İnsanı İnsan Yapan DEĞERLER
Sporcunun da sporseverin de insan olması gerekir. Unutulmak ve önemsenmemek, birisine verilebilecek en büyük cezadır. Unutulmak yaşama hevesinin kalmaması anlamına gelmektedir kırılgan içe dönük, yapılan her hareketi kendine alan kişiler, birde böyle bir duyguyu yaşadı klarında tamamen çöküp hayattan küserler.. Toplum içinde ve insanlar arasında güvenilirlik ve güvensizlik çok önemli bir olgudur. Yaşamı n anlamı karşısındakine güvendir. İnsanlar birbirlerine güvenmek ve endişe duymadan yasamak ister. Birilerine sürekli güvenerek ve ona dayanarak yaşamak nereye kadar, bazı insanlar bu duyguları istismar ederek, insanlar arasındaki güveni sarsar, iyilik duygularının körelmesine sebep olur. Dolayısıyla kimse kimseye güvenemez, herkes her şeyin arkasında olumsuz bir şey aramaya baslar, Bütün sorunlarda bundan sonra ortaya çıkar Sevgi sabırlı ve sevecendir; sevgi kıskanç, kibirli ya da gururlu değildir; sevgi hasta yapılı, egoist ya da rahatsız edici değildir; sevgi yanlışları n hesabını tutmaz; sevgi şeytanla mutlu de- ğil, gerçekle mutludur. Sevgi asla vazgeçmez; inancı, umudu ve sabrı asla başarısızlığa düşmez. Sevgi başı ve sonu olmayan bir şeydir. İnanç, umut ve sevgi. İşte bu üçü önemlidir. Ama en büyükleri sevgidir. Sevginin tanımı, okuduğumuz her kitapta aşağı yukarı bu şekilde yapılır. Kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkar insanlar çok sevdiği zaman daha çok kaybedecektir sanır. Bir gün içinden taşan her türlü duyguyu dile getirmek ister insan ama düşünün hangimiz gerçek duygularımızı dile getiririz mutlaka konuşurken bambaşka şeyler söyler dilimiz, düşünürken başka. İnsan olarak hepimiz bazı dönemlerde ikilemlere düşer hayattan bıkar sevdiklerimize alınır. Dünyanın bize karşı olduğunu duyumsar ve bu nedenle de hiç yoktan insanları kırarız.Her sabah aynı yaşama isteğiyle kalkmaz insan. Mutsuzdur karşısındakini de mutsuz eder. Karşılıklı dostluk sevgi, güven olmadığı zamanlarda yaşamakta zorlaşır. Düşlerimiz, düşüncelerimiz, hayallerimiz, beklentilerimiz anlık kurgularla işlemektedir. Anı yaşamak bir hayat tarzı olmuştur. Kendini erteleyerek, hiçe sayarak, un ufak ederek, perişan ederek nereye gidiyorsun. Mutsuzlukla yaşama küsmekle neler yitiriyoruz. Nelerini geride bıraktık. Aşkı, sevmeyi, özlemi, şefkati, her şeyi niçin kendi benliğimize sahip olamamaktan boş şeyler için kendimizi yedip bitirdiğimiz için. Birde şöyle düşünelim düşlerimiz, düşüncelerimiz, hayallerimiz, beklentilerimiz anlık kurgularla işlemektedir. Anı yaşamak bir hayat tarzımız olmuştur. Kendimizi erteleyerek, hiçe sayarak, un ufak ederek, perişan ederek nereye kadar gidebiliriz mutsuzlukla, yaşama küsmekle, neler kaybediyoruz neleri geride bıraktık. Aşkı, sevmeyi, özlemi, şefkati, her şeyi. Niçin? LÜTFEN YANITI OLAN SÖYLESİN. Bu yazıyı bir şiirle bitirmek istiyorum… Beni yavaşlat Tanrım! Yüreğimin atışlarını düşüncemin sakinliğiyle rahatlat. Zamanın sonsuz görüntüsüyle hızımı azalt! Bana güncel kargaşanın ortasında, Tepelerin ölümsüz sakinliğini ver. Bir çiçeğe bakmayı, Eski bir dostla sohbet etmeyi Ya da yeni bir dost edinmeyi, Yolunu kaybetmiş bir köpeği okşamayı, Ağ yapan bir örümceği izlemeyi, Bir çocuğa gülümsemeyi, İyi bir kitaptan birkaç satır okumayı ve Yarışın daima daha çok hız için olmadığını Anımsat her gün bana. Yavaşlat beni Tanrım! Bana ilham ver. Köklerimi, Yaşamın katlanılan değerler toprağının derinliğine göndermek, Kaderimdeki yıldızlara doğru -daha çok- Büyüyebilmek için… Yavaşlat beni Tanrım”