FIBA Genel Sekreteri Andreas Zagklis, “Milli Takım Basketbolu Her Zamankinden Daha Güçlü”
Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) Genel Sekreteri Andreas Zagklis, Avrupa ve dünya basketbolu üzerine önemli açıklamalarda bulundu. FIBA’nın gerçekleştirmekte olduğu dört yıllık rotasyon sayesinde milli takımların her zamankinden daha güçlü olduğunu belirten Zagklis’in, Avrupa Basketbol Şampiyonası (EuroBasket) 2022’den, NBA ile ilişkilere ve EuroLeague’e dair çeşitli konulara değindiği açıklamalarından konu başlıkları şu şekilde:
Milli takım basketbolu her zamankinden daha güçlü
“Bu kadar çok üst düzey oyuncunun beklenen katılımı basketbol için harika bir haber. Bu yaz gerçekleşecek turnuvalar, turnuva takvimimizin yeni döngüsünün ilki ve aynı zamanda düzeltilmiş COVID-19 takviminin de sonuncusu diyebilirim. EuroBasket’e en iyi oyuncuların katılımı bir endişe değildi. Her yaz tüm oyuncuların varlığına güvenmenin makul bir şekilde beklenebilecek bir durum olmadığını önceki yıllardan biliyorduk. Yeni takvimin arkasındaki sebeplerden biri de buydu ve bir yazımızın EuroBasket’e, bir yazımızın FIBA Dünya Kupası’na, bir yazımızın Olimpiyat Oyunları’na ve bir yaz sezonunun da sadece iki pencere ile oyuncuların dinlenmesi için serbest olması gerektiğini biliyorduk.
Paydaşlarımızdan, dört yıllık rotasyonda üç turnuva olmasının o turnuvaları benzersiz, ayrıcalıklı ve oyuncular için çekici kıldığına dair geri dönüşler alıyoruz. Bu yaz için, FIBA Dünya Kupası elemelerinin EuroBasket ve diğer kıtasal turnuvalarla birleştiği kıta basketbolunun süper yazı diyebiliriz. Gerçekten milli takım basketbolunun her zamankinden daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Her zaman en iyi oyuncularımız oldu ve sadece NBA’den değil, bu EuroBasket’e NBA’in en iyi oyuncularının katılımının çok daha büyük bir yüzdesini bekliyoruz. Etkinliğin çekiciliği daha fazla oyuncu getiriyor.
Kesinlikle gördüğümüz şey şu ki, milli takım maçlarının düzenli olarak sene içinde de oynanması sayesinde, maçlar için hazır olabilecek tüm oyunculara sahip olmasak bile, taraftarlar milli takımlarına daha da yaklaştılar. Basketbolseverler kendi ülkelerinde milli takımlarını izleme şansına sahip oluyorlar ve bu da onlara yaz aylarında hazırlık maçlarından ana turnuvaya kadar ister müsabakaya katılarak ister televizyondan onları daha fazla takip etme şansı veriyor.”
NBA ile İlişkiler ve Kural Farkları
“NBA ve FIBA arasındaki ortaklığın son birkaç yılda daha derin bir hale geldiğini biliyorsunuz. Milli takım müsabakaları zamanlarında dengeli bir şekilde çalışıyoruz. FIBA’nın uluslararası kulüp müsabakalarını şekillendirmek için stratejik bir hedefi var. BAL (Basketbol Afrika Ligi) bu konuda önde yer alıyor. FIBA Kıtalararası Kupa’da NBA G-League şampiyonu yarışıyor. BCL ve NBA Avrupa ile federasyonlar etrafında daha fazla ortaklık gerçekleşiyor. Bütün bunlarla sağlam bir temel ve daha fazla proje inşa edebiliriz. Tüm bu müsabakaların tanıtımının NBA’in olumlu tutumundan da faydalandığını unutmayalım.
FIBA ve NBA arasındaki kural farkları son birkaç yılda gerçekten daraldı. Sahanın büyüklüğü ve üç sayı çizgisinin yanı sıra, farklı olan çok az sayıda önemli kural var. Unutulmaması gereken nokta şu ki, biz Dünya Kupası finalinden gençler liglerine kadar tüm dünya için bir kural kitabı düzenlerken, NBA sadece 30 arenayı düzenliyor.”
EuroLeague
“Konuşup tartışmaya sonuna kadar açık olduğumuzu ve sadece FIBA’nın değil, küresel basketbol ailesinin EuroLeague’e katılmayan kulüpleri konusunda çok net olduğumuzu biliyorsunuz. Ulusal ligler ve ulusal federasyonlar bunları tartışmak istiyor.
Milli takım takvimine saygı duyulmasına ihtiyacımız var. Birleştirilmiş kurallara sahip olmaya ihtiyacımız var. Kulüplerin perşembe ve pazar günleri farklı varyasyonlar altında maç oynamalarına ihtiyacımız yok. Ve hiç şüphe yok ki Avrupa’daki kulüp müsabakalarında daha iyi bir yapılanma istiyoruz.
Bence bu son bahsettiğim nokta, oturup muhtemelen müzakere etmeye hazır olduğumuz bir nokta. Ancak ilk iki nokta tüm basketbol ekosistemi için temel unsurlar. Başka bir organizasyondaki iç tartışmalar hakkında yorum yapmak benim görevim değil ve herhangi bir kişiye/kuruluşa karşı saygısızlık yapmamak için çok dikkatli olmalıyız. FIBA’nın pozisyonu her zaman bu olmuştur. Belirsizlikler bize yardımcı olmuyor. Bu belirsizlik halinin FIBA’nın geçen yıl aldığı inisiyatifi daha da geliştirme ve herkesi aynı masaya getirme çabalarını daha da geciktirdiğini söyleyebilirim.
