‘’GENÇ DOSTU ŞEHİRLER KONGRE VE SERGİSİ ANKARA’DA DÜZENLENDİ
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘’Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi’’nin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin’in katılımıyla gerçekleşti.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘’Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi’’ Ankara ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlendi.
Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi’ni açılışı programında katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Siyasi parti ayrımı gözetmeden yardım çalışmalarında yer alan tüm belediyelerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.” dedi.
Türkiye’nin 81 vilayetinden salonu coşkuyla dolduran tüm gençlere “Ankara’mıza hoş geldiniz” diye seslenen Erdoğan, “Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm genç kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Aydınlık yarınlarımızın teminatı olan öğrencilerimize, sporcu, girişimci kardeşlerime, dünyanın dört bir köşesinde milletimizi gururla temsil eden her bir genç kardeşime buradan selamlarımı iletiyorum. Rabbime bizlere vatan, millet, dava sevdalısı böyle bir gençlik nasip ettiği için binlerce kez hamdediyorum.” ifadelerini kullandı.
Salonda, 21. yüzyılda bilimde, sporda, sanatta, siyasette, ticarette, inovasyonda, hayatın her alanında başarılarıyla kendinden söz ettirecek, geleceği parlak bir gençlik gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu salonda milletimizi 2053 vizyonu ile buluşturacak, 2071’in altyapısını kuracak, büyük ve güçlü Türkiye’nin genç neferlerini görüyorum. Bu salonda, üstadın ifadesiyle ‘Kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan fert fert ben varım’ diye haykıran, öz güven abidesi genç bir nesil görüyorum. Bu salonda 15 Temmuz gecesi elinde bayrağı, göğsünde imanıyla darbecilere meydan okuyan, milletimizin yüz akı cesur bir gençlik görüyorum. Bu salonda ülkesi için hayal kuran, ufku açık, vizyonu geniş ideal ve iddia sahibi gençlik görüyorum.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak böylesi bir gençlikte yol yürümekten, bu ülkenin gençlerine hizmet etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Coşkunuz, muhabbetiniz, vefanız ve dayanışmanız için her birinize canıgönülden teşekkür ediyorum. Türkiye’nin sizin gibi gençleri olduğu müddetçe yarınlarımız inşallah bu günümüzden çok daha parlak olacaktır.”
– “Daha huzurlu şehirler inşa etme konusunda gençlerimizin sesine kulak vereceğiz”
Türk milletinin çalışan, üreten, hak bildiği yolda yürümekten çekinmeyen gençlere sahip olduğu sürece geleceğini her zaman umutla bakacağını belirten Erdoğan, “Rabbim yol arkadaşlığımızı daim eylesin diyorum. Bizleri bu muhteşem atmosferde buluşturan Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, Türkiye Belediyeler Birliği’ne şükranlarımı sunuyorum. Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi’nin ülkemiz, milletimiz, şehirlerimiz ve elbette siz gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.” dedi.
Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi kapsamında mimariden spora, kültürden diplomasiye, bilim ve teknolojiye uzanan geniş bir yelpazede gençlerin fikirlerini alacaklarını belirten Erdoğan, “Hem şehircilikte geldiğimiz noktayı farklı boyutlarıyla tartışacak hem de daha müreffeh, daha yaşanabilir, daha huzurlu şehirler inşa etme konusunda gençlerimizin sesine kulak vereceğiz. Yine kongre çerçevesinde Genç Dostu Şehirler Fikir ve Proje uygulama yarışmasında dereceye giren belediyelerimize ödüllerini takdim edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Gençlerin ilgisini yaşadıkları şehirlere çeken bu yarışmanın, onların karar alma süreçlerine etkisini artıran yönüyle de katılımcı yerel yönetim anlayışının en güzel örneklerinden birini teşkil ettiğine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları bildirdi:
“Yenilikçi fikirleriyle ülkemiz belediyecilik pratiğine farklı bir bakış açısı kazandıran tüm katılımcıları, özellikle de dereceye giren belediyelerimizi tebrik ediyorum. Önümüzdeki süreçte gençlerimizi karar alma ve uygulama süreçlerine daha fazla dahil etmeyi sürdüreceğiz. Nitekim yönetimine kadın elinin değmesiyle beraber Türkiye Belediyeler Birliği’nin yeni bir dinamizm, yeni bir heyecan kazandığını görüyoruz. Bilhassa birliğin gençlerimize, yaşlılara, engellilere ve kadınlarımıza yönelik özgün projeleri devreye almasından memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye Belediyeler Birliği’nin sınırlarımız içinde veya dışında ihtiyaç duyan ve talep eden her bir belediyemizin yanında yer alma çabasını da takdirle karşılıyoruz. Birlik yönetimini, hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki başarılı çalışmaları hem de ülkemiz genelinde meydana gelen yangın ve sel felaketlerindeki gayretleri dolayısıyla ayrıca tebrik ediyorum.
