DOLAR 32,2672
EURO 35,0919
ALTIN 2.269,52
BIST 8.900,73
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 22°C
Cts 21°C
Paz 20°C

Kuduzun Ayak Sesleri

Kuduzun Ayak Sesleri

Bizim çocukluğumuzda belediyeler, köpekleri sokak ortasında zehirleyerek veya vurarak öldürürlerdi. Sonra belediyenin araçları, köpek cesetlerini üst üste yığarak götürürdü. Götürüp gömerler miydi yoksa belediyenin umumi çöplüğüne mi atarlardı, işte orası muamma. Mahallenin çocuklarının beslediği ve sahiplendiği köpekler bile ya kurşunlara hedef olurdu ya da zehirli köftelerden nasibini alırdı. O çocukların yaşadığı travmayı varın siz düşünün. Belediyenin itlaf ekibi ne zaman gelirdi bilinmez ama şikâyet üzerine harekete geçtikleri kesindi. Bazıları bu itlafları temizlik gibi görse de birçok insanı vicdanen rahatsız ediyordu. O yıllarda bugünkü anlamda köpek besleyen yoktu, büyüklerimiz köpeği bahçeye bile sokmazlardı.

Sonraki yıllarda hayvan severlerin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının tepkisi üzerine, itlaf uygulamasından vazgeçildi. Belediyeler hayvan barınakları kurarak, başıboş köpekleri topladılar. Köpekleri götürüp bu barınaklara hapsettiler, gereği gibi bakılmadı hayvanlara. Birçoğu açlıktan ve bakımsızlıktan telef oldu. Basına yansıyan görüntüler yine vicdanları rahatsız etti. Bu sefer kısırlaştırma yoluna gidildi. Kısırlaştırılan hayvanlar normalden çok daha fazla kilo aldılar, bu yüzden hareket edemez duruma gelenler oldu. İç organları çalışmaz hale geldi, yavaş yavaş ölmeye başladılar. Zaten yaşamaları da eziyetten başka bir şey değildi.

Sonraki yıllarda toplumda bir köpek besleme modası başladı. Önceleri evinin önünde gezinen köpeğe tahammül edemeyen insanlar, evlerinde köpek beslemeye başladılar. Tasmayla köpek gezdirmek spor haline geldi. Kedi ve köpekleri dost edindiler, onları evladı gibi sevenler oldu. Belki insanlar arasındaki sevgi ve güven kopukluğu, böyle bir dostluğa zemin hazırlamıştı. Toplum pet shoplarla, veteriner klinikleriyle hatta hayvan hastaneleriyle tanıştı. Marketler tıka basa kedi köpek mamalarıyla doldu taştı. Fakat insanlarla köpekler arasındaki dostluğa, insanlar sudan sebeplerle ihanet ediyordu. Kimisi hevesini alınca, kimisi masraflı olduğu gerekçesiyle hayvanları ormana veya sokaklara terk ediyorlardı. Pandemi döneminde sayısız kedi ve köpek virüs yaydıkları endişesiyle sahipleri tarafından, sahipsiz bırakıldı. Dikkat edin sokaklarda gezen köpeklerin bir kısmının boynunda tasma, kulağında küpe görürsünüz.

Terk edilen köpekler gruplar halinde sokak aralarında yaşamaya başladılar. Bakım ve ilgi olmadığı için sürekli aç geziyorlardı, belki biraz da bu yüzden saldırgan olmaya başladılar. Toplum sağlığı, hatta insan hayatı için potansiyel tehlike haline geldiler. Basında her gün köpek saldırısı sebebiyle yaralanan insanların haberlerini görmeye başladık. Başıboş köpekler dışında bir de tasmasız gezdirilen, tehlikeli ırk köpekler var ki onlar da ayrı bir sorun. Bu tür köpekler hangi mantıkla çoğaltılır ve satışına izin verilir, anlaşılır gibi değil.

İtlaf etme, barınaklarda toplama, kısırlaştırma derken bu sefer de tedbirsizlik yüzünden insanlar zarar görüyor. Köpek ısırması sonucu hastanelik olan yüzlerce insan var. Toplumda kinofobi yani köpek korkusu hızla yayılmaya başladı. Son olarak hayatının baharındaki bir çocuğun, kuduz sebebiyle hayatını kaybetmesi korkuları iyice artırdı. Herkes tedirgin, insanlar yetkili mercilerin bir an önce bu konuda etkin tedbirler almasını bekliyor. İtlaf, barınak ve kısırlaştırmanın çare olmadığını biliyoruz. Yeterli ilgi ve sağlıklı beslenme bu hayvanları mutlaka sakinleştirecektir. Kontrolsüz çoğalmanın önüne geçerek, sokak köpeklerinin sayısı azaltılabilir. Aslında en önemli sorun bu işin ticari boyutu. Bu hayvanların satışı durdurulmalı veya sınırlı hale getirilmelidir.

Daha önemlisi bu konuda, kurumlar arasındaki yetki karmaşasının bir an önce çözülmesidir.

Sonuç olarak insan hayatından daha değerli bir şey yoktur. Gerekirse en radikal tedbirler gündeme alınarak toplum sağlığı ve insan hayatı korunmalıdır.

Sağlık ve huzurla kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.