Milli Günümüz
Her şeyden önce 26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta başkomutanlık Dumlupınar meydan muharebesinin kazanılması ile devam eden ve 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşu (Hani şu Yunanlıların körfezdeki tuzlu-lağımlı su ile tanıştığı ve de yutma hadisesi) ile sona eren ZAFER HAFTAMIZ herkes kutlu olsun.
Gün Milli kurtuluşumuzun, İstiklal mücadelemizin, Kurtuluş savaşımızın ve vatanımızın işgalinden kurtuluşunun taçlandığı gündür. Gelelim Türkiye’nin en değerli ve en başarılı takım sporu olan güzide voleybolumuza…
Hiştt ordamıyız…?
Bugün Avrupa şampiyonasına hafif uykulu, havuzdan çıkmış tadında başlayan…” İsrail çok sıcaktı yahu ne yapalım ki” maçı oynayan A Milli Erkek Voleybol takımımıza…
İlk setin 16 da biteceğini, ya da öyle olacağını uman takım, ruh bedene girmeden onu da kaybetti. 0-1
Neden mi…?
O blok- 0 orta hücumu ile…
2 metre üstü adamlar -ortadaki zıp zıplar yani- bomboş topları sağdan soldan auta vurunca kenardaki İtalyan yani Fransızların başındaki Antrenör bile baktım bir ara, “…a nasıl yani.” dedi. Gülümsedi işine devam etti. İçinden şöyle demişliği var mıdır bilmem… “…yahu bırak nasılsa bunlar kendilerini yenecekler… Oyna işte”
Rolanti de…!
Havaya mı bakıyoruz…?
Suratında sürekli bir soru işareti ile maç yöneten adam olarak dünya voleybol tarihine geçeceğini garantileyeceğim Alberto Guliani kenarda elini kolunu abuk – sabuk, sağa- sola açıyor da ne diyor ben de sanırım oyuncularda anlamıyor gibi. Gözü kulağı, yukarıdaki skor boarddan bir haber gelecekmiş gibi hareket eden Guli ne zaman ortamı toparlayacak diye bakarken, Türkiye liginin orta seviyeli smaçörü Osmanlı kökenli Yaciene Youati hayatının maçını oynadı ve gerçekten milli oldu.
2. sette biraz oynadık ta 29-27 oldu. Sonuç ne miydi? Yine kaybettik. -At servisi fileye, bak yukarıda kuş var, onu avla- bilgisayar oyunuyla set de maç da kazanılmıyor gençleeerrrr. Hadi kendinize gelin de bizim Milli bayramlık ağzımızı açtırmayın…
Bu arada Guli de nedense sürekli havaya bakıyor… Artık orda ne varsa…
Hiç unutmam Eczacıbaşı’na ilk transfer olduğumda maçta bir pozisyonda “…pardon ..” demiştim de, rahmetli Cengiz abimiz, mola da bir kenar çekip,”..Biz burda pardon oynamıyoruz.. Aman haaaa..” demişti. O hikâye işte…
Maç sonunda nasıl mı bitti…? Bu sitenin ekranında fırıl fırıl dönüyor işte. Bakın da okuyun yani… Adamı sinir etmeyinn.. Özetle bizim milli takımın da beklediği gibi oldu… :-/
Cin mi çıkarıyoruz…?
Derken günün 2. Maçı başladı. Daha önce Polonya ile kamp yapıp, 5 tane özel maç oynayıp, o maçlarda bunları ince ince işleyen “little big man” (Santarelli o..) efsunlarını yapmıştı. Bu arada sahaya böyle bir günde neden “siyah” forma ile çıktığını anlamadığım -hırslı kadın menejer laf sana- A Milli Kadın Voleybol takımız allem etti kallem etti ilk seti döve döve aldı..
Ondan sonra Polonyalılar baktı ki olmuyor. Allah ne verdiyse.”” vurun vurunnn arkadaş vurun. Namus günüdür… Vuruunnn Bloğa, dağlara taşlara…” oyununa başladı. Dünya yüzünde 2 metre üstü ne kadar kadın voleybolcu varsa takımında barındıran Polonya sete ve de maça ortak olmaya başladı. Âmâ zor oyunu bozdu ve de olmadı işte…
Yukarıdaki başlığın devamı şudur; evet…!
Eski bir damadın söylediği gibi…” dikkat burası çok önemlidir.” Küba ordusunun Türk neferinin etinden, smacından ve de enerjisinden yararlanan milli takım Türkiye’de oynandığı sanılan ama aslında Belçika’da yer alan maçta 2-0 öne geçtiğinde kenarda 2 kişi çookk sevinmişti. Bu kardeşler ellerinde davul zurna, sırtlarında seğmen yeleği, kafada temsili fes ile takkeci dondurmacı silüetinde maça destek verenlerdi. Helal olsun..
Bize her yer Türkiye’dir.
Çeyrek finali geçen A Milli Kadın Takımımıza final yolunda başarılar dileyerekten, darısı uykuluk (onun tadından da yenmez ama konuyla, ilgisi yok şimdi) erkek A milli takımımıza diyoruz ve de huzurlarınızdan MİLLİ GÜN ve GURUR ile ayrılıyoruz.
#nemutluTürkümdiyene
Hepinize sevgilerimle
Eski Voleybolcu
Not: 30 Ağustos zaferinin mimarları olan üç Mustafa’nın ruhları şad olsun.. Mustafa Kemal, Mustafa İsmet ve Mustafa Fevzi..