Yüreğimizi dağlayan bu tabii afetler karşısında devletimizin ilgili kurumları yanında, belediyelerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın da imkanlarını seferber etmesi, acılarımızı bir nebze olsun hafifletmiştir. Burada siyasi parti ayrımı gözetmeden, yardım çalışmalarında yer alan tüm belediyelerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.”
“İnsanı merkeze alan şehirler, yerini yeni şehircilik modellerine bırakmıştır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarih boyunca insan ve şehir arasındaki etkileşimin hep çift yönlü olduğunu dile getirerek şunları ifade etti; “İnsan şehri güzelleştirirken, şehir de içindeki insanı inşa etmiş, geliştirmiş ve dönüştürmüştür. Nasıl insan bulunduğu şehre anlam kazandırıyorsa içinde yaşadığı şehir de insanı yoğuruyor, kimliğini, karakterini ve ruh dünyasını şekillendiriyor. Bunun için şehirler, altyapı ve mimari bakımdan ne kadar güçlü olursa olsun şayet insana, insani değerlere, insanın ihtiyaçlarına dair bir eksiklik varsa o şehir bir taş ve beton yığınından ibaret kalmaya mahkumdur. Anadolu’nun manevi mimarlarından Hacı Bayram-ı Veli Ankara’nın kuruluşuna işaret ettiği bir şiirinde bu hakikati şöyle kelimelere döküyor. ‘Nagehan ol şara vardım. Ol şarı yapılır gördüm. Ben dahi bile yapıldım. Taş-u toprak arasında’ Günümüz Türkçesi ile ifade edecek olursak, ansızın bir şehre vardım, o şehri yapılır gördüm, o taş toprak arasında ben de birlikte yapıldım.”
Erdoğan, şehirlerin serüvenini aynı zamanda orada yaşayan insanların da serüveni olarak görülmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bunun en güzel örneklerinden biri de şüphesiz İstanbul’dur. Fatih Sultan Mehmet bundan 568 yıl önce İstanbul’u fethettiğinde bu şehir 13. yüzyıldaki Latin istilası sebebiyle büyük bir yıkıma maruz kalmıştı. Harap bir halde Bizans’tan devralınan İstanbul, fetihten itibaren çarşıları, hanları, hamamları, camileri, külliyeleri ve mahalleleriyle bir Türk ve İslam şehrine dönüştü. Sultan II. Mehmet bizzat takip ettiği imar ve iskan faaliyetleriyle İstanbul’u tekrar ayağa kaldırırken şehrin hakim karakterini değiştirdi. İstanbul’u mimari, ticari, ilmi, siyasi ve kültürel bakımdan asıl ihtişamına kavuşturan işte bu kapsamlı değişim sürecidir. Fetihle beraber sadece İstanbul değişmemiş, İstanbul’un ahalisi de değişmiş, Osmanlı gerçek anlamda bir cihan devletine evrildi. Yani şehirdeki değişim insana, insandaki değişim de topluma ve devlete sirayet etmiştir.”
Benzer bir durumun modernleşmeyle birlikte tersine yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, “İnsanı merkeze alan şehirler, modern dönemde beraberde yerini üretimin ve sanayinin merkezde olduğu yeni şehircilik modellerine bırakmıştır. Modern şehirler bu bakımdan modern insanın çevreye, evrene, hayata ve topluma dair değişen bakış açısını da yansıtan birer sembol niteliğindedir. Devasa fabrikalar, işçilerin üst üste istiflendiği kamplar, giderek daha da yükselen gökdelenler, kalabalıklaşan şehirler, çarpık kentleşme bu yeni dönemin en belirgin özellikleridir.” dedi.
