G-TQCBD7NNX5
Dolar 42,5274
Euro 49,6098
Altın 5.782,09
BİST 10.918,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Çok Bulutlu
İstanbul
18°C
Çok Bulutlu
Cts 20°C
Paz 15°C
Pts 12°C
Sal 12°C

Sporun Sahası mı, Siyasetin Arenası mı?

Sporun Sahası mı, Siyasetin Arenası mı?
19 Ekim 2025 11:50
A+
A-

Siyasetin Spor Alanına Yansıması

Udine sokakları, 2026 Dünya Kupası Avrupa Elemelerindeki İtalya-İsrail maçı öncesi binlerce sesle çınladı. “Filistin’e özgürlük”, “İsrail’i boykot et” sloganları, sadece stadyumun değil, aynı zamanda vicdanların da yankısı gibiydi. Spor, normalde tarafsız bir alan; birleştirici, coşkulu, dostluğu pekiştiren bir mecra olarak görülür. Ancak bugün, sahaların ortasında adeta tarih ve politika yüzleşiyor.

Protestoların Mesajı

Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan yürüyüş, sadece bir protesto değildi. Gazze’de yaşamını yitiren çocukların isimlerinin yazılı olduğu dev kefen, sessiz ama güçlü bir mesaj taşıyordu: “İnsani merhamet, politik sınırları tanımaz.” Andrea’nın ve Marco’nun sözleri, sadece Gazze’ye değil, dünya vicdanına sesleniyordu: Spor, adaletsizliği normalleştirmek için bir araç olmamalı.

Güvenlik Önlemleri ve Çatışmalar

Fakat olaylar, göstericilerin stadyuma yürüyüşünü engelleyen güvenlik önlemleri ile farklı bir boyut kazandı. Tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve cop müdahaleleri, sporun masumiyetine gölge düşürdü. Bir gazetecinin yaralanması, bu çatışmanın ne kadar kırılgan bir zeminde gerçekleştiğini gösterdi.

Stadyumdaki Tablo

Stadyumda ise tablo farklıydı ama çelişkiliydi: 25 bin kişilik alanda yalnızca 8 bin kişi maçı izleyebildi; bazı taraftarlar İsrail marşını ıslıklarken, bazıları alkışladı. Geçen yılın Udine maçında olduğu gibi, spor alanı bir kez daha toplumsal ve siyasi kutuplaşmanın aynası oldu.

Güvenlik Önceliği ve Sporun Trajedisi

Udine’nin çatılarındaki keskin nişancılar, bomba imha ekipleri ve Mossad görevlileri… Her detay, güvenliğin ne kadar öncelikli olduğunu gösterirken, aynı zamanda sporun bir güvenlik sahasına dönüşmesinin trajik yanını da hatırlatıyor.

Spor, sadece skor tabelasından ibaret değildir. O, vicdanların, insan haklarının ve adaletin sahnesi olmalıdır. Sporun sahası, siyasetin arenası hâline geliyorsa, biz kaybediyoruz. Bugün Udine ‘de yaşananlar, sadece bir maç değil; küresel vicdanın bir sınavıdır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.