Hakemler “Havuz” Krizinin Kurbanları mı?
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Süper Ligin yayın haklarını satın alacak bir tv kanalı bulamadı. Bu skandal gelişmenin kamuoyunda tartışılmasını Merkez Hakem Komitesi’nin (MHK) 13 hakemi ihraç kararı engelledi. Bu iki gelişme arasında bir ilişki olabilir mi?
Cem Çetin
Türk futbolu ve Süper Lig tarihinin en sıkıntılı günlerini geçiriyor. Hafta başında TFF, Süper Ligin yayın hakları için Digiturk’ün imzaya gelmediğini açıkladı. Bu şok gelişme üzerine hem TFF’den hem de Digitürk’ten açıklamalar geldi. Digiturk’ün açıklaması çok dikkat çekiciydi. Yayın ihalesinin tam bir krize dönüştüğü anda MHK’nin 13 hakemle yollarını ayırdığı kararı duyuldu.
Digiturk’ten vazgeçilir mi?
20 yılı aşkın bir süredir Süper Ligin resmi yayıncısı olan Digiturk, bu ihaleyi de almak istiyor. Ancak işler pek yayıncı kuruluşun istediği gibi gitmedi. Digitürk, paketler için 2,1 milyar liralık tekliflerinin kabul görmediğini açıklarken, TFF de bundan sonra pazarlıkların SARAN Grubu ve TRT ile devam edeceğini kamuoyuna duyurdu. Bu arada Digiturk’ün 2,1 milyar teklif verdiği paketlere SARAN Grubu’nun teklifi 700 milyon liraymış…
Bu konuyla ilgili 17 Şubat tarihli yazımın başlığı “Havuzdan KAOS mu çıkacak?” şeklindeydi. Evet Havuz’dan KAOS çıktı. Zaten çıkacağı da belliydi. Bu arada hatırlayın TFF, bu yayın ihalesinin hazırlanması için yurt dışından çok önemli bir hukuk firmasıyla anlaşmıştı. Sonra ne oldu bilemiyorum. Acaba bu ihaleyi o yurt dışındaki firma mı hazırladı? Hazırladıysa o firmaya ne kadar para ödendi? Bu sorular pek gündeme gelmiyor… Ancak ortada ciddi bir yayın ihalesi krizi var.
Hakemler kurban mı?
Tam bu yayın ihalesi krizi futbol gündeminin 1 numaralı tartışma konusu olacakken, MHK’den birbirinden ünlü hakemlerin Süper Lig’teki görevlerine son verme kararı geldi. MHK’nin zamanlaması harika değil mi ? Bu davranışıyla MHK, acaba kime hizmet etmiş oldu ? Tabii ki TFF’ye… Acaba MHK; TFF’yi yayın ihalesinin tartışmalarından uzak tutmak için, yıllardır Türk futboluna hizmet eden hakemleri kurban seçti? Böyle bir ihtimal söz konusu olabilir mi?
MHK böyle bir strateji izlerken, Süper Ligin durumunu da göz önünde bulundurmuştur. Ligte Trabzonspor puan farkıyla şampiyonluğa koşuyor. 3 büyüklerden hiçbiri Trabzonspor’u tehdit edecek durumda değil. Eğer Süper Lig çekişmeli bir durumda olsaydı acaba MHK, elindeki en iyi hakemlerin üstünü bu kadar rahat bir şekilde çizebilir miydi? Elbette çizemezdi. MHK’nin bu kararıyla, spor basını hakemleri konuşmaya başladı.
Hakemler konuşulmaya başlanınca sonuçlanmayan yayın ihalesi ikinci plana düştü. TFF; zaman kazanmak için MHK ile böyle bir operasyona gitmiş olabilir mi? Buradaki zaman kazanmak ifadesinin anlamı, yayıncılardan gelecek teklifleri arttırmak. Bu arada teklifi artıracak tek adayın Digiturk olduğunu belirtmeliyim. Bugünkü ekonomik koşullarda sadece Digiturk, Süper Lig için en fazla parayı verebilir. Acaba kapalı kapılar arkasında Katar sermayesine ait Digiturk’e Türk futboluna daha fazla para ödemesi için baskı mı yapılıyor? Kim bilir?