“Gençler, yerel yönetimlerle ilgili belirleyici roller almak istiyor”
Refahın artmasıyla birlikte insanların tekrar şehircilikte de güzel olanın peşine düştüğünü ve yeni arayışlar içine girdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Türkiye işte tüm bu süreçleri yaşamış bir ülkedir. Dolayısıyla daha iyisini, güzelini, hayırlısını yapmak için elimizde yeteri kadar tecrübe, bilgi ve imkanda vardır. İnsanlık olarak bilgi toplumu ve teknolojiyle beraber şehircilikte de artık yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. Sadece sosyal ve bireysel ilişkilerin değil, hayata dair birçok unsurun da kökten değişmeye başladığını görüyoruz. Buna paralel olarak insanların şehirden, şehir hayatında, şehirdeki asıl hizmetleri yürüten yerel yönetimlerden beklentileri de değişiyor. İletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte şehir sakinleri parçası oldukları hayata dair görüşlerini, beklenti ve taleplerini daha fazla paylaşıyor. Özellikle gençlerimiz, yerel yönetimler ve hizmetlerle ilgili karar alma mekanizmalarında daha etkin, daha belirleyici roller almak istiyor. Hiçbirimizin bu haklı taleplere kulak tıkama lüksü yoktur.”
Erdoğan, değişen şartlara ve yükselen toplumsal taleplere göre politika belirlemenin, buna göre adım atmanın belediyeler için tercihten öte zorunluluk olduğunu ifade ederek, “Nasıl Türkiye, dünkü Türkiye değilse şehirlerimizi de artık yeni bir anlayışla geliştirmeli, belki bir kısmını yıkıp yeniden inşa etmeli, büyüme alanlarını tekrar değerlendirmeliyiz. Tabii bu sürecin olmazsa olmazı, bizi geçmişe bağlayan maddi kültür unsurlarımıza sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bu maddi kültür unsurları arasında şehirlerimizdeki orijinal mimari eserler, kültür ve sanat değeri olan her türlü yapı, hatırası olan her türlü obje de yer almaktadır. Maziden atiye kuracağımız köprüde bu unsurların çok önemli yeri vardır.” diye konuştu.
– “Dikey mimarinin bedelini yeteri kadar ödedik”
Türkiye’nin, İkinci Dünya Savaşı sonra köylerden şehirlere yönelen büyük göç döneminde maruz kaldığı şehircilik felaketini tekrar yaşamasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Önce sadece başını sokacak ev niyeti ile başlayan gecekondulaşmanın ardından bitip tükenmek bilmez rant hırsıyla ortaya çıkan dikey mimarinin bedelini yeteri kadar ödedik. Bizim artık bedeller ödemeye değil, planlı, programlı geçmişe sahip çıkan, geleceği kucaklayan şehircilik modellerine ve uygulamalarına ihtiyacımız var. Genç dostu şehirler yaklaşımını bu bakımdan çok önemli görüyorum. Genç dostu, çocuk dostu, yaşlı dostu, kadın dostu, engelli dostu velhasıl insan dostu şehirler kurmalıyız. Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile Türkiye Belediyeler Birliğimizin düzenledikleri sergiyi bu doğrultuda ortaya konmuş bir irade beyanı olarak görüyorum. Serginin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Gençlerimizin içinde olduğu her proje gibi bu gayretin de boşa gitmeyeceğini, mutlaka hedefine ulaşacağına yürekten inanıyorum “dedi.
“Ülkemizin en büyük cevheri, en büyük hazinesi gençliğimizdir”
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu da ülkemizin her şehrinde ‘Genç Dostu Şehir’ anlayışının yerleştirmeyi ve geliştirmeyi hedeflediklerini belirterek ‘’ Bugün ülkemizin en büyük cevheri, en büyük hazinesi gençliğimizdir.” dedi.
