Mesut’un Dönüşü
Hafta içinde Uefa Avrupa Ligi’nde Belçika’da Antwerp karşısında başarılı bir futbol oynayan Fenerbahçe izlemiştik. Özellikle Sosa’nın ön plana çıktığını ve geceye damga vuruşuna şahit olmuştuk. Oysa ki o Sosa ilk on birde yoktu. Nazım ilk on birdeydi. Vitor Pereira’nın yine rotasyon günüydü!
Hüseyin Tokmak
Üçlü defans ısrarı Fenerbahçe’yi günden güne adeta erittiğini söylemeliyim. Yenilen goller aynı, birbirinin kopyası. Rakip kontraklarında kanatlarda çaresiz kalan Fenerbahçeli futbolcular. Mütevazı bütçeli Kayserispor oynaması gibi oynuyor geride kapanıp kanatları kapatıp hızlı futbolcuları ile sonuç elde etmeye çalışıyordu. Tüm olumsuzluklara birde İrfan Can Kahveci’nin penaltıyı direğe nişanlaması Fenerbahçe adına gecenin olumsuz notları arasına girmişti. Kaybeden Fenerbahçe izliyorduk. İlk yarının 39. dakikasında Kolovetsios’un golüyle ilk yarı 0-1 Kayserispor’un galibiyeti ile kapandı.
2. yarıya 3 değişikle başlayan Vitor Pereira belli ki hatasını anlamıştı ancak unuttuğu bir oyuncu daha vardı, o da Mesut Özil‘di! 2. yarı tempolu bir Fenerbahçe vardı. Değişmeyen bir şey daha vardı, Fenerbahçe’nin direklerle olan kadersizliği vardı. Tam tamına 4 kez direkler Fenerbahçe’ye gol izni vermemişti. 61. dakikada Gavranovic’in golü ile 0-2 öne geçti. 69. dakika maçın dönüm noktası oldu, kenarda unuttuğu Mesut Özil oyuna dahil oldu. Oyuna verdiği katkısı, pasları ile sahadaki lider kişiliği ile ve en önemlisi son saniyede o kritik penaltı atışındaki soğukkanlılığı ile gol vuruşu yapması gecenin çok anlamlı hareketi oldu.
Bu maçı Fenerbahçe 6-2 de alabilirdi, düz mantık yaparsak 4 top direklerden döndü. Futbolcuların inanmışlığına yazardım 2-2 bitti, yine futbolcuların sahaya yüreklerini koyması anlamlı idi; yine futbolculara yazarım. Maçın bu duruma gelmesini de kimse kusura bakmasın, Vitor Pereira’ya yazarım yanlış kadro dizilişinden dolayı. Bir maç öncesinin yıldızı Sosa’yı kenarda unuttuğu için.
Söylenecek başka söz kalmadı. Vitor Pereira’nın Fenerbahçe macerası bence biter, artık hoca ile oturulup tazminatı verilir ve gönderilir. Sayın başkan Ali Koç elinden geleni yapıyor. Her şeyden önce başkan emek veriyor, para veriyor ve zamanının her dakikasını kulübüne veriyor. Gecesini gündüzüne katıyor. Gereksiz bir sistem kurgusu ile koca çınar Fenerbahçe camiası meşgul olmamalı. Hatalar hepimiz için vardır ama hatalardan dönmek de en büyük erdemdir.
Bu maçtan çıkarılacak dersler tabii ki vardır. Ancak ben bugün Fenerbahçeli futbolcular özelinde şunu rahatlıkla yazabilirim. Her türlü taktiksel hatalara rağmen azimlerini yüreklerini koydular, terlerini akıttılar. İnandılar. Belki de farklı alacakları maçı kaybetmeme adına son saniyeye kadar mücadelelerini sürdürdüler.
Bir sözüm de Cüneyt Hoca’ya. Penaltı kararlarında son derece, Var’la konuşarakta olsa; doğru kararlar verdi. Yalnız sertliğe çok prim tanıdı.Kadıköy’de gel-gitlerin, stresin yoğun olduğu bi gece oldu.
Bu kadar açıklayıcı ve temiz bir dille,futbol ve teknikleri anlatmanız ben gibi fıtbol meraklısı olmayan birini bile fanatik futbolcuya çevirdi.Emeğinize,kaleminize sonsuz teşekkürler.