Sonucu merakla beklenen Fenerbahçe – Galatasaray derbisinde dolu tribünler ve güzel bir atmosfer vardı. Maça iki takımda temkinli başladı. Kontrolü elden bırakmadan ve riske girmeden bir oyun anlayışı sergilediler. İsmail Kartal, Fred’in yokluğunda İrfan Can Kahveci’yi orta alanda Crespo ile oynatıp kanada ise Cengiz Ünder’i monte ederek başladı.
Ancak bu sistem pek tutmadı. İrfan Can Kahveci’nin o bildiğimiz kanat hücumlarını Cengiz’de göremedik. Beklenen verim alınamadı. Maçın ilk devresinde öyle bir maç izledik ki; renksiz ve tatsız bir maç oldu. Ancak; maç öyle bir hal aldı ki; ortalama her iki dakikaya bir faul düştü! Özellikle Dzeko’nun (mecazen) Nelsson ve Abdülkerim ikilisinden dayak yediğini söylersem yanlış bir ifadede bulunmuş olmam. Her iki kaleciye hiç iş düşmedi.
İkinci devreye İsmail Kartal doğrusunu yaparak başladı. Cengiz’i kenara alıp İsmail Yüksek’i oyuna aldı. İrfan’da kendi görev yerine geçince Fenerbahçe oyuna ağırlığını koydu. Galatasaray’da oyun anlayışı, Fenerbahçe’nin tehlikeli ayaklarını durdurmak üzere kurulmuştu. Bu normal durdurma değildi. Ayağına topu alan Fenerbahçe’li neredeyse her futbolcu kendini yerde buldu.
Hakem Arda Kardeşler stresi bol bir maça çıktı. Bunu kabul ederim. Ancak; kasti yapılan fauller karşısında kartlara başvurmaması ilginçti.
2.raund Cuma akşamı Riyad’da… Turkcell Süper Kupa Finali…
Tabii bu maçta Fred’in oynayacak olması, dengeleri etkiler diye düşünüyorum. Dikkatimi çeken farklı bir hususta Okan Buruk’un maçın son 15 dakikasında forveti dörtleyerek, maçı almak istediğini çok net göstermesiydi. Cesurca bir karardı. Ancak bir o kadar da riskliydi. Okan hoca bu tarz hamleler yapmayı seviyor. Fakat böylesine maçlarda hatanın telafisi zor. Bunu da vurgulamak istedim.
Kadıköy’de şampiyonluk yolunda daha şimdiden yalnız kalan iki takımın maçında kazanan olmadı. Kazanamadılar ancak kaybetmediler de…