Muhabbettiniz Bol Olsun

Kısaca kahve diye bilinen kahvehaneler, her mahallenin sokağına caddesine yayılmış durumda. Geç saatlere kadar masa oyunları oynanan, irili ufaklı mekanlar bunlar. Bu mekanların müşterileri sürekli aynı kişilerden oluşuyor. Kimisi emekli, kimisi belki işsiz ama hepsi orta yaş civarı, hatta bir bölümü yaşlı başlı adamlar. Bir de mesaiden sonra gelen çalışanlar var, onlar da yine orta yaş grubundan.

Gençlerin oyun anlayışı farklı olduğu için onlara bu tür mekanlarda pek fazla rastlanmıyor. Neredeyse tüm masalar, günün her saatinde dolu oluyor. Her masada bir okey takımı veya bir deste oyun kâğıdı, sigara paketleri ve sürekli dolup boşalan çay bardakları. Bir de sık sık dolan ve boşaltılan kül tablaları. Kimsenin baktığı yok ama televizyon hiç kapanmıyor. Yaz kış aynı manzara, kapalı alanda sigara yasağı olduğu için insanlar sokaklara taşmış. Dilenci, simitçi, dürümcü arada bir yoklayıp çıkıyorlar. Taşların, kağıtların elden ele dolaştığı bu mekanların, hijyenik veya sağlıklı olup olmadığını tartışmaya bile gerek yok. Yüzlerce kişinin sürekli aynı bardaklardan çay içtiğini düşünürsek, tartışma başka bir boyuta taşınır. Ancak ağır kış şartlarının hâkim olduğu bölgelerde, sosyalleşmek için insanların bu mekanlar dışında çok fazla bir seçeneği bulunmuyor.

Bazı kahvehanelerde masa oyunları bulunmuyor, yalnız çay ve kahve. Bu tür mekanlarda her gün vatan kurtarılır, ekonomi düzeltilir, futbolcular ve hocalar eleştirilir. Ayrıca bol bol dedikodu üretilir, sınırsız bir şekilde zaman tüketilir. Esnaf ve meslek gruplarına yönelik kahvehaneler bir nebze de olsa, kuruluş amacına uygun olarak faaliyet gösterirler. Camilerin hemen dibindeki çay ocakları, ezan saatleri öncesinde veya namaz bitiminde dolar taşar. Bu çay ocaklarında tesbih saat ve mis satıcıları günün her saatinde cami cemaatine satış yapma derdindedir. Birkaç iskemle ve sehpadan ibaret çay ocaklarının çayı, diğer mekanlardan her zaman daha kalitelidir. Belirli saatlerde sazlı sözlü atışmalara sahne olan, aşıklar kahveleri neredeyse tarih olmak üzere.

Şimdiki gençlerin eğlence anlayışı ve hızla değişen kültürel yapı, zaman içerisinde bu tür mekanları tükenme noktasına getirecektir. Erkek hakimiyetinin ön planda olduğu kahvehaneler, yaşanan sosyal değişim sebebiyle hızla kadınların da içinde bulunduğu mekanlara dönüşüyor. Kafe adıyla bilinen müzikli, yemekli fakat aynı zamanda içkili mekanlar giderek çoğalıyor. Kabarık faturaların ödendiği kafeler, daha çok gençler tarafından tercih ediliyor.

Kaynaklara baktığınızda “kahvehaneler, edebi, siyasi ve sanat ile ilgili bazı oluşumların doğuşuna zemin hazırlayan mekanlar” olarak tarif ediliyor. Toplumsal sorunların tartışıldığı kültür mekanları olarak da tarif edenler var. Gönül arzu ediyor ki kahvehane veya kafe olarak bilinen tüm mekanlar, tariflere uygun hale gelsinler. Maksat ne oyun oynamak ne de zaman öldürmek olmasın. “Gönül ne çay ister ne çayhane. Gönül muhabbet ister, çay bahane.” sözündeki gibi esas maksat muhabbet olmalı. Muhabbet, sevgidir. Dostça oturup konuşabilmektir. Toplumun yaraları ancak bu şekilde tedavi edilebilir, sevgi ve muhabbetle.

Sağlık ve huzurla kalın.