Kulüpler bana görüşebileceğimiz kişi veya kişileri gösterdiğinde ve masanın diğer tarafında el sıkışabileceğimiz biri olduğunda, FIBA, dünya ve Avrupa düzeyindeki meslektaşlarımla böyle bir tartışmaya ilk katılanlar olacağız.”
Devşirme Oyuncu Konusu
“Organizasyondaki geçmiş rolüme dayanarak, yüzlerce oyuncunun vakasını incelemek için oldukça zaman harcadığımı görebilirsiniz. Milli takım ülkenizi temsil etmek demektir. Herhangi bir federasyona sorarsanız çıkış noktası şudur: O ülkenin pasaportuna sahip misiniz? O zaman Uluslararası Federasyonun rolü, rekabetçi denge ve sportif bütünlüğü sağlamak ve aynı zamanda oyuncular ile temsil ettikleri ülke arasında bir dereceye kadar bağlantılar olduğundan emin olmaktır.
Sorun şu ki, FIBA olarak 212 üye federasyonumuz var ve bu da vatandaşlık için 212 farklı yasa anlamına geliyor. Bazı ülkelerde pasaport almak son derece zorken diğerlerinde pasaport edinme süreci çok daha kolay olabiliyor. Bu nedenle 212 farklı millet için temel olabilecek tek bir kural koymak son derece zor. Bazı durumlarda ülkede doğmuş olmanız yeterli oluyor. Bazılarında iki veya üç kuşaklık soya sahip olmanız gerekiyor. Bazılarında ise o ülkeye hiç adım atmadıysanız bile vatandaş olabiliyorsunuz.
Sporumuzu icat eden, her yıl en az yüzlerce oyuncu üreten bir ülkeye sahibiz ve bir kısmı milli takım basketbolunun bazı seviyelerinde fark yaratabilir. Ayrıca ABD, kültürü ve toplumun inşa edilme şekli nedeniyle dünyanın dört bir yanındaki birçok ülkeden göç etmiş büyük topluluklara sahip. Ve mirasları nedeniyle, bazılarının birden fazla pasaportu var. Bu yüzden size söyleyebilirim ki, bu işe bir denge getirmek son derece zorlu bir görev.
FIBA’nın bu duruma cevabı, geri kalan 11 oyuncuya karşı çok katı olmak olmuştur. Standart kuralımız etraftaki en katı kurallardan biridir. Bu konuda çok şikayet alıyoruz çünkü kural 16 yaşından önce pasaport ibraz etme şartı veya basketbolla veya ülke toplumuyla gerçek bağları gösterme şartı içeriyor.
Bu, ülkelerimizin çoğu tarafından, oyuncuların kalkınma sistemlerini kurmuş olan büyük ülkeler için getirilmiş bir koruma mekanizması olarak görülmektedir. On ikinci oyuncu, 16 yaşından sonra vatandaşlık alan bir oyuncudur ve bu, ülke ile bağlantısı olan oyuncuların olduğu durumlardır. Ancak, bu bağlantılardan bazıları, ülkenin pasaportunu almak istediklerini ifade eden federasyonlar veya oyuncular tarafından çok geç keşfediliyor.
Merkez yönetim kurulu bunu birçok kez tartıştı. 11’lik katı kural ile devşirme bir oyuncuya izin veren kural arasındaki bu dengenin doğru denge olduğu ve bu kuralı değiştirmeye niyetimiz olmadığı sonucuna vardı. Bence bu kuraldan yararlanmak her federasyonun hakkıdır.
Ve bunların basketbol dünya haritasının dinamiklerini bir gecede ve çok yapay bir şekilde değiştirebilecek kararlar olduğunu anlamanızı isterim. Bu, meclis üyelerimizle ve yönetim kurullarımızla sık sık yaptığım bir tartışma. Eğer 11 oyuncunun kuralı gevşetilirse, Karayipler’de ve Okyanusya’da bir gecede çok güçlü basketbol takımları inşa edilebilir.”
12 Kişilik Milli Takım Kadroları
“Bu yeni bir fikir değil, neredeyse 10 yıl önce ortaya atıldı. Bu kuralı değiştirmek gibi bir niyetimiz yok. İdari bir kural olarak görülmekle birlikte, dinamikleri değiştirebilecek ve rekabet gücü üzerinde ciddi bir etkisi olabilecek bir kuraldır. 16 veya 18 kişilik bir kadroya alışkın olan, belirli bir maç için sadece 12 tane oyuncu seçmek zorunda kalan üst düzey bir antrenör için doğal görünebilir. Ancak iki haftalık bir turnuvada, 12 kişi seçmeniz gerekir. Bu aynı zamanda turnuvanın güzelliğinin bir parçası.
Son derece yetenekli ve nitelikli antrenörlerimiz bu kadroları yönetebilir. Bu, hoşumuza gitmediği için değil, ortada 14 oyuncuya sahip olmanız gerektiğini gösteren hiçbir gerçek olmadığı için reddettiğimiz bir şey. 13 veya 14. potansiyel oyuncunun kullanım süresi minimum düzeyde olacaktır. 2001-2017 yılları arasındaki EuroBasket’lerde 10-11-12. oyuncuların kullanım süresini gördük. 12. oyuncu toplamda 3-4 dakikadan fazla oynamadı, 11. oyuncu ise beş dakikadan fazla süre bulamadı.
Bu yüzden genişletilmiş bir kadroya sahip olmak için herhangi bir neden görmüyoruz. Ne yazık ki, koç Itoudis ve diğer antrenörler önümüzdeki birkaç gün içinde bazı sert kararlar almak zorunda kalacaklar. Ve şunu unutmayalım ki, erkek sporunda yaptıklarımızın her seviyede etkisi var.”