Eğirdir Rüyası Bitmesin
Sıcak bir yaz akşamı, İstanbul’dan hareket eden Pamukkale Ekspresi ile gitmiştim ilk kez Eğirdir’e, tam otuz yıl önce.
Özel Haber : Osman Duman
Gece boyunca Kütahya ve Afyon’un soğuk havasını kompartımanlarda hissederek, yolumuza devam ediyorduk. Her şehirde iki üç vagon bırakarak, son bir kaç vagonla Isparta’dan ayrıldık. Sabahın erken saatlerinde tren, Eğirdir’i tepeden gören bir noktaya geldiğinde, yaşadığım görsel hazzı o ana kadar başka hiçbir coğrafyada yaşamamıştım. Masmavi bir göle doğru kıvrıla kıvrıla inen trenin penceresinden hayranlıkla manzarayı seyrediyordu tüm yolcular. Hiç kimse, bu eşsiz görüntülerin tek bir karesini bile kaçırmak istemiyordu.
Tren istasyonundan ayrılıp şehir merkezine geldiğimde, Eğirdir Sivrisi muhteşem görüntüsü ile karşımda duruyordu. Dağın heybetli manzarası beni büyülemişti, öyle bir süre olduğum yerde kaldım.
Eğirdir’in başka bir cennet köşesine gittiğimi bilmeden, gölün içinden uzanan dar bir asfalt yoldan yürüyordum. Yol bittiğinde, bir zamanlar yalnız kayıkla ulaşılabilen Yeşilada’da buldum kendimi. Görsel hazzın doruk noktasına ulaştığı yerdi burası. Ada, gölün ortasında en fazla elli altmış haneli bir mahallesiydi Eğirdir’in. Adanın her köşesi farklı bir manzara sunuyordu, görmesini bilene.
Otuz yıl boyunca, hemen her yaz Eğirdir’e gitmek için aylar öncesinden program yaptım. Her seferinde, kilometrelerce yolu hiç üşenmeden kat ettim. Yeşilada’daki eski bir evde bir kaç hafta dinlenmek, evin kısıtlı imkânlarına rağmen deniz kenarındaki lüks otellerden daha doyurucuydu benim için. Yaklaşık yirmi yıldır, Türkiye’nin yeryüzündeki cenneti olarak bilinen Fethiye’de yaşıyorum. Yine de her fırsatta Eğirdir’e gitmek için, her türlü fedakârlığı yapıyorum. Bir tutku ya da bir sevda benimki, siz nasıl değerlendirirsiniz bilmiyorum.
Eğirdir, Göller Bölgesinin en fazla gelişme potansiyeline sahip olan ilçesidir. Hamitoğulları Beyliği’ne başkentlik yapmış, antik çağlarda bile cazibe merkezi olmuş bir beldedir. Bu sebeple, ilçe merkezinde ve yakın çevresinde birçok tarihi eser bulunmaktadır. Ülkemizin elma ihtiyacının yüzde yirmi beşi, göl çevresindeki elma bahçelerinden sağlanmaktadır.
İlçede bulunan Eğirdir Dağ Komando Okulu, ülkemizin en seçkin askeri kurumlarından birisidir. Ordumuzun Subay ve Astsubaylarının komando eğitimi bu okulda yapılmaktadır. Yedek Subay Öğrenciler, Çavuş ve Uzman Çavuşlar burada eğitilmektedir. Türk Cumhuriyetlerinden ve diğer birçok ülkeden gelen, askeri personel burada eğitim görmektedir. Okul, uluslararası askeri bir üne sahiptir.
İlçede su sporları, dağ ve doğa sporlarının tamamı için uygun doğal şartlar fazlasıyla bulunuyor. Yazın en sıcak günlerde bile serin havası, sporculara rahat bir antrenman yapma imkânı sağlıyor. Göl kenarında bulunan spor sahalarında, başka şehirlerden gelen futbol takımlarına antrenman ve turnuva imkânı sunuluyor. Yaz aylarında, yelkenli yarışları ve uluslararası Triatlon yarışmalarına ev sahipliği yapılıyor.
İlçe oldukça büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Ancak yetersiz yatak kapasitesi ve nitelikli tesis bulunmadığı için, turizm gelirleri açısından bir türlü istenen seviyeye ulaşılamamıştır. Nitelikli tesis eksikliği turizm şirketlerini, ilçeye günübirlik turlar düzenlemeye yöneltmiştir. 2008 yılında Eğirdir’e yapılan tren seferleri durdurulmuştur. Tren seyahatlerinin popüler turizm aracı olduğu günümüzde, ilçeye yapılan tren seferlerinin durdurulması potansiyel bir kayıptır.
Eğirdir’in tüm doğal güzelliklerinin kaynağı, kendi ismiyle anılan göldür. Gölün suları her gün bir santimetre çekilmektedir. Göldeki su miktarı kritik seviyelere ulaşmıştır, göl kuruma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Gölün çevresinde yapılan baraj göletleri ve bilinçsiz sulama, göldeki su seviyesinin düşmesinin en önemli sebebidir. Diğer taraftan göl çevresinde yoğun kimyasal ilaç ve gübre kullanımı sebebiyle, gölün sularında toksin birikintisi tespit edilmiştir. Rüya şehir olabilecek bu ilçenin, gölün kuruması ve kirlenmesi halinde tüm doğal güzelliklerinin yok olacağı acı bir gerçektir.
Kısa süre zarfında başarılı hizmetleri bulunan Eğirdir Belediye Başkanı Veli Gök ve diğer yerel yetkililerin, gölün korunması konusunda gerekli adımları atacağına inanıyorum. Ancak gelinen noktada, Eğirdir Gölü çözüm bekleyen ulusal bir sorun haline gelmiştir. Gölün korunması için, ilgili bakanlıkların ve kurumların ortaklaşa yapacağı kapsamlı proje ve radikal tedbirlere ihtiyaç vardır.
Farkındalık oluşturulacağını umduğum bu yazıyı kaleme alırken kendilerinden bilgi aldığım, Eğirdir Belediye Başkanı Veli Gök, Dr. Erol Kesici ve Eğirdir Turizm Danışma Sorumlusu Metin Demircan‘a teşekkür ediyorum.
Eğirdir Gölünü korumak yalnız yetkililerin ve kurumların değil, her vatandaşın görevidir. Sorumluluk bilinciyle hareket eden insan sayısının artması umuduyla, sağlık ve huzurla kalın.