“Biz Sarıyer’in Neferiyiz”
2009-2010 sezonunda Sarıyer Spor Kulübü başkanlığı yapan İbrahim Bozan, Gazeteci Levent Pehlivanoğlu’na gündem yaratacak açıklamalarda bulundu. Başkanlık için yeşil ışık yakan Bozan, “Sarıyer’in neferiyim” ifadelerini kullandı.
Haber: Levent Pehlivanoğlu
Mayıs ayında yapılması planlanan Sarıyer Spor Kulübü kongresi, corona virüs salgını nedeniyle ertelenirken, yeni başkan adayının çıkıp çıkmayacağı gizemini koruyor. Geçtiğimiz yıllarda 1 dönem başkanlık yapan ve “Sarıyer’i şampiyon yapamamak içimde ukde olarak kaldı” diyen İbrahim Bozan, Gazeteci Levent Pehlivanoğlu’na konuştu.
“İSTANBUL’DA İLK GELDİĞİM YER SARIYER OLDU”
Sarıyer ile yollarının nasıl kesiştiğini anlatan Bozan, “Ben İzmir’de doğdum, Ankara’da okudum. 1991 yılında tapu müdürü olarak İstanbul’da ilk geldiğim yer Sarıyer oldu. Sarıyer deyince benim aklıma ilk gelenlerden biri Sarıyer Spor Kulübü’dür. Gönlüm kulübümüzün başarılı olmasından yana. 2005 yılında ilk kez Sarıyer yönetiminde asbaşkan olarak görev aldım. O dönemde playoff’u kaçırdık. Ardından yöneticilik yapmaya devam ettim. 2009’da da başkanlık nasip oldu” dedi.
“EN İYİ ŞEKİLDE KULÜBÜ YÖNETMEYE ÇALIŞTIK”
“Yöneticilik kolay ama başkanlık zor bir görev” diyen Bozan, “Bu yüzden mevcut Başkan Saffet Akkoyun’a Allah kolaylık versin. O dönem hem şartlar hem de ekonomik durum bizi zorladı. Çünkü o süreçte ekonomik olarak yönetici ve belediye dizayn ediyordu. Şimdi ise TFF ve bahis şirketlerinden gelirler var. Bunlar bizim zamanımızda yoktu. Dönemim şartlarına göre en iyi şekilde kulübü yönetmeye çalıştık. En azından aldığımız yerden daha kötü bir yerde bırakmadık” ifadelerini kullandı.
“BİZ SARIYER’İN NEFERİYİZ”
Başkanlığı döneminde yaşadıkları zorlukları anlatan Bozan, “Biz Sarıyer’de yaşıyoruz ve bu kulübün bir neferiyiz. Benim şuan başkanlık gibi bir talebim yok. Fakat biri gelip ‘Sana ihtiyaç var’ der ve şartlar oluşursa görevden kaçmayız. Burada temel çizgileri doğru çizmek lazım. Kulübüme sportif anlamda başarılı bir dönem yaşatmak hep içimde ukde olarak kaldı. Başkan olduğu dönemde benim iki tane büyük handikabım vardı. Bir tanesi yönetim oluştururken çalışmak istemediğim bazı insanlarla çalışmak durumunda kaldım. Tabi ben bu durumu yapılan genel kurulda bir kısmını düzelttim. Fakat sonuçta bir yerlere bağlı sistem var. Diğeri ise Sarıyer’de çok fazla eski futbolcu ve hoca var. O dönemde bunların birçoğunu tanımıyordum. Tanıyor zannettiğimiz kişilerin de sportif anlamında yanlış yönlendirmeleri oldu. Bunların yanı sıra o hiçbir beklentim ve talebim olmadan bir başkanlık görevi geldiği için hazırlıksız yakalandım. Tabiri caizse bombayı kucağımda buldum. Diğer yandan başkanlığa geldiğimiz sürede AK Parti yerel belediyeyi kaybetmişti. Tabi benim de başkanlık dışında o dönemde bir siyasi kimliğimin olması bazı taraftar gruplarının hedefi yaptı. Biz bununla da mücadele ettik. Biz negatif bir algıyla gelmiştik” diye konuştu.
“SARIYER ÜZERİNDEKİ ÖLÜ TOPRAĞI ATMIŞTI”
Görev süresi boyunca yaptıklarını anlatan Bozan, “Geldiğimizde kulübün üstünde bir ölü toprağı vardı. Bir takım otobüs bile yoktu. Göreve gelir gelmez belediyeden bir otobüs aldık ve üzerine kulübümüzün simgesi olan martıyı giydirdik. Ayrıca gittiği deplasmanlarda en iyi otellerde kaldı ve en iyi şekilde ağırlandı. O alt lig takımı etiketini üzerinden attı. Zaten o süreçten sonra kulübü yönetici olmak isteyenler arttı. Bunların yanı sıra 24 sene kaptanlık yapan rahmetli Eyüp Odabaşı’nın adını kulüp binasına verdim. Benden sonra başka yerlere isimler verildi. Ayrıca bizim dönemimizde kulübün yerel halka borcu kalmadı. Başarılı olamadığım kısımların farkındayım fakat bazı alanlarda da başarılı olduk” diye konuştu.
“3 SENE ÖNCEDEN ÇALIŞMAYA BAŞLARIM”
Başkanlık için yeşil ışık yakan Bozan, şunları söyledi: “Sarıyer’işampiyon yapan kişi ne mutlu başkan”. Çok açık ifade ediyorum ki ben o başkan olmak isterim. Fakat bunu yapabilmek için daha önceki gibi gelmem. Eğer bir gün başkanlık için talebim olursa 3 sene önceden çalışmaya başlarım. Hangi yönetici ile çalışacağımdan kimlerin transfer olacağına kadar… Onun dışında babamın oğlu olsa dinlemem.”
“SARIYER’İN OLMAZSA OLMAZI ŞİRKETLEŞMEDİR”
Bozan sözlerini şöyle tamamladı: “Kulüpler devlet otoriteleriyle iyi geçinmeli. Özellikle yerel kulüplerin belediyeler ile arasını daha iyi tutmalı. Fakat özgün kalabilmeleri ve ekonomilerini doğru kurgulayabilmeleri için şirketleşmeleri gerekiyor. Sarıyer’in de olmazsa olmazı şirketleşmedir. Bu saatten sonra bu işler dernek tüzüğü ile yürümez. Gerekirse takım adının başına sponsor alacak. Birçok takım bunu yapıyor. Bu sene inşallah şampiyon olacak bir takım yaratırız, Sarıyer’e ve Başkan’a başarılar diliyorum.”