DOLAR 32,3753
EURO 35,0555
ALTIN 2.326,55
BIST 9.096,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Özlenen Kalabalıklar

Özlenen Kalabalıklar

Salgın sebebiyle bir yıldır lig maçları seyircisiz oynanıyor. Boş tribünlerde sporcuların sesleri yankılanıyor. Bazen sert bir şutun yankısı, bazen bir güvercinin kanat çırpışı bozuyor sessizliği. Boşluktan kuş yuvaları çoğalmış olmalı statlarda. Geceleri de baykuşlar ötüyordur muhtemelen, terk edilmiş viranelerde öttükleri gibi…

Stat dışında da durum farklı değil. Çevrede gezinip duran, bir kaç görevliden başka kimse yok çoğu kez. Stadın otoparkı neredeyse bomboş, sahipsiz köpeklere ev sahipliği yapıyor bu haliyle. Dumanı tüten köfte arabaları uğramıyor artık buralara. Uzun zamandır et kokusu yok, statların çevresinde. Takımların formasını, şapkasını, atkısını, bayrağını satan seyyar satıcılar da gelmiyor artık. Eski renk cümbüşünü arıyor gözlerimiz. Su satan çocuklar da yok. Çay kahve kaynamıyor, simit satılmıyor. Dolmuş ve taksilerin yolu düşmüyor buralara, eskisi kadar. Haftada bir gün olsun dolup taşan statlar ve çevreleri hiç bu kadar kimsesiz kalmamıştı.

Oysa çok değil bir yıl önce, maç günlerinde pazaryerinden farksızdı buralar. Yüzlerce insan geçimini sağlıyordu. Su satan, çekirdek satan çocuklar harçlığını çıkarıyordu. Evinde yaptığı böreği, çöreği satan kadınlar evine para götürüyordu. İnsan kalabalığını değerlendirmek için ayna tarak, çakı çakmak gibi şeyler satanlar da oluyordu. Bu satıcılardan bazıları, bir kere bile stadın içini görmemişti. Bayrağını, formasını sattığı takımın taraftarı değildi çoğu. Onlar ekmek derdindeydi, geçim derdindeydi. Maçların seyircisiz oynanması en çok onları etkiledi.

Seyirci stat atmosferini özlemiş olsa da ev konforunda seyrediyor maçları. Maçları yayınlayan kanal, abone sayısını artırdı bu dönem. Artan reklam gelirleriyle birlikte, güzel para kazanıyor şirket. Her maç sonrası kamyonlar dolusu çöp toplayan stat çalışanları da memnun olmalı halinden. On binlerce insanın stada giriş çıkışını kontrol eden ve güvenlik tedbirleri almakla görevli personel de bu durumdan şikâyetçi değildir belki. Yine de herkes, bir an önce maçların seyircili oynanacağı günlerin beklentisi içinde.

Komplo Teorisi mi? 

Komplo teorisyenlerine göre, hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Covid 19 salgını bitse bile, toplum başka tür virüsler sebebiyle yine evlere kapatılacak. Hiç birimiz üretilen bu teorilere inanmak istemiyoruz. Ancak yaşadığımız bu sıkıntılı günlerin de bir kaç yıl önce, bir komplo teorisi olduğunu unutuyoruz. Dünyadaki hiçbir şey, insan hayatı kadar önemli değildir. Vaka sayısının artış gösterdiği bu günlerde, yetkililerin aldığı tedbirlere daha sıkı bir şekilde uymamız gerekiyor. Eski günlere dönmenin yolu, alınan bu tedbirlerin uygulanmasından geçiyor. Sağlığımız ve geleceğimiz için bir süre daha sabredelim.

Sağlık ve huzurla kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.