DOLAR 32,5214
EURO 34,7856
ALTIN 2.420,98
BIST 9.711,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

Geleceğimiz Kararmasın

Geleceğimiz Kararmasın

Belki otuz kırk yıl önce barajların, hidroelektrik santrallerinin, göletlerin gerekli olduğunu düşünüyorduk. Hatta bunların insanların ve çevrenin menfaati için yapıldığını zannediyorduk. Yıllar sonra anladık ki bunların her birisi, büyük bir çevre felaketinin habercisiymiş. Göllerimiz kurumaya başlayınca aklımız başımıza geldi. Doğal akışa engel olunca, doğanın dengesi bozulmaya başladı. Akarsuların yolunu, hatta yatağını değiştirmenin zararları zaman içerisinde ortaya çıkmaya başladı. Yalnız yer üstü değil, yeraltı sularının akışına da müdahale edildi. Ne amaçla olursa olsun yapılan tüm sondajlar, gölleri besleyen su damarlarını kuruttu. İklim değişikliği ve kuraklık göllerin kuruma sebebi olarak gösterilse de barajların, hidroelektrik santrallerinin, göletlerin bu konudaki rolü çok daha fazla. Kaldı ki geçen kış yağan yağmurun, karın haddi hesabı yoktu. Rekor miktardaki yağışların göllere hiçbir faydası olmadı.

EĞİRDİR Gölü’nün yüzeyi, 10 yılda 520 kilometrekareden 436 kilometrekareye geriledi.

Bir zamanlar Eğirdir Gölünün dalga sesleri birkaç sokak öteden duyulurdu. Gölün suları o kadar çekilmiş ki şimdi kıyıdaki evlerden bile duyulmuyor. Gölün kenarlarında karaya oturmuş kayıklar, tekneler güneşin altında peynir gibi ufalanmış. Bu kayıkların bir daha gölün sularıyla buluşması çok zor. Bırakın kıyıları, açıklarda bile kayalar ortaya çıkmaya başlamış. Göl üzerinde önceki yıllarda hiç görmediğimiz kuş türleri var. Bunlar sığ sularda avlanmayı seven kuş türleri olabilir. Suların çekildiği kıyıları sazlıklar işgal etmiş. Suların çekilmesiyle birlikte göl hızla kirlendi, gölden kötü kokular gelmeye başladı. Evlerdeki musluklardan çamur akıyor. Gölün çevresindeki yerleşim birimlerinin tamamı içme ve sulama suyunu gölden temin ediyor. Suyun içilecek hali kalmamış, herkes damacanalarla su alıyor. Gölün çevresindeki tepeler mermer ocaklarıyla kuşatılmış. Bu ocakların kirli suları, göle akıyor. Mermer çıkarmak için yüz binlerce ağaç kesildi, doğal görünüm inanılmaz derecede zarar gördü. Neresinden baksanız yaşananların olumlu bir yönü yok, insanın yüreği sızlıyor.

Sanki Gölü Bitirmek İçin Uğraşıyorlar.

Eğirdir Gölünden faydalanan çiftçiler, sanki gölü bitirmek için uğraşıyorlar. Sayısız dalgıç pompa gece gündüz elma bahçelerine su çekiyor. Hukukunda bir sulama yapılmıyor, bilinçsiz ve vahşi bir şekilde göl boşaltılıyor. Adeta herkes gölü bahçesine taşımak için çalışıyor. Suların her geçen gün çekilmesi onları rahatsız etmiyor. Pompaların boruları biraz daha uzatılarak sorun çözülüyor. Daha fazla ürün almak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Sonra gereğinden fazla üretim yapıldığı için, en kaliteli elmayı bile tüccar yok pahasına almaya kalkıyor. Kalanı üç kuruş paraya satılmak üzere, meyve suyu fabrikalarının önünde kamyonlarla sıra bekliyor. Fazla üretim sebebiyle üretici para kazanamıyor. Parayı ilaç, malzeme satan esnaf ve soğuk hava depoları kazanıyor.

Elma üreticisi değerli çiftçi kardeşlerim, gölü bahçenize taşımaktan vazgeçin. Bilinçli bir şekilde sulama yapın. Bugün birkaç metre daha fazla boru kullanarak gölden su çekiyor olabilirsiniz. Yarın öbür gün sular çekildikçe, boruları uzatmanın bir faydası olmayacak. O zaman bahçenizdeki ağaçları yakacak odun niyetine satmak zorunda kalacaksınız. Gölden en fazla faydalanan sizlersiniz, yol yakınken bu tutum ve davranışınızdan vazgeçin ekmeğinizle oynamayın. Hani damlama sistemiyle sulama yapacaktınız. Damlama borularını bahçenizin bir köşesinde çürümeye terk etmişsiniz.

Gölden faydalanan Belediyelerin Başkanları,  bu konuda en fazla duyarlı olması gerekenlerden birisi de sizlersiniz. Göl kurursa veya daha fazla kirlenirse, şebekenize verecek suyu nereden bulmayı düşünüyorsunuz. Yakın geçmişte çıkarılan gölü koruma kanununun uygulamasını takip etmek ve uygulamak sizlerin öncelikli göreviniz olmalı.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, son yıllarda göldeki ortalama su seviyesinin 16 metreden 4 metreye kadar düştüğünü belirterek, “Eğirdir Gölü kırmızı alarm vermektedir” dedi.

Sorumluluğun Büyüğü Seçilmişlerin ve Atanmışların Olacaktır.

Göl için çıkarılmış ancak kâğıt üzerinde kalmış bir koruma kanunu var. Bu kanuna işlerlik kazandırmak için Milletvekillerinin de bir çabası görülmüyor. Belki de can çekişen bu göl, bir oy deposudur. Samimiyetle bu sorunun çözümü için çalışacak parti veya milletvekilleri, mutlaka karşılığını oy olarak alacaktır. Gölün kuruması halinde çevreye ve ekonomiye vereceği zarardan hepimiz sorumlu olacağız. Ancak sorumluluğun büyüğü seçilmişlerin ve atanmışların olacaktır.

Bir avuç duyarlı insan sosyal medya üzerinden gölün korunması için mücadele ediyor. Göl kurumasın diye çabalıyorlar, onların da ellerinden yazıp çizmekten başka bir şey gelmiyor. Aslında hiç kimse gidişattan memnun değil ama herkes neme lazımcı olmuş. Oysa Eğirdir Gölü ve diğer göller ülkemizin geleceği için fevkalade önemli. Bu gidişata dur demek için herkesin mutlaka yapabileceği bir şeyler vardır. Seçilmiş, atanmış, çiftçi, vatandaş ayrımı yapmadan herkesi göreve davet ediyoruz. Lütfen göllerimiz kurumasın, geleceğimiz kararmasın. Unutmayın su yoksa para da yok, hayat da.

Not: Konu ile ilgili daha önce de yazdığımız köşe yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Sağlık ve huzurla kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.