Kim Haklı, Kim Haksız
Trabzonspor, bu sezonun tamamına yakınını bireysel performanslarla kazandı. Yani, Nwkaeme, Ekuban, Dijaniny ve Uğurcan’ın bireysel katkılarla bugünlere geldi.
Onlardan mahrum oldunuz mu, ya çok iyi takım oyunu, ön alan baskısı ile oynamanız lazım ya da uzaktan Bakasetas gibi oyuncuların şutlarıyla kazanmanız.
Hiçbiri de olmayınca beraberlik kader gibi artık. Trabzonspor maçın ilk ve ikinci devresinde, takım oyunu ve yardımlaşmadan da uzak bir görüntü çizdi. Şimdi Abdullah Hocaya şunu sormak lazım; Trabzonspor, ön alan baskısı, kanat bindirmeleri, ortadan derinlemesine atılan paslarla rakip ceza alanını zorlamayacak mı? Siz bekleri çıkartmazsanız, nasıl kanatlardan rakibin üzerine gidip pozisyon üreteceksiniz?
Bizim gördüklerimizin alasını hoca görüyor ama elinden gelen bir şey yok diyebilir misiniz? Hayır? Oyunumuz gelişiyor dedikten sonra bu oyun hala gelişmemişse, insanlar sizi sorgular. Hocayı bir maçla yerin dibine sokmayalım kabul ama bu takım içerde dışarda kaybettikleriyle şampiyonluk yarışının uzağına düştü.
Bunun faturası olmayacak mı?
Trabzonspor ligi 4,5,6 gibi yerlerde bitirecekse pahalı transferler yapıp, borçlandırılmasına da gerek yok. Ne dışardan hoca alsın ne de yabancı oyuncu. Trabzon’a gelen hocalar da bu takımın hedef takımı olduğunu bilerek gelmesi lazım.
Çaykur Rizespor, toparlanmış takım. Hızlı hücumlarla Trabzonspor’u eksik yakaladıkları oldu. Onlar da Trabzonspor gibi ön alan oyuncusu eksikliğinden goller bulamadı.
Sezon ortasında bu takıma Yunus Mallı değil, iyi santraforlar alın diyenler haklı çıktı, başkan ve diğerleri haksız.