ishalde kan görülür. Hastalığın geçmesi, zehirlenme görüldükten birkaç gün sonrasından, bir-iki haftaya kadar devam edebilir. Salmonella bakterisinin yol açtığı zehirlenme de bunun gibi belirtiler ile ortaya çıkar. 3-4 gün içinde geçer.
En ciddi ve ölümcül olan besin zehirlenmesi ise clostridium botilinum bakterisinin yol açtığı zehirlenmelerdir. Çünkü bakteriler içinde en öldürücü ve etkili zehire (botilinum toksini) sahip bakteri budur. Hatta bu zehirin bir kaç kilogramı ile dünyadaki bütün insanların ölebileceği bildirilmiştir. Havasız ortamlarda üremeyi sevdiği için konservelerde en çok görülen bakterilerden biridir. Bunun dışında et, meyve, sebze gibi bir çok besinde bulunabilir. Etkisi 2-3 güne kadar ortaya çıkar. Sinir sisteminde felç yapar ve öldürür. Solunumu engeller.
Pirinçte görülen besin zehirlenmesi ise bacillus cereus bakterisinin yol açtığı zehirlenmedir.Stafilokok zehirlenmesi gibi kusma ile ortaya çıkar. Bu süre 3-5 saat kadardır.
Bilindiği gibi midenin asidinin azalması, bakterilerin üremesini kolaylaştıracağından risk faktörlerinin başında gelir. Ayrıca bilmemiz gerekli önemli bir husus da tüm bakterilerin vücudumuza zararlı olmadığıdır.. Bağırsak florasını oluşturan ve vücut için önemli olan bakteriler vardır. Gereksiz yere antibiyotik kullanımı bu bakterileri de yok edeceğinden, doktor tavsiyesi dışında antibiyotik kullanılmamalıdır. Mide asidini azaltan ilaçları kullanırken de gereksiz yere almamaya özen gösterilmelidir. Bir toplulukta aynı besini yiyen fakat oradaki herkesin zehirlenmemesinin sebebi budur. Şayet 2 günden fazla süren ishal varsa (kanlı ishal de olabilir), bir günde 4-5 kez dışkı- lama varsa, kişinin ateşi yüksekse, karın ağrısı varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır. Kusma sürekli ise ve özellikle bebeklerde ve yaşlılarda görülüyorsa sağlık kontrolünden geçmek gerekir. Doktora başvurduktan sonra alınan örneklerle laboratuvarda bakterinin saptanması, hastanın doktora bildirdiği şikayetleri besin zehirlenmesi tanısı konmasını sağlar. Laboratuvara gönderilen örneklerden birisi de hastanın yediği besindir. Besin zehirlenmesinin tedavisindeki temel amaç; kaybedilen sıvıyı ve mineralleri yerine koymak ve zehirlenmeye neden olan bakteriyi yok etmektir. Bunun için zehirlenmeye neden olan bakteri saptandıktan sonra uygun antibiyotik tedavisi verilir. Fakat bütün besin zehirlenmelerinde antibiyotik gerekli olmadığının bilinmesi gerekir. İshali engellemek için ilaç verilmesi pek uygun değildir.
Hanımlarımızın sık uyguladığı yöntemlerden birisi de pişmiş yemeği tekrar ısıtıp sofraya getirmesidir.. Böyle yapacaksa mutlak surette ; tekrar ısıtmadan önce pişmiş besinin buzdolabında saklanması gerekmektedir. Tekrar ısı- tırken besinlerin 10 dakika kaynatılmasında fayda vardır.
Şayet, çiğ bir besin saklanacaksa öncelikle herkesin bildiği gibi hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Bunun uygulanması zehirlenmenin ortaya çıkmasını çok büyük ölçüde önleyebilir. Saklama ortamları soğuk olmalı dır. Alınan besinin son kullanma tarihinin (miyadının) geçmemiş olması gerekir. Dışarıdan alınan et, süt, balı k gibi besinlerin taze olmasına dikkat edilmeli, nerede yapıldığı bilinen, kaliteli ürünler tercih edilmelidir. Aksi takdirde risk’i göze almak zorunda kalırız.
Tüm bu bilgilerin ışığı altında, sağlıklı beslenmeler diliyor, saygılar sunuyorum.