NEYSE…
Şike soruşturmasında hapisten çıkanlar var. Çıkamayanlarda var. Düşündüm de… Çıkamayanlar çıkanların yanlış anlaşılması mı? Öyle ya… Parayı verdiği varsayılanlar içeride. Parayı aldığını itiraf edenler dışarıda. Ama biz bu düzene alışığız. Adalet hasretinden ne prangalar eskittik. Ayrıca şike yaptığı iddia edilen insanların cezasını çekmesiyle futboldaki kahbe düzenin biteceğini sanmak en büyük yanılgıdır. Çünkü Türkiye hiçbir zaman gerçek adaleti göze almadı. Adalet ve siyaset kardeş olduğu içindir ki, bu memleket insanların ahını aldı. O yüzden bu ülkenin iki yakası bir araya gelmez. Gelmeyecektir de. Kime güveneceğiz? Şiddet için değil, şike için tek yumruk olan politikacılara mı? Takım ayıran, adam kayıran biçare hakemlere mi? Parayı götürmekten başka hiçbir şey düşünmeyen anason bakışlı yorumculara mı? Yoksa ”Yakılan orman herkesi yakar” dediğ imiz zaman bizlere gülümseyen ve şikeye bile arka çıkan futbol toplumuna mı? Söyleyin bakıyım kime? Bu ülke gerçek bir demokrasiyi, temiz futbolu ve kimseyi ayırmayan adaleti hak etmiyor mu? Futbolun örtüsü şike ve soruşturma oldu- ğundan beridir ki… Hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Futbolu soruşturmaların önüne çıkaran tek takım kaldı oda Galatasaray. Kazanmaya programlanmış hali kadar, göz doyuran yanı dikkat çekici. Büyükleri sallarken, taaruz takımı olarak öne çıkıyor. Futbolun harekete geçiş mekanizması emektir, cesarettir. Ve kesinlikle motivasyondur. Fatih Terim’in futbol açılımında bir sır yoktur. Futbolcuların kazanma gücünü harekete geçiren tavrı klasikleşmiştir. Klasikler de eskimezler. Tıpkı Fatih Terim gibi. Semih ve Emre gibi iki genci, korkusuzca sahaya sürecek yürek onda mevcutsa. Yoksul bir futbol ülkesindeki en değerli zenginliğin temsilcisi oluyorsa. Alkışlarımız da Fatih Terim Hoca’yadır. Hem görevini biliyor. Hem diğerlerinden cesur olduğu için. Neyse… Giden yılın üstü kalsın. Bütün pislikler de altında kalsın. Var mı itirazı olan? Saygılarımla.