Kazanırsak Kaybedeceğiz!
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğu gibi, iç kesimlerinde de bir çok göl ve akarsu bulunuyor. Göller ve akarsular sayesinde çok geniş tarım arazileri sulanabiliyor. Bir çok yerleşim merkezinde içme suyu olarak kullanılıyor. Göllerimizde ıstakoz ve inci kefali gibi kıymetli su ürünlerine de rastlanıyor. Açık hava su sporlarının da yapılabildiği göller, son yıllarda alarm veriyor. Kurmaya yüz tuttu bir çoğu. Bu yüzden ülkemizin su kaynakları ve bu kaynaklarda yaşayan bir çok canlı türü tehlike altında. Üretimde su kullanan sanayi kollarının da geleceği parlak görünmüyor.
Akarsular da eskisi gibi coşkun akmıyor artık. Gölleri besleyen akarsu yatakları barajlarda, göletlerde tutuluyor. Son yıllarda yaşanan kuraklığın da etkisiyle, göllerdeki su seviyesi tehlikeli boyutlara ulaştı. Göllerin sığ suları aynı zamanda kirlenmiş durumda. Bir zamanlar gönül rahatlığıyla içme suyu olarak kullanılan bu sularda, yüzmek bile eskisi kadar sağlıklı değil.
Ancak esas tehlike, her gün gözleri önünde biraz daha yok olan gölün durumunu umursamayan ve tehlikenin farkına varamayan bilinçsiz insanlar. Kurumaya yüz tutan gölün sığ sularından her gün gerekli gereksiz, bahçesine binlerce ton su çeken çiftçiler. Pirinç tarlası mantığı ile yapılan sulamalar. Öyle ki çoğu kez meyve bahçelerine, ayağınızda çizme olmadan girmeniz mümkün olmuyor. Koruma altına alınan Eğirdir Gölü‘nden, hala kaçak yollarla su çekiliyor. Göl çekildikçe, bahçelere su çeken borular her gün bir miktar daha uzatılıyor. Kanun var ama kontrol mekanizması çalışmıyor.
Kazanırsak kaybedeceğiz
Rusya’nın dünyanın en büyük pamuk üreticisi olma hırsı, dünyanın dördüncü büyük gölü olan Aral Gölünün kurumasına sebep oldu. Göl bitince, haliyle pamuk üretimi de bitti. Rusya pamuk üretiminden ne kadar kazandı bilinmez ama koca gölün kurumasının zararları hiç bir rakamla ifade edilemez. Ülkemizde de son yıllarda, onlarca göl yok oldu. Göller Bölgesindeki tüm göllerde su seviyesi, kritik noktalara ulaştı. Böyle devam ederse, bu göllerin çevresindeki tarım ve turizm gölle beraber bitecektir. Şimdiye kadar hiç yaşanmamış meteorolojik olaylar yaşanacak, olası iklim değişikliğinden ülkemizin tamamı etkilenecektir.
Eğirdir Gölü civarında konuşlanan askeri eğitim birlikleri dahil bir çok kamu kurumu, faaliyetlerine devam edemeyecektir. Son yıllarda giderek azalan ilçe nüfusu, gölün suları gibi dibe vuracaktır. Gerekli tedbirler alınmazsa göl yatağında, yelken yarışları yerine ancak deve yarışları düzenleriz.
Dünyada yaşanan tüm afetler, insanların doğadan savaşırcasına faydalanmaya çalışmasının sonucudur.