Bakan Kasapoğlu; Şehrin medeniyetle, medeniyetin de şehirle neredeyse eş anlamlı kavramlar olduğunu belirterek, “Medeniyetin mahiyeti, düzeyi her şeyden önce şehrin yüzüne yansır ve orada görünür. Bilindiği üzere şehir sadece maddi bir varlıktan, altyapıdan, zorunlu hayat alanlarından, bina ve yollardan ibaret değildir. Her şehrin bir ruhu vardır ve o şehrin sakinleri o ruhu kendi iç dünyalarında hissederler. Toplumsal huzur ve refah da şehrin o ruhuna aidiyet sayesinde sağlanır. Kültürel değerler şehre yansımıyor, şehir farklılıkları kucaklamıyorsa o şehir cüsse olarak büyümüş de olsa şehir hüviyetini kazanamamıştır.” diye konuştu.
Kadim medeniyetlerden bugüne miras kalan şehirlerin insanlık tarihi boyunca insanın medeniyet yolculuğunu da anlattığını dile getiren Kasapoğlu, “Bu anlamda Anadolu baştan başa bir hazinedir. Diyarbakır surlarından İstanbul surlarına, Asos’tan Aspendos’a, Efes’ten Selçuk’a, Ayasofya Camisinden Divriği Camisine, İznik’ten Sille’ye dünya kültür mirasının en muhteşem eserleri Anadolu’nun kadim şehirlerindedir.” ifadelerini kullandı.
– “Yarınki dünyada yarınki Türkiye’yi temsil ettiğimizin bilincindeyiz”
Bakan Kasapoğlu, Türkiye’nin gençlerinin Anadolu’daki büyük insanlık mirasının bilincinde olduğunu ve dünyaya bu noktadan baktığını söyledi.
Zamana ve mekana bakışın felsefe, dünya görüşü, estetik zevk gerektirdiğini dile getiren Kasapoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanım, iftiharla arz ederim ki bugün ülkemizin en büyük cevheri, en büyük hazinesi gençliğimizdir. Açtığınız, genişlettiğiniz yolda bütün imkan ve kaynaklarımızla gençliğimizin hizmetindeyiz. Gençlerimizin şehirlerimize sahip çıkması, şehirlerimizin de gençliğin ihtiyaç ve taleplerini öncelemesi birinci meselemizdir. Yarınki dünyada yarınki Türkiye’yi temsil ettiğimizin bilincindeyiz. Bu bilinci yükseltmek ve gençliğin gözündeki ışığı göstermek için huzurunuzdayız.” dedi.
“Genç Dostu Şehirler” araştırma projesinin bu amaçla hayata geçirilmiş bir çalışma olduğuna dikkati çeken Kasapoğlu, “Bu projeyle eğitim, kültür, sanat, spor, gönüllülük ve sivil toplum gibi şehirlerde gençlerimizin ihtiyaç ve taleplerine dikkat çekmeyi amaçlıyoruz. Ülkemizin her şehrinde ‘Genç Dostu Şehir’ anlayışının yerleştirmeyi ve geliştirmeyi hedefliyoruz. Gençlerin katılımıyla şekillenen bu çalışmanın, onların hayat kalitesini artırmak üzere çok önemli bir zemin oluşturacağına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Kasapoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, şu ifadeleri kullandı:
“Zatıalinizin güçlü liderliğinde son 19 yılda her alanda reformlar gerçekleştirdiğimiz gibi, belediyecilik alanında da büyük atılımlara imza attık. Her fırsatta ‘AK Parti’nin temeli, belediyecilik hizmetidir’ diyerek bu konuya vermiş olduğunuz önemi en güçlü şekilde vurguladınız. Şahsınızın İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan gelen yönetim prensiplerinin genele yayılmasıyla birlikte yerel yönetimler alanında çok önemli bir değişim yaşandı. Belediyelerimizin bu dönemdeki başarılı çalışmalarıyla, belediyeciliğin niteliği ve standartları yeniden belirlendi. Attığımız bu adımın daha çok mutluluk ve huzur getirmeye vesile olmasını, şehir ve gençliği medeniyet yolunda daha çok buluşturmasını diliyoruz. Belediyecilikte teknoloji ve akıllı çözümler vizyonu sizin eseriniz. Tüm kesimleri kapsayan insan odaklı belediyecilik hizmetleri, sizin eseriniz. Bu alanda geliştirdiğimiz bütün projeler gibi bu projemizin referansı da ortaya koyduğunuz vizyondur.”
