DOLAR 19,0190
EURO 20,3772
ALTIN 1.212,83
BIST 4.975,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 12°C
Çok Bulutlu
İstanbul
12°C
Çok Bulutlu
Çar 12°C
Per 13°C
Cum 14°C
Cts 15°C

Sıtmaya Razı Ediyorlar

Sıtmaya Razı Ediyorlar

Muhakkak ki şeytanın en büyük silahı, insanların yüreğine saldığı korku ve endişedir. İnsanları sürekli açlıkla, yoksullukla, hastalıkla, gelecek endişesiyle, ölümle korkutur. İnsanlar korktukça, şeytanın oyuncağı haline gelirler. Bu korkunun şeytandan geldiğini bir çok insan fark edemez. Bu korku ve endişelerin en büyük zararı, insan bünyesini tedavisi güç hastalıklara maruz bırakmasıdır.  

İnsan kılığında gezen şeytanlar da bunu fark etmiş olmalılar ki artık insanları korkutarak kontrol altına alıyor ve bu  yolla hesapsız paralar kazanıyorlar. Bu korku ve endişeler yüzünden yaşanan depresyon, kaygı bozukluğu ve benzer psikolojik hastalıklar son yıllarda tüm dünyada en üst düzeyde görülüyor. Geçen yıl yalnız ülkemizde 60 milyon kutu antidepresan ilaç  kullanılmış. Elbette şeytanın kazancı bu kadarla sınırlı değil. 

ilaciar

Tıp literatürüne tüm hastalıkların başına eklenebilen “başlangıç” diye, bir ön ek dahil ettiler. Her hastalığın bir başlangıç evresi olduğunu düşündürerek, insanlar korkutuluyor. Oysa hastalık bünyede ya vardır ya da yoktur. Bunları ben söylemiyorum, neyse ki aklı başında birkaç hekim var. Sürekli hem hasta olduğunu düşünen insanları, hem de meslektaşlarını uyarıyorlar ama dinleyen kim. Kendini biraz iyi hissetmeyen, sabah erkenden soluğu hastanede alıyor. Sonra gereksiz tahliller ve gereksiz tetkikler birbirini izliyor. Yine kullanılan dünya kadar gereksiz ilaç. Böylelikle ilaç ve medikal üreten firmalar paraya para demiyorlar.  

Şekerden ekmekten, paketlenmiş gıdalardan uzak durun diyenleri, kimsenin dikkate aldığı yok. Sofraya alkollü ve asitli içecek olmadan oturmayanların sayısı oldukça fazla. Hala margarini iştahla yiyenler var. Abur cubur diye tanımlanan bisküvi çeşitlerini eskiden yalnız çocuklar yerdi. Şimdilerde yediden yetmişe herkes zevkle tüketiyor. İnsanlar kendilerini değil de bünyelerinde hastalık besliyorlar sanki. Endüstriyel gıdalar ilaç sanayisine yeni hastalar hazırlıyorlar. İnsanları korkutarak ilaç satan şeytani varlıklar, zararlı gıdaların reklamını yaparak satıyorlar.  

51388

Toplumları korkutarak mecbur ettikleri aşıların foyası sonunda ortaya çıktı. Ama pes etmiyorlar, insanları kurguladıkları yeni korku senaryolarına inandırmaya çalışıyorlar. Daha güçlü ve daha ölümcül virüslerin yolda olduğunu söylüyorlar. Daha kapsamlı aşılar geliştirmekle meşgul olduklarını söylemeyi de ihmal etmiyorlar. İllaki hepinizi aşılayacağız, aşı olmazsanız beslenme yoluyla bu sıvıyı vereceğiz diyorlar. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin geldiği son nokta böyle. Yüce Dinimizin Kitabı, “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.” mealindeki ayetlerle şeytani güçlerin oyunlarına karşı bizleri uyarıyor.  

Sağlık ve huzurla kalın. 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.