Fenerbahçe Her Şeye Rağmen Kazanmasını Bildi!
Haftanın merakla beklenen maçında Fenerbahçe, Başakşehir karşısında hızlı başladı.
İlk dakikalardan itibaren üstünlüğünü koysa bile karşısındaki takım kalesinde sadece 3 gol gören Başakşehir’di.
İleride hızlı ayakları ile gol bulmaya çalışan, geride ise özellikle Duarte Ömer Ali ve önlerinde Mahmut ile duvar örmüştü.
Fenerbahçe’li futbolcular ilk 15 ila 20 dakikada eski alışıla gelen futbolunu sergileyemediler.
Gelişen cılız ataklarda da Başakşehir defansında eridi. Yalnız sert futbola prim tanıyan Zorbay hoca vardı. Pozisyonlara uzak bir görüntü verdi.
Özellikle Başakşehir’li futbolcular rakibi durdurmanın sertlikten ve itirazdan geçeceğine şartlamışlardı.
Kartlarına başvurmayan bir hakemde olunca sertliğin dozajı arttı.
Golsüz geçen maçta, Jesus yine farkını ortaya koydu.
3 oyuncu değişikliği ile maça ağırlığını koyan Fenerbahçe ikinci yarının son 25 dakikasından itibaren özellikle tek kaleye döndürdü, maçı.
Her zaman bu takımda oynayacağına inandığım Rossi’nin altın golü ile maçı kazanmasını bildi.
Jesus’lu Fenerbahçe yener yenilir ama takım olduğu net bir gerçek.
Rossi’nin golünden sonra sakatlanarak oyundan çıkan İsmail’in, havaya sıçrayarak gole sevinmesi dikkatimi çeken noktaydı. Dediğim gibi Fenerbahçe takım olmuş. Oynayanı oynamayanı tek yürek olmuş, bu çok değerli.
Başakşehir Emre Belözoğlu istim üzerinde ve başarılı. Ancak güçleri yetmedi. Olağanüstü baskı ve kaliteli ayaklara sahip Fenerbahçe’ye dur diyemedi.
Fenerbahçe “her şeye rağmen” kazanmasını bildi.
Herşeye rağmen kazanmasını bilen Fenerbahçemizi kutluyor ve bu güzel anlatımınızdan dolayı sizi tekrar tekrar kutluyorum.