– Türkiye Belediyeler Birliği ile iş birliği protokolü
Zirvede, belediyeler arasında düzenlenen gençlik odaklı fikir ve proje uygulama yarışmasının ödül töreninin de yapılacağını ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği arasında iş birliği protokolünün imzalanacağını işaret eden Bakan Kasapoğlu, “İmzalayacağımız bu protokolle gençlere yönelik belediyecilik hizmetlerini güçlendirecek, gençlik faaliyetlerinde belediyelerle bakanlığımız arasındaki koordinasyonu daha üst seviyelere taşıyacağız.” diye konuştu.
Protokolle özellikle gönüllülük alanında önemli bir eşgüdüm sağlanacağını vurgulayan Kasapoğlu, “Protokolle birlikte belediyelerimiz, Genç Gönüllüler Platformu’na üye olabilecek ve gönüllü insan kaynağımızla birlikte farkındalık artıcı, ilham verici ve geliştirici projelerde etkin bir şekilde yer alabilecek.” dedi.
Protokolle gönüllülük bilincini artırılacağını ve gençleri bu faaliyetlere birlikte teşvik etme fırsatı yakalanacağını ifade eden Kasapoğlu, “Bize vermiş olduğunuz büyük destekten güç alarak ‘Genç Dostu Şehirler’ vizyonumuzu uygulamaya koyuyor ve bu önemli zirveyi gerçekleştiriyoruz. Tokyo olimpiyatlarında sporcu gençlerimize verdiğiniz büyük destek için bütün sporcular ve sporseverler adına teşekkürlerimi arz ediyorum. Paralimpik oyunlarında bayrağı taşıyacak sporcularımıza başarılar diliyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
– “Sesimiz kendi sesimiz, şehrimiz kendi şehrimiz olsun diyoruz”
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı da olan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Biz öyle bir Peygamberin ümmetiyiz ki Yesrib’i, Medine yaparken gençlerin potansiyelinden, enerjisinden ve yüreğindeki imandan istifade etmiştir. İşte bu ilhamdan, bu tarihten aldığımız güç ile TBB olarak başkanlarımızla birlikte kalkınma ve demokrasi yerelden başlar diyoruz.” ifadelerini kullandı.
.
Şehrin imarı sırasında neslin ihmal edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Şahin, çocuk, aile, genç, insan ve çevre dostu şehircilik anlayışı kapsamında, fikir yarışmaları düzenlediklerini belirtti.
Fatma Şahin, şunları kaydetti: “Hayırda yarıştılar. 200’e yakın projeyi getirdik, tematik çalıştık. ‘Gençler bizden ne istiyor?’ diye sorduk. Katılımcılık budur dedik. Onların istediklerini yapacak çalışmalar yaptık. Kültürde, sanatta, bilimde, teknolojide ve edebiyatta çok güzel sonuçlar aldık. Bugün sizin ellerinizden belediye başkanlarımızın ödüllerini takdim edeceğiz. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak yeni dönemde gençlere dair özel kurumsal kapasitemizi arttıracak daire başkanlığı kurduk.”
Değerler eğitimini güçlendirecek ve insani değerleri yükseltecek çalışmalar yaptıklarını anlatan Şahin, “O kadar büyük hedeflerimiz var ki bunu bütün Anadolu’ya hep birlikte yayıyoruz. Artık kendi hikayemizi yazalım. Sesimiz kendi sesimiz, özümüz kendi özümüz, şehrimiz kendi şehrimiz olsun diyoruz. Şehrimizin duvarını kendi medeniyet kodlarımızla hep birlikte örelim. Kalplerdeki taşları alalım, aşkla dolduralım. Şehirlerimizi gülistan edelim, dünyayı cennete dönüştürelim.” dedi.
Şahin, TBB ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi çalışmalarına destek verdikleri için fahri Gaziantepli ilan ettiği Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, ödüle değer görülen belediyelere ödüllerini takdim ettim.
Erdoğan, daha sonra Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile TÜBİTAK 52. Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasında ödüle hak kazanan öğrencilere ödüllerini verdi.
15 yaşındaki piyanist Tarık Kaan Alkan, Genç Hatipler Minberde Hutbe Okuma Yarışması Türkiye Birincisi Muhammed Emre Genç ile Şiir Yarışması Birincisi Münibe Rana Şirin sahne performansı sergiledi.
Programa ayrıca Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.