Federasyonlaşmaya giden yol haritası!
Değerli dostum Muzaffer Batumlu’nun beni onurlandıran teklifi ile Spor Meydanı sitemizde mücadele sporları içerikli bilgi ve birikimlerimi siz değerli okurlarla bu ilk yazımla birlikte paylaşmaya başlıyorum. Sitemizde yazan tüm yazar arkadaşlarıma merhaba…
Yıllardan bu yana mücadele sporlarının spor basını ve kamuoyunda sesini yeterince duyuramamasının sıkıntısını yaşamış ve bunu kendine dert etmiş biri olarak spor meydanı gibi elit bir spor sitesinin bana bu imkânı vermesinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum.
Federasyon çatısı altında mücadele eden branşların sorunları ve başarılarını kamuoyuna duyurmak çok daha kolayken henüz resmileşemeyen birçok branşın sesini duyurmak oldukça zor ve güç şartlarda oluyor maalesef.
Ülkemizde yapılan onlarca mücadele spor branşının merdiven altı diye tabir edilen spor salonlarından ve ehil hatta resmî belgesi dahi olmayan antrenörlerin tahakkümünden kurtarıp devlet gözetimini altına alabilmenin şu an Türk sporu için çok önemli bir hedef olması gerektiğini düşünüyorum.
Ülkemizde resmi bir statü haricinde mücadele sporu yapan ve birçok farklı sistemi çalışan antrenör ve sporcularımızın devletin sağlayacağı sosyal haklardan faydan lamalarının yolunu açmak için yoğun ve ısrarlı bir kamuoyu çalışmasının çok geciktiği gerçeği ile karşı karşıyayız maalesef.
Son dönemde kamuoyunda oldukça tartışılan ve benimde youtube kanalımda son samuray isimli programımla gündeme getirdiğim vuruşlu karate sistemlerinin resmileşme çalışmaları ve bu uğurda çektikleri sıkıntılar diğer tüm federasyon isteyen branşlar için kullanma kılavuzu olmalıdır.
Tarih boyunca Türkiye’de bir branşın federasyonlaşma yolculuğu devlet geleneği ve aklı ile olmuştur.
Judo önce güreş federasyonuna bağlanıp sonra bağımsız federasyon olurken Taekwondo ve karate judo’ ya wushu ise önce karate sonrasında judo federasyonlarına bağlanmış bu federasyonlarda resmiyet süreçlerini ve çalışmalarını tecrübe ederek faaliyetler gerçekleştirmiş ve de uluslararası arenalarda kendilerini ispat ederek bağımsız olmaya hak kazanmışlardır.
İşte bu yol haritası şu an kyokushın branşındaki örnek gibi resmileşmenin yolunu bize en çarpıcı şekilde göstermektedir.
Tüm mücadele sistem ve branşlarının ‘da bu yolu takip edip devletin imkân ve olanakları ile faaliyetle ine devam etmeleri çalıştırdıkları öğrencilerinin ve Türk sporunun geleceği adına en tutarlı hareket şeklidir.
Spor basını olarak da bizlerin asli görevi devletin kontrolünden ve denetiminden uzak çalışılan tüm mücadele sistemlerinin resmi bir statü altına girmesi, bu branşları çalışan binlerce gencin yanlış fikirlere ve yollara sapmasına engel olabilmek için bu sistemlerin resmileşmesinin yolunu açacak her faaliyete destek olmasıdır.
Türk sporu ve Türk gençleri adına kutsal sayılabilecek bu vazife biz Spor Meydanı olarak ilk omuzu vermiş durumdayız.
Her mücadele spor branşının resmileşmesi umudu ve ideali ile sizleri sporculuk selamı ile selamlıyorum.
Her şey Türk mücadele sporları için
AYHAN KISRURE
Ayhan hocamı tebrik ediyorum her zaman Türk sporuna ve sporcusuna hizmetleri olan çok değerli bir hocamdır, kendisini örnek almak ve engin bilgilerinden faidalanmak herzaman kazanç olmuştur TEŞEKKÜRLER HOCAM