Şampiyonluğunu Ankara’da ilan eden Galatasaray’la, Fenerbahçe görünüşte prestij gibi olsa da iddialı bir maça çıktılar. Maça Fenerbahçe iyi başlasa da Galatasaray buna karşılık verdi.
Açıkçası karşılaşma kora kor bir mücadele şeklinde geçmeye namzetti. İkili mücadelenin yoğun olduğu sertliğin sık sık yaşandığı bir ilk yarı oldu. Maçın hakemi Abdülkadir Bitigen ilk devre özelinde yetersizdi, desem yanılmış olmam.
Takdir haklarında hatalı kararlar verdi. Galatasaraylı futbolcuları stresli ve gergin buldum. Şampiyonluğunu ilan eden bir takımın bu kadar gergin olmasını anlamakta zorluk çektiğimi belirtmeliyim. Üstelik golü de bulmalarına rağmen. Arda yakın markaj altında etkisizdi. Jesus’un Rossi ısrarı, İrfan Can Kahveci’nin yedek olmasını sağladı. Rossi ise yine gününde değildi.
Bu tip maçlarda saha içi lider şarttır. Bu isim de bence İrfan Can Kahveci olmalıydı.
İkinci yarı sahayı daha iyi parselleyen bir Galatasaray vardı
Rakip alanda pres yapan, hataya zorlayan bir futbol anlayışı. Haftalardır olduğu gibi bu gece de vardı. Tabii bir de maçın hakemi..!! Dakikalar 61’i gösterirken Peres’in Zaniolo’yu düşürmesini, gole gidiyor düşüncesi ile direkt kırmızı kartla cezalandırdı. Oysa ki Zaniolo çarpraz pozisyondaydı ve geriye koşan iki Fenerbahçeli futbolcu vardı. Peres’in atılmasıyla mücadele gücü ve Motivasyonunu kaybeden Fenerbahçe adeta dağıldı.
Goller de peşi sıra gelmeye başladı
Hep demişimdir. Bazen küçük ayrıntılar çok önemlidir. Bir sezon daha böyle hüsranla sonuçlandı. ”Pire’ye kızıp yorganı yakmanın” anlamı yok. Mantıklı bir şekilde düşünüp, kararlar öyle alınmalı. Jesus ile hatalarına rağmen devam edilmeli. İstikrar için şart bu. Eksik yerlere iyi transferler de şart tabii. Şu unutulmamalı.
Galatasaray geçtiğimiz sezonu 13.sırada bitirmişti. Şimdi ise; şampiyon oldu…
Umarım kıssadan hisse çıkarılır.