Kimse bizim hakkımızda bir şey bilmediğinde, daha fazla güvende oluruz ve hayatımız daha güzel olur. Ama gelin görün ki, herkes öne çıkma ve meşhur olma derdinde. Canlı yayın yapan bir kameraya denk geldiğinde, insanlar kadraja girmek için inanılmaz şekilde bir çaba sarf ediyorlar. Bir de eşini dostunu arıyor, “falan kanalda canlı yayındayım, görebiliyor musun.” diyorlar. Beş on saniyeliğine ekranda olmak için neler yapmıyorlar ki. Dünya kupası maçlarında iki saniye kendini ekranda görmesi, nasılda mutlu ediyordu insanları. Görüntü yönetmeninin dikkatini çekmek için kılıktan kılığa gidiyorlardı. Camilerden yapılan canlı mevlit yayınlarında da hocayı değil de, kameraları takip eden mümin kardeşlerimiz yok değil. Bunların hepsi, aslında her insanda var olan beğenilme ve şöhret arzusundan kaynaklanıyor.

Sosyal medyanın hayata geçişinden sonra, bu arzu farklı boyutlarda kendini göstermeye başladı. Bazıları kendilerini beğendirmek için güzel sözler paylaşmaya gayret ediyor. Ancak paylaşılan sözlerin bir çoğu alıntı veya çalıntı. Kaynak göstermeden kitaplardan kopyalanan koca paragrafı, kendi sözleri veya fikirleriymiş gibi duvarına yapıştıranların sayısı az değil. Selfie (özçekim) paylaşımlarından gına gelmişken, bu seferde sosyal medya filtre edilmiş resimlerden geçilmiyor. Son günlerini yaşayan anne veya babayla çekilen selfie’leri, paylaşmanın mantığını anlamış değiliz. Ya da hastanede serum kendi kolundayken çektirilen resimlerin paylaşımı ajitasyon olmuyor mu? İki satır yazıyla ifade edilebilecek durumları, yorumsuz resimlerle ifade etmeye çalışmanın mantığı var mı? Yemek, yeni araba veya yeni ev paylaşımları ile beğeni toplamak ne kadar etik?

Kendini amirine beğendirmek için uğraşan kamu personelinin, sosyal medya paylaşımlarını toplum olarak etik bulmuyoruz. İbadet için gidilen mekanlardan paylaşılan resimleri riyakarlık olarak görüyoruz. Fakat zaman zaman kınadığımız paylaşımları biz de yapıyoruz. Öyle paylaşımlar var ki bir bakışta adamın ruh halini veya kişiliğini çözebiliyorsunuz. Gönderme veya laf sokma amacıyla yazılan sözler, muhatabı yerine neden arkadaş listesine gönderilir anlaşılır gibi değil. İnsanlar takip edilmek istiyorcasına, gittikleri her yerden anlık bildirim yapıyorlar. Bilinçsizce gittikleri mekanların ücretsiz reklamlarını yapıyorlar, haberleri yok. İnsanlar kişisel yetersizliklerini, süslü paylaşımlarla örtmeye çalışıyorlar.
Uzmanlar mutlu anılarınızı, başarılarınızı, kazanımlarınızı, çocuklarınızı ve onların başarılarını sosyal medyada paylaşmayın diyorlar. Sayfanızda bulunan arkadaş listenizdekilerin kaç tanesi gerçek arkadaşınız veya dostunuz, siz bile bilmiyorsunuz. Bazılarına göre negatif enerjiden, bazılarına göre nazardan etkilenebilirsiniz. Yaptığınız paylaşımlar yüzünden mutluluğunuz huzursuzluğa dönüşebilir. İstihbarat örgütleri, hırsızlar ve çetelerin de sosyal medyayı takip ettiğini unutmayın. Bu tür paylaşımları oluşturacağınız aile grubunda yaparsanız, daha huzurlu ve güvende olursunuz.
Sağlık ve huzurla kalın.